Başbakan Erdoğan'ın dış politika danışmanı Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu, Milliyet'ten Taha Akyol'a konuşmuş. Davutoğlu'nun Başbakan gibi gömlek değiştirdiğini söyleyebiliriz Başbakan Erdoğan'ın dış politika başdanışmanı Büyükelçi Prof. Ahmet Davutoğlu önemli bir isim. Hükümetin birçok dış politika yaklaşımında onun asgariden 'formülasyon' düzeyinde önemli katkıları var. "Stratejik Derinlik Kitabı"nın yazarı, iyi bir akademisyendir.Onun, AKP hükümetini "İslam dünyasına" yönelmeye teşvik ettiğini düşünenler az değil. Kendisiyle kısa bir görüşmem oldu. Sorularıma 'stratejik sorular'la cevap verdi:"Biz, 'Yüzümüzü Batı'ya döndük, Ortadoğu'da işimiz yok' dersek, bölgedeki gelişmelerin etkisinden de uzak kalabiliyor muyuz?!"İşte Irak'taki olaylar, biz karışmadığımız ve hatta 1 Mart tezkeresiyle karışmayı reddettiğimiz halde, güvenlik bakımından da, ekonomik bakımdan da bize çok zarar veriyor. İsrail'in son saldırıları petrol fiyatlarını yükselterek, bölge turizmine darbe vurarak, radikalizmi körükleyerek bize de zarar vermiyor mu?Prof. Davutoğlu, "O halde sorunları yumuşatacak, mümkünse çözümünde etkili olacak bir çaba içinde olmamız Türkiye'nin ve herkesin lehine değil midir?" diye soruyor.Bu sorunun cevabı açık; evet...Onun için ABD, AB, Rusya, İsrail, İran ve Arap ülkeleri sık sık Türkiye'den "nüfuzunu kullanmasını" istiyor. Suriye'de Esad ve Meşal'le görüşmemizi hem ABD hem İsrail istemedi mi? Hemen ardından Esad da Türkiye'nin, İsrail'le ateşkes sağlanması için devreye girmesini istemedi mi? Irak'ta Türkiye'nin yapıcı rolünden dolayı ABD, Türkiye'ye teşekkür etmedi mi? İran'ın nükleer maceradan uzak durması için Türkiye'nin gayretleri Atlantik'in iki yakasında da mumnunlukla karşılanmadı mı?Davutoğlu, yine soru sorarak izah etmeyi tercih ediyor:"Türkiye ilgisiz kalsaydı ABD, İsrail ve AB daha iyi bir konumda mı olacaktı?!"Davutoğlu, Türkiye'nin bütün girişimlerinde "bölgede barış ve istikrarın sağlanması gibi, müttefiklerimizin de istediği amaçların" esas alındığını, dost ve müttefikler arasında şeffaf bir politika izlendiğini söylüyor.Türkiye'siz Ortadoğu?!Davutoğlu'nun şu sözlerini çok önemli buluyorum:- Türkiye'nin ilgisiz kaldığı bir Ortadoğu, müttefikimiz ABD için, üye olmak istediğimiz AB için ve çok iyi ilişkilere sahip olduğumuz İsrail için daha tehlikeli olur! Ortadoğulular için de daha tehlikeli olur!Tekil olaylardaki tutumlar eleştirilebilir ama bu genel izahlar doğrudur. Türkiye yeni değil, 1960'ların ortalarından itibaren Ortadoğu'ya açılmayı gerekli bulmuştur! Bugün Ortadoğu gerek petrol ve gerekse "medeniyetler çatışması" bakımından dünyanın en tehlikeli bölgesidir! Elbette Türkiye çok kaygılıdır ve tedbir arayışlarında elbette aktif olacaktır.Türkiye'de kamuoyunun ABD ve İsrail'e duyduğu tepki ideolojik veya 'itikadi' değildir, "komşudaki yangınlar"ın yarattığı pratik bir endişedir. İşte Türk halkı hem ABD'nin İran politikasına hem de İran'ın nükleer politikasına karşıdır! İkisinden de güvenlik endişesi duyuyor çünkü.ABD'nin Irak'ta yarattığı vahamet yüzünden daha şüpheci olmamızda yadırganacak ne var?Bölgede ve dünyada yol açtığı kaygı ve tepkileri giderecek politikalar geliştirmesi ABD'nin çıkarınadır. Kuzey Irak'taki PKK varlığına tavır, bu konuda son derece önemli bir gösterge olacaktır.