Erdoğan'ın kutsal (!) sığınağı: Papa

Türkiye'nin dünyadaki itibarını bin odalı kaçak Ak Saray'a bağlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın buradaki ilk yabancı konuğu Papa olacak.Önceki Papa'yı uçağın merdivenlerine kadar giderek karşılayan Erdoğan yeni Papa'ya da öyle bir davet mektubu yazdı ki, donduk kaldık.Erdoğan davet mektubunda Papa'ya "Kutsiyetpenahları" şeklinde hitap ediyor.Farsça bir kelime olan 'Penah' sığınılacak yer anlamına geliyor.Kutsiyetpenahları ise sığınılacak kutsal kişi ya da makam demek.* * *Erdoğan'ın davetindeki ilgili bölüm şöyle; "Kutsiyetpenahları Papa Fransuva, Ülkemizi ziyaretiniz için yüce kişiliğinize selefim Sayın Abdullah Gül tarafından yapılan daveti Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni Cumhurbaşkanı olarak, göreve başladığım şu günlerde yenilemekten özel bir memnuniyet duymaktayım. Programınız açısından uygun olduğu takdirde 28-30 Kasım 2014 tarihlerinde Yüce Kişiliğinizi ülkemizden ağırlamaktan, onur ve mutluluk duyacağımı bildirmek isterim. Bu vesile ile Yüce Kişiliğinizin sağlık ve mutluluğu için en halisane dileklerimi sunarım."* * *Bir Müslüman'ın sığınacağı kutsal sığınaklar Allah, Peygamber ve Kur'an'dır. Bunun dışında sığınılacak bir kutsiyet makamı aramak batıldır. Hele hele bunu Vatikan'da aramak çok büyük zillettir. Bunun İslam itikadındaki hükmü konusunda ilahiyatçıların çıkıp konuşması gerekmektedir.Yüce Allah'ın Kur'an-ı Kerim'de "Şüphesiz Allah katında din İslam'dır. (Al-i İmran-19)" buyruğu dikkate alındığında Hıristiyan ve Yahudilerin durumu çok net bir şekilde ortaya çıkıyor.Hal bu iken bu kesimleri sığınılacak kutsal kişi ya da makam olarak görmek Müslümanlık iddiasındaki bir kişinin yapacağı iş değildir.* * *İman etmeyen, "Lailahe İlllah Muhammedün Rasulullah" demeyen hiç kimse ama hiç kimse kurtuluşa eremeyecektir. Bu ister papa olsun, ister haham fark etmez. Bu Allah'ın vaadidir. En günahkâr Müslüman, Hıristiyanların zirve noktası olan papadan kıyas dahi edilemeyecek kadar üstündür.Bakın, yüce Rabbimiz Maide suresinde ne buyuruyor, "Ey inananlar! Yahudi ve Hıristiyanları dost edinmeyin. Onlar birbirlerinin dostlarıdırlar. Sizden kim onları dost edinirse kuşkusuz o da onlardandır. Şüphesiz Allah zalimler topluluğunu doğruya iletmez. İşte kalplerinde bir hastalık (nifak) bulunanların, 'Başımıza bir felaketin gelmesinden korkuyoruz' diyerek onların arasında koşup durduklarını görürsün. Ama Allah yakın bir fetih veya katından bir emir getirir ve onlar içlerinde gizledikleri şeye (nifaka) pişman olurlar."* * *Arınç'ın ifadesiyle İslam ümmetinin izzeti (!) olan bir kişi Papa'yı sığınılacak kutsal adres olarak görüyor. İçler acısı bir durum doğrusu.Erdoğan mektubunda Dinlerarası Diyalog safsatasını da unutmadı.İşte mektupta yer alan ilgili bölüm, "Çalışmalarınızın katkı ve etkilerini Birleşmiş Milletler himayesinde sürdürülen ve Türkiye'nin de eş başkanlığını yürütmekte olduğu Medeniyetler İttifakı sürecinin hedeflerine erişilmesi bakımından da ayrıca önemsemekteyim."* * *Bu ifadeler bana bugün hükümetin istemediği adam haline gelen Fethullah Gülen'in 1998 yılında Vatikan'a yaptığı ziyareti ve dönemin Papasına sunduğu mektubu hatırlattı.O mektupta Papa'ya "Pek Muhterem Papa Cenapları" diye hitap eden Gülen, "Papa 6. Paul Cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz. İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur ve bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır" dedikten sonra mektubunu "M. Fethullah Gulen/Rabb'in aciz kulu" diye bitiriyordu.Gülen'in "pek muhterem Papa cenapları" bugün Erdoğan'ın "kutsiyetpenahları" oluverdi. Bu anlamda Gülen'i bile geride bıraktı.12 yıllık birliktelikten sonra birbirlerine giren bu ikiliyi Papa sevgisi bir kez daha aynı noktada buluşturdu.