Ailece yas
Bahriye Davut, Fenerbahçe yakınlarındaki bir mekanı kiralamış, burayı dostlarıyla muhabbet için kullanıyormuş. Gözünün tutmadığı müşterileri almadığı bu lokantayı ziyaret edenler arasında dönemin tanınmış bestekar ve yazarları varmış. Buranın daimi müşterilerinden biri de Ahmet Rasim. Büyük yazar bir gece Mahmut Sadık, bestekar Lemi Bey, Bimen Şen ve ressam Muazzam Bey'le oturmuş sohbet ederken içeriye üç bıçkın genç girip oturmak ister. Davut Bey, huzurları kaçacak diye, müşterilerine nazikçe açıklamada bulunur. "Bu gün babamın ölüm yıldönümü. Kusura bakmayın, kabul edemiyoruz. Başka yere gidebilirsiniz." Gençler bu işe bozulur. Gitmemekte direnirler. İçlerinden biri köşedeki masada oturan Ahmet Rasim ve arkadaşlarını işaret eder: "İyi ama karşı masada beyler var!" Üstat Ahmet Rasim, bu arsızlığa fena halde sinirlenir. Kelebek gözlüklerinin üstünden pişkin ve zorba müşteriye bakarak izahatta bulunur: "Biz ailece yas tutuyoruz evlat!"
Beş aylık ayakkabı
Murat Batmankaya'nın 20 Eylül 2002 tarihli Radikalkitap'taki "Geçmiş zaman Tesellileri"den okuyoruz: "Ahmet Rasim Bey, dünyanın en sessiz insanlarından biriydi. Bağırıp çağırdığı, hiddetlendiği hiç görülmemiştir. O herkesle, hatta kaldırım taşları ile bile dosttu. Bir gün bir arkadaşı ayakkabılarının çabuk eskidiğinden şikayet ediyordu. Rasim Bey:
-Ben bir ayakkabıyı beş sene giyerim, dedi.
Arkadaşı sordu:
-Aman bunun sırrını bize de anlatır mısın?
-Ortada sır diye bir şey yok. Ben kaldırım taşlarına dostça muamele ederim onlara okşar gibi basarım, siz, kaldırım taşları ile kavga eder gibi yürüyorsunuz! Bütün mesele sizin de düşmanlığı bırakarak dost olmanızdır."
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Bahriye Davut, Fenerbahçe yakınlarındaki bir mekanı kiralamış, burayı dostlarıyla muhabbet için kullanıyormuş. Gözünün tutmadığı müşterileri almadığı bu lokantayı ziyaret edenler arasında dönemin tanınmış bestekar ve yazarları varmış. Buranın daimi müşterilerinden biri de Ahmet Rasim. Büyük yazar bir gece Mahmut Sadık, bestekar Lemi Bey, Bimen Şen ve ressam Muazzam Bey'le oturmuş sohbet ederken içeriye üç bıçkın genç girip oturmak ister. Davut Bey, huzurları kaçacak diye, müşterilerine nazikçe açıklamada bulunur. "Bu gün babamın ölüm yıldönümü. Kusura bakmayın, kabul edemiyoruz. Başka yere gidebilirsiniz." Gençler bu işe bozulur. Gitmemekte direnirler. İçlerinden biri köşedeki masada oturan Ahmet Rasim ve arkadaşlarını işaret eder: "İyi ama karşı masada beyler var!" Üstat Ahmet Rasim, bu arsızlığa fena halde sinirlenir. Kelebek gözlüklerinin üstünden pişkin ve zorba müşteriye bakarak izahatta bulunur: "Biz ailece yas tutuyoruz evlat!"
Beş aylık ayakkabı
Murat Batmankaya'nın 20 Eylül 2002 tarihli Radikalkitap'taki "Geçmiş zaman Tesellileri"den okuyoruz: "Ahmet Rasim Bey, dünyanın en sessiz insanlarından biriydi. Bağırıp çağırdığı, hiddetlendiği hiç görülmemiştir. O herkesle, hatta kaldırım taşları ile bile dosttu. Bir gün bir arkadaşı ayakkabılarının çabuk eskidiğinden şikayet ediyordu. Rasim Bey:
-Ben bir ayakkabıyı beş sene giyerim, dedi.
Arkadaşı sordu:
-Aman bunun sırrını bize de anlatır mısın?
-Ortada sır diye bir şey yok. Ben kaldırım taşlarına dostça muamele ederim onlara okşar gibi basarım, siz, kaldırım taşları ile kavga eder gibi yürüyorsunuz! Bütün mesele sizin de düşmanlığı bırakarak dost olmanızdır."
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.