İlkokul sonrası tahsil için gittiğim İstanbul'da yaklaşık otuz yıl süren gurbetten sonra döndüğüm Erzurum'da beşinci Ramazan'a merhaba dedik.Çifte Minareler gibi, Yakutiye Medresesi gibi, Ulu Cami gibi Selçuklu ceddimizden bizlere selam söyleyen bin yıllık eserlerin bulunduğu bu şehre Ramazan penceresinden bakarsak; yaşadığımız dört Ramazan'da da hep iki Erzurum'la karşılaştık.Birisi, hep ön planda, yaldızlı ışıklarla göz kamaştıran binalar, aydınlatılmış caddeler ve lüks otellerde, lokantalarda verilen "körler sağırlar birbirini ağırlar" kabilinden iftar yemekleri, doğal olarak yerel medyada da bolca toplu iftar haberleri.Diğeri ise, fazla görünmeyen, hep arka planda kalmış, eksi otuz-kırk derece soğukta tek soba ile derme-çatma evlerini ve çocuklarını ısıtmaya çalışan aileler, Ramazan vesilesi ile etraftan gelen yardımlarla sofralarını zenginleştirmeye çalışan çilekeş anneler? Hatta dizlerimize kadar karlara bata-çıka ulaştığımız evlerden bazılarında soba olduğu halde yakacak bir şeyler olmadığını, bazılarında ise soba dahi olmadığını müşahede etmiştik.Bu ürpertici tablo ne yazık ki mevcut iktidarın dört yıllık döneminde çok daha derinleşti, işsiz sayısı günden güne arttı. Hem yerel yönetimler, hem de merkezi yönetim, önceki iktidarlara göre yiyecek ve yakacak yardımlarını kat kat artırdıklarını söylüyorlar ama fakirlerin sayısını daha hızlı artırdıkları için yardımlar yeterli olmuyor.Ülkemizin tamamında maalesef günden güne tırmanan ailevi problemler, boşanmalar, ayrılıklar sonucu sahipsiz kalan çocuklar gerçeği burada da yaygın. Dağılan ailenin bütün ağırlığını omuzlarında taşıyarak, tek odayı hem mutfak, hem banyo hem yatma, oturma yeri şeklinde kullanarak, beş çocuğu ile, yedi çocuğu ile hayata tutunmaya çalışan çilekeş annelerin, cefakar babaların sayıları hiç de az değil.Bir tarafta şahit olduğumuz bu olumsuz tablolar, odunsuz-kömürsüz hem de Erzurum gibi bir şehirde kara kışla mücadele eden aileler, diğer tarafta dört yıldan beri Leyla Zana ve saz arkadaşlarına milletvekili maaşı ödeyen bir iktidar ve geceliği binlerce dolara mal olan lüks otellerde yapılan tatiller.Özellikle kenar mahallelerdeki bakkalların camlarına kocaman harflerle; "HIRSIZ KARDEŞİM BOŞUNA CAMLARI KIRMA SİGARALARI EVE GÖTÜRDÜM" şeklinde yazıların yazıldığı bir Erzurum'dan, 2006 Ramazan'ından herkese selamlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Aziz Karaca / diğer yazıları
- Neden karanlıkta kaldı dünyamız? / 02.02.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Anlayan beri gelsin / 19.01.2025
- Bu oyunun ardındakilere karşı herkes oyunun arkasında durmalı / 18.01.2025
- Doymayan gözler ve ürpermeyen kalpler / 01.02.2025
- Ne işe yarar? / 31.01.2025
- Makamdan istifa yok ama insanlıktan istifalar çok / 30.01.2025
- Başkentin başucunda çığlıklar duyulmadı / 29.01.2025
- Duydun mu? / 26.01.2025
- Yüreklerin yangını nasıl söndürülecek? / 24.01.2025
- İnsanca paylaşılsa… / 23.01.2025
- Anlayan beri gelsin / 19.01.2025
- Bu oyunun ardındakilere karşı herkes oyunun arkasında durmalı / 18.01.2025