Mezar kitabesi
Abdülhak Hamit'in ağabeyi Nasuhi Bey'in iki aylık bir oğlu ölünce ailece çok üzülürler. Karısı Nasuhi Bey'den çocuğa bir mezar kitabesi yazması için ısrar eder. Bu ısrara dayanamayan Nasuhi Bey, şu beyti yazar: "Azimet eyledi gitti beka beka diyerek/Bıraktı dar-ı fenayı kaka kaka diyerek!"
Kendisi şiir
Eserleriyle yakın tarihi aydınlatan yazarlardan Münevver Ayaşlı, eşi Nusret Bey'e sorar: "Siz Abdülhak Efendi'yi bu kadar seviyorsunuz, halbuki yazdıklarından bir satır bile okumamışsınız, okumuyorsunuz da, niçin?" Nusret Bey, Münevver Ayaşlı'ya şu cevabı verir: "Yazdıklarından bana ne, benim için kendisi şiir, yazdıkları değil, ben kendisini seviyorum, yazdıklarını değil."
Şairin kibarlığı
Abdülhak Hamit ile Süleyman Nazif bir taksiye binecekleri sırada şair-i azam kapıyı açar, "Buyurun üstadım" der. Nazif "Estağfirullah üstadım. Böyle iş olur mu? Siz buyrun lütfen!" karşılığını verir. Hamit ayak üstü tartışmayı bitirir: "Çekinme, üzülme kardeşim Nazif! Görenler, "Süleyman Nazif ne kaba adammış" demezler. "Hamit'in kibarlığına bakın" derler."
Ortak beyin
Abdülhak Hamit, karısı Lüsyan Hanım ve Hıfzı Tevfik bir lokantada yemekteler.... Lüsyan Hanım listeye baktıktan sonra, "Bana bir beyin getirir misiniz?" diyerek garsondan istekte bulunur. Hamit de garsona seslenir: "Evet bir beyin getirin de aramızda taksim edelim."
Şairin karşılığı
Atatürk'ün huzurunda bulunanlardan biri "şair'in Türkçe karşılığı olarak 'Kulcığır'ı teklif eder. Dil konusunda hassas olan Atatürk, sofrada bulunan Abdülhak Hamitş'e bu yeni kelimeyi nasıl bulduğunu sorar. Hamit'in cevabı şahanedir: "Paşam, ya ben şair değilim yahut da 'kulcığır' 'şair' demek değil!"
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Abdülhak Hamit'in ağabeyi Nasuhi Bey'in iki aylık bir oğlu ölünce ailece çok üzülürler. Karısı Nasuhi Bey'den çocuğa bir mezar kitabesi yazması için ısrar eder. Bu ısrara dayanamayan Nasuhi Bey, şu beyti yazar: "Azimet eyledi gitti beka beka diyerek/Bıraktı dar-ı fenayı kaka kaka diyerek!"
Kendisi şiir
Eserleriyle yakın tarihi aydınlatan yazarlardan Münevver Ayaşlı, eşi Nusret Bey'e sorar: "Siz Abdülhak Efendi'yi bu kadar seviyorsunuz, halbuki yazdıklarından bir satır bile okumamışsınız, okumuyorsunuz da, niçin?" Nusret Bey, Münevver Ayaşlı'ya şu cevabı verir: "Yazdıklarından bana ne, benim için kendisi şiir, yazdıkları değil, ben kendisini seviyorum, yazdıklarını değil."
Şairin kibarlığı
Abdülhak Hamit ile Süleyman Nazif bir taksiye binecekleri sırada şair-i azam kapıyı açar, "Buyurun üstadım" der. Nazif "Estağfirullah üstadım. Böyle iş olur mu? Siz buyrun lütfen!" karşılığını verir. Hamit ayak üstü tartışmayı bitirir: "Çekinme, üzülme kardeşim Nazif! Görenler, "Süleyman Nazif ne kaba adammış" demezler. "Hamit'in kibarlığına bakın" derler."
Ortak beyin
Abdülhak Hamit, karısı Lüsyan Hanım ve Hıfzı Tevfik bir lokantada yemekteler.... Lüsyan Hanım listeye baktıktan sonra, "Bana bir beyin getirir misiniz?" diyerek garsondan istekte bulunur. Hamit de garsona seslenir: "Evet bir beyin getirin de aramızda taksim edelim."
Şairin karşılığı
Atatürk'ün huzurunda bulunanlardan biri "şair'in Türkçe karşılığı olarak 'Kulcığır'ı teklif eder. Dil konusunda hassas olan Atatürk, sofrada bulunan Abdülhak Hamitş'e bu yeni kelimeyi nasıl bulduğunu sorar. Hamit'in cevabı şahanedir: "Paşam, ya ben şair değilim yahut da 'kulcığır' 'şair' demek değil!"
Edebiyatımızın Güleryüzü/ Mehmet Nuri YARDIM
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.