Yürümüşler asırlar boyu, ayakları kan-revan içinde…
Yürüyoruz yüzyıllar boyu yara-bere içinde…
Dikenler ekildiği ile kalmamış ki, boy vermiş, serpilmiş, dört bir yana dal-budak salmış, kökleri yer altından yürümüş de hiç beklenmedik diyarları diken tarlasına çevirmiş.
Neredeyse, dosdoğru yol, sırat-ı müştakim, sebilürreşad, Emevilerin ekip suladıkları, büyütüp besledikleri dikenler yüzünden tanınmaz ve görülemez hale gelmiş.
Her devirde, her asırda Ebu Zer misali ana yolu açmaya çalışanlar, dosdoğru yoldaki dikenleri temizlemeye çalışanlar hem sipsivri dikenlerin hem de sipsivri dillerin muhatabı olmuşlar.
Son Elçinin lisanında meth u senaya mazhar olan Ebu Zer, çöllere sürülmüş, Medine'den peygamber tarafından sürülen Mervan ve babası şehre davet edilmiş ve devletin tepesine oturtulmuş.
Sonraki yıllarda da bilindiği gibi Halifenin mührünü gasp ederek süleymanlığını ilan etmiş, devlet görevinde ehliyet ve liyakat esasının kökünü kazımış, adam kayırmacılığında nice çığırlar açmış.
İşte o gün bugündür yollarımız hep dikenli, dikenlerin üstünden yürümeye çalışıyoruz.
Adına 'kader' dedikleri bir çuval dikmişler, bir çuval dokumuşlar, eni de uzunluğu da sınırsız, derinliği yüksekliği de sınırsız; "mızrak çuvala sığmıyor" sözünün aksine buldukları, yaptıkları ve yaptırdıkları ne kadar mızrak varsa hepsini bu çuvalın içine atmışlar.
Bir çuval ki içine atılan mızrağın cinsi, çeşidi, kalitesi ne olursa olsun adeta ejderha misali kemali afiyette onu yutup hazmedebiliyor.
Emeviler, zorla gasp ettikleri yönetme yetkilerini tepe tepe kullanarak memleketin dört bir yanında işledikleri bin bir çeşit zulüm, soygun, vurgun ve talanları bu 'kader' çuvalının içine atarak kitleleri susturmuşlar.
Nice on yıllar boyunca Son Peygamberin evlad u iyaline, Ehl-i Beyt'ine hem de camilerden, hem de Peygamberin minberinden hakaret etmeği de bu çuvalın içine atmayı ve kitleleri susturmayı başarmışlar.
Zalim ve zorba yönetim biçimlerini, yalan ve talana dayalı idare şekillerini de 'kader' çuvalı içinde Müslümanlara sunarak zorbalıklara boyun bükmelerini sağlamışlardır.
Zaman zaman şikâyetçi olduğumuz İslam âleminin bugünkü perişan vaziyetinin temellerini, sebeplerini ve koordinatlarını da bu türedi anlayışın zihin dünyasında aramak lazım.
Yaşadığımız ülke başta olmak üzere, İslam âleminin hangi ülkesini ele alırsanız alın, her çeşit tembelliğin, tedbirsizliğin, beceriksizliğin, iş bilmezliğin, kaide ve kurallara uymazlığın ve dahi her türlü keyfiliğin mızrak yapılıp içine atıldığı çuval da işte bu 'kader' çuvalıdır.
Ümmet-i Muhammed, kendilerini bu çuvaldan çıkaracak olan kadın-erkek kahramanlarını beklemektedir.
- Mevcut manzara seni üzmüyorsa… / 11.04.2025
- Yorgun / 08.04.2025
- Yaratıcının kolu olan kullar… / 28.03.2025
- Reçeteyi cebinde taşıyarak şifa bekleyen bir kitle / 25.03.2025
- Ahlakî ilkeler manzumesi bir sure… / 16.03.2025
- O gün gelmeden evvel… / 13.03.2025
- Doğum yıl dönümünde Kur’an ile dirilmek… / 12.03.2025
- Oruca tutunabilseydik… / 11.03.2025
- Oruç tutsaydı bizi… / 10.03.2025