"Benden sonra, size iki rehber bırakıyorum: Allah'ın kitabını ve Ehl-i beytimi bırakıyorum" hadis-i şerifi gösteriyor ki, Kur'an-ı kerimin bir kısmına inanıp, başka yerlerine inanmamak fayda vermediği gibi, Ehl-i beytin bir kısmına inanıp sevmek, ötekilere lanet edip kötülemek de, ahirette fayda vermez. Kur'an-ı kerimin hepsine iman etmek lazım olduğu gibi, Ehl-i beytin de hepsini sevmek lazımdır. Ehl-i beytin hepsini sevmek de, "Ehl-i sünnet"ten başka hiç kimseye nasip olmamıştır. Çünkü Hariciler, Hz. Ali'ye ve Onun temiz evlatlarına düşman olmak alçaklığına sürüklendiler. Sebeiyye fırkası, müslümanların mübarek anneleri olan Hz. Âişe-i Sıddıka'ya ve Hz. Hafsa'ya ve Resulullahın halasının oğlu Zübeyr bin Avvam'a düşman olmak felaketine yuvarlandılar. Kiramiyye fırkası, Hz.Hasan'ın ve Hz. Hüseyin'in imamlığına inanmadılar. Muhtariyye fırkası da, imam-ı Zeynelabidin'e inanmadılar. İmamiyye fırkası, Zeyd-i şehide inanmadı. İsmailiyye de, imam-ı Musa Kazım'a inanmadı. Bunlar gibi, daha nice fırkalar, Ehl-i beyti sevmekten ve yukarıdaki hadis-i şerife uymaktan mahrum kaldılar. Hiç birini ayırmadan hepsini sevmek Ehl-i sünnete nasip oldu. Ehl-i beytle ilgili olan âyetin meali de şöyledir: "Ben bununla [İslam dinini getirmekle] akrabalık sevgisinden başka hiçbir karşılık istemiyorum." [Şura 23]Müfessirler, buradaki "Bana yakın olanlar" kelimesinin farklı şekilde tefsir edildiğini bildirmişlerdir. Beydavi ve Medarik'te bildirildiğine göre, şu üç şekilde tefsir edilmiştir:1- Âyette geçen "Kurbâ = yakınlık" kelimesi, Ehl-i beyt demektir. 2- Resulullaha akraba olan bütün Kureyşlilerdir.3- Allah'a yakınlık demektir. O zaman âyetin manası şöyle olur:"De ki: Ben bu dini getirmekle sizin iyi amellerle Allah'a yakın olmanızdan, Onu ve Resulünü sevmenizden başka hiçbir karşılık istemiyorum." [Beydavi, Medarik]Elbette her Müslümanın Resulullahı, arkadaşlarını, hanımlarını, kayınpeder ve damatlarını sevmesi gerekir. Bunlardan bazıları sevilmezse Resulullahı sevmek yalan olur. Hıristiyanların İsa'yı seviyoruz diyerek Resulullahı inkâr etmeleri nasıl bâtıl ise, Hz. Ali'yi seviyoruz diyerek sahabeye kin beslemek de bâtıl bir yoldur. İbni Sebecilerin Hz. Ali'yi seviyoruz demeleri, Hıristiyanların Hz.İsa'yı seviyoruz demelerine benzer. İsa, ilah diyorlar. Halbuki, Hz. İsa böyle sevgi istemiyor. Hariciler Hz. Ali'ye düşmanlık etti, Rafıziler de onu aşırı sevdi. Hz. Ali şu hadis-i şerifi haber veriyor: "Ya Ali, sen İsa gibisin! Yahudiler, Ona düşman oldu. Mübarek annesine iftira ettiler. Hıristiyanlar da, Onu aşırı yükselttiler. Ona yakışan dereceden daha yukarı çıkardılar. Allah'ın oğlu dediler." [İ. Ahmed] Sonra, Hz. Ali, "Benim yüzümden iki türlü insanlar helak oldu. Birisi, beni aşırı severek, bende olmayan şeyleri bana takarlar. Ötekiler de, bana düşman olup, birçok iftira yaparlar" buyurdu. Bu hadis-i şerif, haricileri Yahudilere, Rafızileri de Hıristiyanlara benzetmektedir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.