"Emre mecburen Fenerliyim dedi"
Hagi, Socrates dergisine verdiği röportajda Emre ile ilgili gündeme oturacak bir demeç verdi; Türkiye'nin 2000'li yıllardaki yükselişindeki rolünü de açıkladı
02.03.2017 00:00:00
Socrates Dergisi, Mart sayısında bir efsaneyi ağırladı: Gheorghe Hagi! Atahan Altınordu'nun gerçekleştirdiği röportajda önemli ayrıntılar var. Efsane Romen 'Galatasaray'dayken altyapıda Olur bu çocuk dediğiniz kim vardı?' sorusuna, "Bunu konuşmaya gerek yok. O yeteneği keşfetmek benim işim. Yaratıcı biriyim çünkü. Ben Galatasaray'da; Emre, Arda, Ribery..." yanıtını verdi.
Hagi, Emre'nin 'Galatasaray'da oynarken de Fenerbahçeliydim' sözünün hatırlatılması üzerine ise, "Galatasaray onun eviydi, onun da evine dönmesi gerekiyordu. Ama Galatasaray onu istemedikten sonra ne yapacaktı? Futbolu mu bırakacaktı? Fenerbahçeli olduğunu söylemese kabul etmezlerdi onu. Bana göre mecburen böyle söyledi." diye konuştu.
TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ DEĞİL, DÜNYA ŞAMPİYONU OLURDU!
Peki Türk futbolunun 2000'li yıllardaki yükselişinde Hagi'nin katkısı neydi? Hagi şöyle cevap verdi: "Benim katkım ne olmuştur, bilmiyorum. Ama politik cevap vermek yerine direkt ve net olarak şunu söyleyebilirim; Türkiye Milli Takımı'nda ben eksiktim. Ben olsaydım Türkiye üçüncü değil, dünya şampiyonu olurdu. Çünkü ben buyum; üçüncülükle birincilik arasındaki farkı yaratan oyuncu..."
SNEIJDER ONUN HAGI'Sİ OLUR MUYDU?
'Galatasaray teknik direktörü olsanız, Wesley Sneijder sizin Hagi'niz olur muydu?' sorusuna da yanıt veren Hagi, "Bunlar hayal. O stratejileri yöneticilerin belirlemesi gerekiyor. Ben de aynı zamanda bir yöneticiyim, kulübün patronuyum. Bütçeme bakarım, stratejimi ve hedeflerimi belirlerim, buna göre antrenör seçerim. Ben teknik konulardan sorumlu olmalıyım, onlar paradan. Teknik açıdan işler iyi gitmezse ben suçluyum. Sorumluluğu bana verirsin, ben de kendi hatamın cezasını çekerim. O zaman işler yürür." dedi.
"FENERBAHÇE'Yİ 5-1 YENDİK. BEN EVİME GİTTİM..."
Galatasaray'da yaşadığı fikir ayrılıkları sorulunca Fenerbahçe'yi 5-1 yenerek kazandıkları Türkiye Kupası döneminden bahseden Hagi, "Özhan Canaydın'ı büyük saygıyla anıyorum. Ama beni altı ay boyunca yalnız bıraktılar. Sonrasında Fenerbahçe'yi 5-1 yendik ve kupayı kazandık. Onlar kupayı alıp gittiler, eğlendiler. Ben de evime gittim. Fotoğrafta bile yoktum. Beni davet etmediler, hiç kimseyi davet etmediler. O zaman, beni artık istemediklerinden emin oldum." dedi. Hagi, Galatasaray'da üçüncü bir dönem daha çalışıp çalışmama durumu ile ilgili ise, "Sadece sezon başında..." yantını verdi.
"BALLON D'OR'U KAZANMAMAM İÇİN ÇOK SARI KART VERDİLER"
2002 yılında Galatasaray'la UEFA Kupası'nı kazandıkları yıl Ballon d'Or kazanabilirdim görüşünü savunan Hagi, "Galatasaray'da UEFA Kupası'nı kazandığımda Avrupa'nın en iyi futbolcusuydum ama bana Ballon d'Or'u kazandırmamak için çok sarı kart verdiler" diye konuştu.
'EN İYİSİ OLMAYAYIM DİYE CEZALANDIRDILAR'
Yine bir dönem Galatasaray'da forma giyen Popescu'nun kendisi için "İspanyol ya da Fransız olsa belki de tarihin en iyisi kabul edilecekti" demişti. Katılır mısınız?" sorusuna Hagi, "Bu unvanı oğluma bırakıyorum. O da bir şeyler yapsın. Benden daha fazlasını yapmasını bekliyorum. O seviyeye çok yakındım. Kazanabileceğim her şeyi kazanmaya çalıştım. Ben de bir dünya şampiyonluğum olsun isterdim ama olmadı." dedi.
"BALLON D'OR'U KAZANMAMAM İÇİN BİR SÜRÜ KART VERDİLER"
Galatasaray'la UEFA Kupası'nı kazandığım yıl, Ballon d'Or kazanabilirdim diye düşünüyorum." açıklamasını yapan Hagi, "Ama bana bir sürü sarı kart verdiler ki kazanamayayım! 35 yaşında olmama rağmen Avrupa'nın en iyisiydim o zaman. Hem Avrupa'da, hem ligde, hem de milli takımda çok iyi bir durumdaydım." sözleriyle çok konuşulacak bir iddiayı dile getirdi. Johan Cruyffun da kendisinin Dünyanın en iyi 10 numaralarından biri oluduğu kabul ettiği vurgulayan Hagi, "Popescu, herhâlde o yüzden böyle söylemiştir. Sonuçta Rumen doğdum. En iyisi olmak için, o birinci seviyeye gelmek için, mutlaka takımın da bir başarı kazanması gerekiyor. Johan Cruyff'a göre, ben de dünyanın en iyi 10 numaralarından biriyim ve 'en iyiler' listelerinde yer almak benim için mutluluk verici. Ama yine tekrarlıyorum; umarım oğlum, benden daha büyük olur." açıklamalarını yaptı.
Hagi, Emre'nin 'Galatasaray'da oynarken de Fenerbahçeliydim' sözünün hatırlatılması üzerine ise, "Galatasaray onun eviydi, onun da evine dönmesi gerekiyordu. Ama Galatasaray onu istemedikten sonra ne yapacaktı? Futbolu mu bırakacaktı? Fenerbahçeli olduğunu söylemese kabul etmezlerdi onu. Bana göre mecburen böyle söyledi." diye konuştu.
TÜRKİYE ÜÇÜNCÜ DEĞİL, DÜNYA ŞAMPİYONU OLURDU!
Peki Türk futbolunun 2000'li yıllardaki yükselişinde Hagi'nin katkısı neydi? Hagi şöyle cevap verdi: "Benim katkım ne olmuştur, bilmiyorum. Ama politik cevap vermek yerine direkt ve net olarak şunu söyleyebilirim; Türkiye Milli Takımı'nda ben eksiktim. Ben olsaydım Türkiye üçüncü değil, dünya şampiyonu olurdu. Çünkü ben buyum; üçüncülükle birincilik arasındaki farkı yaratan oyuncu..."
SNEIJDER ONUN HAGI'Sİ OLUR MUYDU?
'Galatasaray teknik direktörü olsanız, Wesley Sneijder sizin Hagi'niz olur muydu?' sorusuna da yanıt veren Hagi, "Bunlar hayal. O stratejileri yöneticilerin belirlemesi gerekiyor. Ben de aynı zamanda bir yöneticiyim, kulübün patronuyum. Bütçeme bakarım, stratejimi ve hedeflerimi belirlerim, buna göre antrenör seçerim. Ben teknik konulardan sorumlu olmalıyım, onlar paradan. Teknik açıdan işler iyi gitmezse ben suçluyum. Sorumluluğu bana verirsin, ben de kendi hatamın cezasını çekerim. O zaman işler yürür." dedi.
"FENERBAHÇE'Yİ 5-1 YENDİK. BEN EVİME GİTTİM..."
Galatasaray'da yaşadığı fikir ayrılıkları sorulunca Fenerbahçe'yi 5-1 yenerek kazandıkları Türkiye Kupası döneminden bahseden Hagi, "Özhan Canaydın'ı büyük saygıyla anıyorum. Ama beni altı ay boyunca yalnız bıraktılar. Sonrasında Fenerbahçe'yi 5-1 yendik ve kupayı kazandık. Onlar kupayı alıp gittiler, eğlendiler. Ben de evime gittim. Fotoğrafta bile yoktum. Beni davet etmediler, hiç kimseyi davet etmediler. O zaman, beni artık istemediklerinden emin oldum." dedi. Hagi, Galatasaray'da üçüncü bir dönem daha çalışıp çalışmama durumu ile ilgili ise, "Sadece sezon başında..." yantını verdi.
"BALLON D'OR'U KAZANMAMAM İÇİN ÇOK SARI KART VERDİLER"
2002 yılında Galatasaray'la UEFA Kupası'nı kazandıkları yıl Ballon d'Or kazanabilirdim görüşünü savunan Hagi, "Galatasaray'da UEFA Kupası'nı kazandığımda Avrupa'nın en iyi futbolcusuydum ama bana Ballon d'Or'u kazandırmamak için çok sarı kart verdiler" diye konuştu.
'EN İYİSİ OLMAYAYIM DİYE CEZALANDIRDILAR'
Yine bir dönem Galatasaray'da forma giyen Popescu'nun kendisi için "İspanyol ya da Fransız olsa belki de tarihin en iyisi kabul edilecekti" demişti. Katılır mısınız?" sorusuna Hagi, "Bu unvanı oğluma bırakıyorum. O da bir şeyler yapsın. Benden daha fazlasını yapmasını bekliyorum. O seviyeye çok yakındım. Kazanabileceğim her şeyi kazanmaya çalıştım. Ben de bir dünya şampiyonluğum olsun isterdim ama olmadı." dedi.
"BALLON D'OR'U KAZANMAMAM İÇİN BİR SÜRÜ KART VERDİLER"
Galatasaray'la UEFA Kupası'nı kazandığım yıl, Ballon d'Or kazanabilirdim diye düşünüyorum." açıklamasını yapan Hagi, "Ama bana bir sürü sarı kart verdiler ki kazanamayayım! 35 yaşında olmama rağmen Avrupa'nın en iyisiydim o zaman. Hem Avrupa'da, hem ligde, hem de milli takımda çok iyi bir durumdaydım." sözleriyle çok konuşulacak bir iddiayı dile getirdi. Johan Cruyffun da kendisinin Dünyanın en iyi 10 numaralarından biri oluduğu kabul ettiği vurgulayan Hagi, "Popescu, herhâlde o yüzden böyle söylemiştir. Sonuçta Rumen doğdum. En iyisi olmak için, o birinci seviyeye gelmek için, mutlaka takımın da bir başarı kazanması gerekiyor. Johan Cruyff'a göre, ben de dünyanın en iyi 10 numaralarından biriyim ve 'en iyiler' listelerinde yer almak benim için mutluluk verici. Ama yine tekrarlıyorum; umarım oğlum, benden daha büyük olur." açıklamalarını yaptı.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.