Ramazan sergileri
Altı yedi yaşında iken Ramazan davulunun saf ve masum kalbimizde hasıl ettiği zevk ve neşeyi unutamayız. İlk mahyanın ihtizazatı dimağımızda mekuştur. Oradan çıkaramayız.
İstanbul'un Ramazan'a mahsus feyzi, neşatı her yerde zahirdir. Vaaz ve nasihat dinlemek için abidin ve zahidin gündüzleri cevami-i şerifede, şehr-i sıyamın bereketinden müstefid olmak isteyen erbab-ı ticaret sergilerde eşya-yı nefisesini teşhir etmiş akşamları kazancını hesap ederek "Rabbim bin bereket versin" hamd-ü senasıyla, ertesi günü daha ziyade alış veriş etmek ümidiyle sergisini kapıyor, ertesi günü yine açıyor. Beyazıt sergisinde "Misk kokulu baharat" bu serginin önünden geçerken şamiaya tesir ediyor. Satıcının nidası kalabalık içinde inikas-ı mutadını husule getiriyor...
Geceleri Direklerarası, Ramazana mahsus hoş kalabalık manzarayı iktisap etti, çayhanelere çekidüzen verdi. Duvarları halılarla donattı. Esnafın yüzü güldü, hoş vakit geçirmek için oyunlar sıralandı. Dört ağızlı canavarları, bir arşın kutrunda, sekiz arşın tulünde yılanları seyrettirenler bermutad teganniyata başladı. Bazı dükkanlarda fonoğraf; bazısında da laternalar çalınıyor. Ayak satıcıları yevmi gazetelerden birinin tasviratı gibi on paraya kedileri sevindiren boncuklardan ayakta satılabilen eşyanın türküsünü dakikada bir nazar-ı rağbete koyuyorlar. Ne yapsınlar; beş on para kazanmak için bunlar da Ramazanı bekliyorlar. Öbür senelerden fazla olaraktan bir de resim sergisi açılmış. Gazetelerden birisi bu sergiyi sanay-i nefisenin beş on seneden beri memleketimizde de terakkiyatına küçük bir numune olmak üzere gösteriyordu. Sanayi-i Nefise, Servet-i Fünun buna bigane kalamaz. Çünkü bu terakkiden az çok hissedardır. Erbabını teşvik etmeği vazife bilmiştir. Ressamlarımızdan birkaçı bu sergiciği açmışlar, mahsul-i meharetlerini teşhir etmişler.
Bunlar idare-i Mahsusa'ya, Şirket-i Hayriye'ye müteşekkir olmalıdırlar. Çünkü gece postalarının Direklerarası'nın revnak ve şetaretine haylice yardım ettiği aşikar. Bu, gece postalarının yer bulunamayacak kadar kalabalık olmasından anlaşılıyor"
Altı yedi yaşında iken Ramazan davulunun saf ve masum kalbimizde hasıl ettiği zevk ve neşeyi unutamayız. İlk mahyanın ihtizazatı dimağımızda mekuştur. Oradan çıkaramayız.
İstanbul'un Ramazan'a mahsus feyzi, neşatı her yerde zahirdir. Vaaz ve nasihat dinlemek için abidin ve zahidin gündüzleri cevami-i şerifede, şehr-i sıyamın bereketinden müstefid olmak isteyen erbab-ı ticaret sergilerde eşya-yı nefisesini teşhir etmiş akşamları kazancını hesap ederek "Rabbim bin bereket versin" hamd-ü senasıyla, ertesi günü daha ziyade alış veriş etmek ümidiyle sergisini kapıyor, ertesi günü yine açıyor. Beyazıt sergisinde "Misk kokulu baharat" bu serginin önünden geçerken şamiaya tesir ediyor. Satıcının nidası kalabalık içinde inikas-ı mutadını husule getiriyor...
Geceleri Direklerarası, Ramazana mahsus hoş kalabalık manzarayı iktisap etti, çayhanelere çekidüzen verdi. Duvarları halılarla donattı. Esnafın yüzü güldü, hoş vakit geçirmek için oyunlar sıralandı. Dört ağızlı canavarları, bir arşın kutrunda, sekiz arşın tulünde yılanları seyrettirenler bermutad teganniyata başladı. Bazı dükkanlarda fonoğraf; bazısında da laternalar çalınıyor. Ayak satıcıları yevmi gazetelerden birinin tasviratı gibi on paraya kedileri sevindiren boncuklardan ayakta satılabilen eşyanın türküsünü dakikada bir nazar-ı rağbete koyuyorlar. Ne yapsınlar; beş on para kazanmak için bunlar da Ramazanı bekliyorlar. Öbür senelerden fazla olaraktan bir de resim sergisi açılmış. Gazetelerden birisi bu sergiyi sanay-i nefisenin beş on seneden beri memleketimizde de terakkiyatına küçük bir numune olmak üzere gösteriyordu. Sanayi-i Nefise, Servet-i Fünun buna bigane kalamaz. Çünkü bu terakkiden az çok hissedardır. Erbabını teşvik etmeği vazife bilmiştir. Ressamlarımızdan birkaçı bu sergiciği açmışlar, mahsul-i meharetlerini teşhir etmişler.
Bunlar idare-i Mahsusa'ya, Şirket-i Hayriye'ye müteşekkir olmalıdırlar. Çünkü gece postalarının Direklerarası'nın revnak ve şetaretine haylice yardım ettiği aşikar. Bu, gece postalarının yer bulunamayacak kadar kalabalık olmasından anlaşılıyor"
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.