'Ey Ali, onlardan ilki sensin'
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Benden sonraki İmamlar on iki kişidir. Ey Ali, onlardan ilki sensin, sonuncuları da, Allah Tebarek ve Teâlâ, yeryüzünün doğu ve batısını onun eliyle fethedecek olan Kâim'dir"
19.01.2017 00:00:00
Ebu Basir diyor ki: İmam Sâdık (a.s)'ın şöyle buyurduğunu duydum: "Bizden on iki kişi mehdîdir; bunların altısı geçip gitti (öldü) ve altısı da bâki kalmıştır (gelecektir); Allah (c.c) altıncıları hakkında sevdiğini yapacaktır."
Şeyh Saduk (r.a) diyor: "Bu konuda bana rivayet edilen hadisleri, Kemâlu'd-Din ve Tamamu'n-Nîme fi İsbati'l-Gaybe ve Keşfi'l-Hayre kitabında getirdim. Allah, daha iyi bilendir."
İmam Seccad (a.s) babası İmam Hüseyin'den, o da babası Hz. Ali'den, o da Resûlullah (s.a.a)'den şöyle buyurduğunu naklediyor: "Benden sonraki imamlar on iki kişidir; ey Ali onlardan ilki sensin, sonuncuları da Allah Tebarek ve Teâlâ, yeryüzünün doğu ve batısını onun eliyle fethedecek olan Kâim'dir."
Ali bin Ca'fer'den şöyle nakledilmiştir:
Muhammed bin İsmail bin Ca'fer (İmam Kâzım'ın yeğeni) benim yanıma geldi ve dedi ki: "(İmam Kâzım'ın kardeşi) Muhammed bin Ca'fer, Hârun'un huzuruna çıktı. Ona halife diye hitap ederek selamladı. Sonra da şöyle dedi: Yeryüzünde iki halife olacağını zannetmiyordum. Oysa gördüm ki, kardeşim Mûsa bin Ca'fer'i de halife diyerek selamlıyorlar."
İbrahim bin Ebu'l-Bilad dedi ki:
Yâkub bin Dâvud (Mûsa bin Ca'fer (a.s)'ın aleyhinde olanlardan biri de Zeydî mezhebinden olan Yâkub bin Dâvud idi) bana, kendisinin imamların imametine inanmadığını söylüyordu. Mûsa bin Ca'fer (a.s)'ın tutuklandığı gecenin ertesi sabahı, Medine'de Yâkub bin Dâvud'un yanı gittim. Yâkub şöyle dedi: "Biraz önce vezirin (Yahya bin Halid'in) yanındaydım. Bana dedi ki; Resûlullah'ın kabrinin yanı başında Hârun, Resûlullah'a hitaben şöyle diyordu: Annem ve babam sana feda olsun ey Allah'ın resulü! Aldığım karardan dolayı senden özür diliyorum. Ben Mûsa bin Câfer'i tutuklayıp zindana atmak istiyorum. Zira ümmetinin arasında onların kanının döküleceği bir savaş çıkaracağından korkuyorum."
Yâkub (ya da Yahya) şöyle devam etti: "Yarın onu tutuklayacağını zannediyorum."
Ravi diyor: "O gecenin sabahında Hârun, Fazl bin Rebî'i Mûsa bin Ca'fer (a.s)'a göndererek tutuklanmasını ve hapsedilmesini istedi. (Fazl, İmam'ın yanına vardığında) İmam (a.s) Resûlullah'ın makamında namaz kılıyordu.
Ebu Ahmed Hani bin Muhammed el-Abdî babasından şöyle naklediyor:
Mûsa bin Ca'fer (a.s), Hârun'ur-Reşid'in yanına gitti. Hârun dedi ki: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Dört tabiat hakkında bana bilgi ver."
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Rüzgâr şifa verici bir padişahtır. Kan, kötü bir köledir; bazen sahibini bile öldürmektedir. Balgam, güçlü bir düşmandır; nereden kapatırsan kapat, başka bir yerden kendine yol açar. Safra ise, yer gibidir; sallandığında üzerindekini de sallar."
Hârun dedi ki: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Allah ve Resulünün hazinelerinden insanlara bağış yapıyorsun."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh).
Şeyh Saduk (r.a) diyor: "Bu konuda bana rivayet edilen hadisleri, Kemâlu'd-Din ve Tamamu'n-Nîme fi İsbati'l-Gaybe ve Keşfi'l-Hayre kitabında getirdim. Allah, daha iyi bilendir."
İmam Seccad (a.s) babası İmam Hüseyin'den, o da babası Hz. Ali'den, o da Resûlullah (s.a.a)'den şöyle buyurduğunu naklediyor: "Benden sonraki imamlar on iki kişidir; ey Ali onlardan ilki sensin, sonuncuları da Allah Tebarek ve Teâlâ, yeryüzünün doğu ve batısını onun eliyle fethedecek olan Kâim'dir."
Ali bin Ca'fer'den şöyle nakledilmiştir:
Muhammed bin İsmail bin Ca'fer (İmam Kâzım'ın yeğeni) benim yanıma geldi ve dedi ki: "(İmam Kâzım'ın kardeşi) Muhammed bin Ca'fer, Hârun'un huzuruna çıktı. Ona halife diye hitap ederek selamladı. Sonra da şöyle dedi: Yeryüzünde iki halife olacağını zannetmiyordum. Oysa gördüm ki, kardeşim Mûsa bin Ca'fer'i de halife diyerek selamlıyorlar."
İbrahim bin Ebu'l-Bilad dedi ki:
Yâkub bin Dâvud (Mûsa bin Ca'fer (a.s)'ın aleyhinde olanlardan biri de Zeydî mezhebinden olan Yâkub bin Dâvud idi) bana, kendisinin imamların imametine inanmadığını söylüyordu. Mûsa bin Ca'fer (a.s)'ın tutuklandığı gecenin ertesi sabahı, Medine'de Yâkub bin Dâvud'un yanı gittim. Yâkub şöyle dedi: "Biraz önce vezirin (Yahya bin Halid'in) yanındaydım. Bana dedi ki; Resûlullah'ın kabrinin yanı başında Hârun, Resûlullah'a hitaben şöyle diyordu: Annem ve babam sana feda olsun ey Allah'ın resulü! Aldığım karardan dolayı senden özür diliyorum. Ben Mûsa bin Câfer'i tutuklayıp zindana atmak istiyorum. Zira ümmetinin arasında onların kanının döküleceği bir savaş çıkaracağından korkuyorum."
Yâkub (ya da Yahya) şöyle devam etti: "Yarın onu tutuklayacağını zannediyorum."
Ravi diyor: "O gecenin sabahında Hârun, Fazl bin Rebî'i Mûsa bin Ca'fer (a.s)'a göndererek tutuklanmasını ve hapsedilmesini istedi. (Fazl, İmam'ın yanına vardığında) İmam (a.s) Resûlullah'ın makamında namaz kılıyordu.
Ebu Ahmed Hani bin Muhammed el-Abdî babasından şöyle naklediyor:
Mûsa bin Ca'fer (a.s), Hârun'ur-Reşid'in yanına gitti. Hârun dedi ki: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Dört tabiat hakkında bana bilgi ver."
İmam (a.s) şöyle buyurdu: "Rüzgâr şifa verici bir padişahtır. Kan, kötü bir köledir; bazen sahibini bile öldürmektedir. Balgam, güçlü bir düşmandır; nereden kapatırsan kapat, başka bir yerden kendine yol açar. Safra ise, yer gibidir; sallandığında üzerindekini de sallar."
Hârun dedi ki: "Ey Resûlullah'ın oğlu! Allah ve Resulünün hazinelerinden insanlara bağış yapıyorsun."
(Uyun-u Ahbar'ir-Rıza (a.s), Şeyh Saduk İbn-i Babeveyh).
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.