ATAM?Koruyamadık Atam... Bize emanet ettiğin bu kutsal vatana sahip çıkamadık. Başımız önde. "Kurtardığım ülke bu mu?" dediğini duyar gibiyiz. Ne hak kaldı, ne hukuk,Ne adalet kaldı, ne milliyetçilik,Ne din kaldı, ne vicdan..."Bu ülke kardeştir" dedin Lozan'da ve tek bilek tek yürek olmuştuk.Şimdi ise "sen Kürt'sün, sen Laz'sın" derken "insan" olmayı unuttuk.Atam... Sen ki bu millete bağımsızlık verdin, özgürlük verdin, adaleti sağladın. Ama şu an şehitlerimize "kelle" katiline "sayın" diyenler icazeti düşman cephesinden alıyor.Savaş boyunca bir kuru ekmek, bulursa bir de hoşaf yiyen dedelerimizin mirasını yok sayıp tanesi 1000 TL olan bardaklar ile masa başında yabancıya tüm yurdumuz parsel parsel satılıyor.Köy korucularına "defol git" diyen vekiller bizi milletin vekili olarak temsil etmeye kalkıyor.Sen ki bize "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır" dedin. Birileri bunu yok sayıp T.C'yi kaldırdı, senin devrim ve ilkelerini unutturmaya çalıştı, Andımızı bile söylememiz yasaklandı.Sen ki Kur'an-ı Kerim'i haftanın belirli günlerinde okuyup, mealinden anlamaya çalışırdın. Şimdi ise birileri sayesinde Kur'an, siyasi bir imge haline dönüştü. Kur'an-ı Kerim'in anlaşılmaması için de Kur'an kursları kapatılıp "Ya Allah Bismillah" diyerek kiliseler açıldı. Ama içimizden öyle biri çıktı ki ilmiyle, ahlakıyla, zekâsıyla, tecrübesiyle gaflet ve dalalete sürüklenen bu milletimizi kurtarmaya geldi. "Ben Allah'ın adamı, sizin kardeşinizim" dedi. "Duruşum Hüseynî duruştur" dedi.Ehl-i Beyt'in nefesiyle, Kuvva-yı Milliye ruhuyla, analarımızın duasıyla bu vatanı yeniden diriltmeye geldi. Başımıza Baş olmaya geldi. Anadolu'yu karış karış gezdi, davayı anlattı, "eğer vatan giderse din de gider" dedi. Dünya bile O'na muhtaçken o milletini düşündü. Ve beklenen gün gelmişti. Gördük ki "arkanızdayız" diyenler gece karanlığında verdiği sözden geri döndü. Bu nasıl bir zillettir? Bu nasıl bir gaflettir? Bu nasıl bir nasipsizliktir? Ama biz üzerimize düşeni yaptık, gerisini Kûfeliler düşünsün! Atam, sen Milli Mücadele'nin, o hazin ve zorlu savaşın tam da ortasında "Ben size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" dedin ve o Kuvva-yı Milliye ruhu geri gelmişti. Şimdi Baş'ların Baş'ı, Hoca Atatürk'ümüz de bize aynı şekilde, "Yılmayacağız, yıkılmayacağız, bu mücadele bizim, bu dava bizim, bu bayrak, bu toprak, bu ezan, bu millet bizim" diyor! Yüce Türk milletinin ve üstadım Prof. Dr. Haydar Baş'ın huzurunda söz veriyorum; ömrüm yettikçe, son nefesime kadar Allah'ın izniyle izinizdeyim, bu dava bizim ve ben bu davayı anlatmaya, bu dava uğrunda ölmeye hazırım. Ben sözümden dönmem Kûfeliler gibi. Çünkü ben İmam Hüseyin'in torunuyum! Ben Evlad-ı Kerbela'yım!
Kübra Çelmeli / diğer yazıları
- UnutMADIMAKlımda / 07.07.2015
- Yemin krizi / 29.06.2015
- Herkes bir gün Haydar Başçı olacak / 21.06.2015
- Evlad-ı Kerbela / 12.06.2015
- Allah'ım Sen büyüksün! / 01.06.2015
- Kim ne konuştu, AKP ne yaptı? / 26.05.2015
- Ekmek yoksa pasta yesinler / 21.05.2015
- Bu ilim sadece Onda var / 14.05.2015
- İslam bunun neresinde? / 06.05.2015
- Türklükten kaçan kaçana / 29.04.2015
- Yemin krizi / 29.06.2015
- Herkes bir gün Haydar Başçı olacak / 21.06.2015
- Evlad-ı Kerbela / 12.06.2015
- Allah'ım Sen büyüksün! / 01.06.2015
- Kim ne konuştu, AKP ne yaptı? / 26.05.2015
- Ekmek yoksa pasta yesinler / 21.05.2015
- Bu ilim sadece Onda var / 14.05.2015
- İslam bunun neresinde? / 06.05.2015
- Türklükten kaçan kaçana / 29.04.2015