Şeker bayramı değil, bayram şekeri
Ramazan ayı hilalin görülmesine göre bazen otuz, bazen yirmi dokuz olur. Ramazanın yirmi yedisinde yani Kadir Gecesi'nden sonra geçen iki üç gün büyükler ve çocuklar için heyecanlı günlerdir. Bayramlık elbiseler tedarik edilir, kunduralar alınır, çamaşırlar hazırlanır, kız erkek bütün çocuklar bayramlıklarını giyinip kuşanmak için bayram davulunu beklerler. Mini miniler ise kunduralarını ve daha başka bayramlık cici bicilerini baş ucuna koyup uyurlar.Ekseriya bayram, arife günü akşam ezanından sonra ilan edilir. Ramazanın ilk gecesinde olduğu gibi bayramı müjdeleyen davul sesleri çocuklarla beraber büyükleri de ruhanî bir sevinç içinde heyecana getirir. O millî, dinî sevinçli günlerin müjdecisi olan davulun
Dan dana da dan dana da dan dan Dan dana da dan dana da dan dan
sedası memleketin ufuklarında gürlerken gönüllerde ne yüce ve ne kutsal hatıralar gelip geçmezdi ki.. Bayram sabahı ortalık ışılarken minarelerde ilahî nağmelerle temcit verilir. Saban ezanı okunur. Büyükler bayramlık elbiselerini giyer, süslenir, saçlar, bıyıklar, sakallar taranır, güzel kokular sürünülür. Minarelerden yükselen temcidin tehlili ile vecd içinde camilere koşarlar. Sabah namazı cemaatle beraber eda ederler. Sonra herkes camide hısım akraba dost, konu komşu ile el sıkarak, kucaklaşarak, küçükler büyüklerin ellerini öperek bayramlaşırlar. Evlerine dönen cemaat eve girer girmez kapı önünde bekleyen ailesiyle eller öpülerek, kucaklaşılarak, küçükler öpülüp koklanarak sevinç içinde bayram tebrik edilir. Ortaya şekerler, şekerlemeler konur. Konu komşu ziyaretleri başlar.Şekerci dükkanlarından başka yer yer her köşe başında gelin askısı gibi süslenmiş şekerci sergilerinin önleri, müşterilerle dolar boşalırdı. Uzak yerlerdeki ahbaplara ve akrabaya bayram şekeri götürmek adet idi. Herkes haline göre buna riayet ederdi. İpekli işlemeli çevreler, mendiller, çil çil kuruşlar, süslü çıkıncıklarla el öpmeye gelen çoluk çocuğa verilirdi.
Ramazan ayı hilalin görülmesine göre bazen otuz, bazen yirmi dokuz olur. Ramazanın yirmi yedisinde yani Kadir Gecesi'nden sonra geçen iki üç gün büyükler ve çocuklar için heyecanlı günlerdir. Bayramlık elbiseler tedarik edilir, kunduralar alınır, çamaşırlar hazırlanır, kız erkek bütün çocuklar bayramlıklarını giyinip kuşanmak için bayram davulunu beklerler. Mini miniler ise kunduralarını ve daha başka bayramlık cici bicilerini baş ucuna koyup uyurlar.Ekseriya bayram, arife günü akşam ezanından sonra ilan edilir. Ramazanın ilk gecesinde olduğu gibi bayramı müjdeleyen davul sesleri çocuklarla beraber büyükleri de ruhanî bir sevinç içinde heyecana getirir. O millî, dinî sevinçli günlerin müjdecisi olan davulun
Dan dana da dan dana da dan dan Dan dana da dan dana da dan dan
sedası memleketin ufuklarında gürlerken gönüllerde ne yüce ve ne kutsal hatıralar gelip geçmezdi ki.. Bayram sabahı ortalık ışılarken minarelerde ilahî nağmelerle temcit verilir. Saban ezanı okunur. Büyükler bayramlık elbiselerini giyer, süslenir, saçlar, bıyıklar, sakallar taranır, güzel kokular sürünülür. Minarelerden yükselen temcidin tehlili ile vecd içinde camilere koşarlar. Sabah namazı cemaatle beraber eda ederler. Sonra herkes camide hısım akraba dost, konu komşu ile el sıkarak, kucaklaşarak, küçükler büyüklerin ellerini öperek bayramlaşırlar. Evlerine dönen cemaat eve girer girmez kapı önünde bekleyen ailesiyle eller öpülerek, kucaklaşılarak, küçükler öpülüp koklanarak sevinç içinde bayram tebrik edilir. Ortaya şekerler, şekerlemeler konur. Konu komşu ziyaretleri başlar.Şekerci dükkanlarından başka yer yer her köşe başında gelin askısı gibi süslenmiş şekerci sergilerinin önleri, müşterilerle dolar boşalırdı. Uzak yerlerdeki ahbaplara ve akrabaya bayram şekeri götürmek adet idi. Herkes haline göre buna riayet ederdi. İpekli işlemeli çevreler, mendiller, çil çil kuruşlar, süslü çıkıncıklarla el öpmeye gelen çoluk çocuğa verilirdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.