Eski Türkiye'yi, yani AKP iktidarından evvelki dönemi kendi içinde tartışabiliriz, eksilerini ve artılarını sayıp dökebiliriz.Madem ki bu kavramları mevcut iktidar partisi ortaya atmıştır, madem ki kendi dönemleri olan yeni Türkiye, adeta kanatlanıp uçma aşamasına gelmiş bir ülke olarak takdim edilmektedir, öyle mi değil mi diye irdelemek şart olmuştur.Bir kere, "evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı" kapsamına girebilecek sayısız örnekler duyduk ve de yaşadık.3 Kasım 2002 genel seçimlerinin ertesi gününde başlayan Avrupa ve Amerika seyhatlarında, vekil dahi seçilememiş bir genel başkanın krallar, padişahlar gibi karşılanması, görüşmelerin, verilen sözlerin kayıt altına alınmamış olması Türk devlet geleneğinde, dolayısıyla eski Türkiye'de asla görülmüş şeyler değildi.Sayın başbakan dahil olmak üzere kabinenin çoğunun İmam-Hatip mezunu olduğu bir hükümet iş başına geçer geçmez, daha önce "haçlı kulübü" diye adlandırdıkları Avrupa Birliği'ne kara sevda ile sevdalanmaları da alışılmışın çok çok dışında bir tavır idi ve tamda; "evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı" cinsinden bir şeydi.İktidarlarının ilk günlerinde bağlandıkları bu kara sevda yüzünden günün birinde kendilerini devasa bir papa heykelinin önünde hem de bir 29 Ekim günü AB anayasasını imzalarken izledik ki, o imzanın olumsuz etkilerini hala yaşıyoruz ve belki yıllarca da yaşayacağız.Yine bu imam-hatipli kadronun birden bire nükseden AB kara sevdası yüzünden binlerce yıllık Türk devlet geleneği adeta hallaç pamuğu gibi atıldı, çivileri söküldü, temelleri sağa sola kaydırıldı ve nihayet son seçimleri sırtından kazandıkları "paralel yapı" bu süreçten güçlenerek çıktı, ağızlarına almadıkları asıl paralel yapı, terör örgütü ise tarihinin altın devrini yaşadı ve Barzani'nin ifadesi ile "Kürt devleti pek yakın" duruma geldi. "Evvel yok idi iş bu rivayet yeni çıktı" kapsamında zikredeceğimiz o kadar çok şey oldu ki çok rahat bir kitap olabilir.İmam-hatip mezunu bir başbakan uzun yıllardır boynunda "Yahudi cesaret ödülü" ile dolaşıyor, yine kendi devri iktidarlarında ülkenin Milli Ordusuna "kumpas kurulmasına" şahit olma gibi bir unvanı taşıyor.İmam-hatip mezunu bir kadronun devri iktidarlarında İslam coğrafyasında yaşanan işgallerin bir çoğu hala sürüyor ve iktidarın haçlı işgallerine sağladıkları destekler bütün dünyanın dilinde, katledilen Müslüman sayısı ise tam olarak hesaplanamıyor ama milyonlarla ifade edildiği kesin.Meydanlarda, kanallarda "Yeni Türkiye" deyip yapılan yollardan, hastane binalarından söz ederlerken yeni Türkiye'nin bu yüzüne de lütfen baksınlar eğer bakabiliyorlarsa.Evvel yok idi iş bu olanlar sizin devrinizde oldu arkadaşlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Vefatının beşinci yıl dönümünde Haydar Baş tüm yurtta anılıyor / 15.04.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025