Kimi sever
Taha Toros'un "Altı Renkli Portre"sinden okuyoruz: "Bir sohbet sırasında, Abdülhamit Namık Kemal'e: 'Kemal Bey, demiş. Siz beni mi çok seversiniz, yoksa biraderi mi?' Namık Kemal, ikinizi de sevmem demektense, şu cümleyle sözü tatlıya bağlamış: "Ben Sultan Selim'i çok severim efendim."
Açık Kapı
Odasında çalışmakta olan Hersekli Arif Hikmet'in kapısı açılmış. Tanımadığı iki kişi içeri girer. Şair tamadığı iki adama ne istediklerini sorar. Adamlar, "Kapıyı açık gördük, içeri girdik" derler. Bunun üzerine son Divan şairlerinden Hersekli Arif Hikmet gülümseyerek cevap verir: "Köpekler de öyle yapar."
Dünyaya sığmak
Döneminin güçlü şairlerinden Leskofçalı Galip ve Yenişehirli Avni ile Encümen-i Şuara'yı (Şairler Derneği) kuran Hersekli Arif Hikmet'ten Şinasi'yi sordular. Şöyle cevap verdi: "Ben iki odalı evi kendime geniş buluyorum. Şinasi ile Leskofçalı Galip kainatı kendilerine dar görürler. Dünyaya sığmadılar, kendilerini yediler."
Halil Efendi
Tanzimat'ın önceki neslin edip, nüktedan ve şairlerinden Hersekli Arif Hikmet'in yanına birgün adliye memurlarından sünepe ve sıkıcı bir adam gelir. Saçma sapan konuşur ve kendisinin memurluktan nasıl kovulduğunu uzun uzadıya anlatmaya başlar. Meclistekiler sıkılmaya başlar. Adama kaşla göz arasında, lafı kesmesinin anlatmak isterlerse de bunda başarılı olamazlar. Adam, habire beyin ütülüyormuş. Sonunda Arif Bey çok kızar ve hemen şu kıtayı söyler:
"Cevrü cefası dehrin bitmez Halil Efendi
Bu çileye tahammül etmek Halif Efendi
Lütfeyleyip de bari burdan Hudâ gidersin
Kendiliğinden asla gitmez Halil Efendi."
Taha Toros'un "Altı Renkli Portre"sinden okuyoruz: "Bir sohbet sırasında, Abdülhamit Namık Kemal'e: 'Kemal Bey, demiş. Siz beni mi çok seversiniz, yoksa biraderi mi?' Namık Kemal, ikinizi de sevmem demektense, şu cümleyle sözü tatlıya bağlamış: "Ben Sultan Selim'i çok severim efendim."
Açık Kapı
Odasında çalışmakta olan Hersekli Arif Hikmet'in kapısı açılmış. Tanımadığı iki kişi içeri girer. Şair tamadığı iki adama ne istediklerini sorar. Adamlar, "Kapıyı açık gördük, içeri girdik" derler. Bunun üzerine son Divan şairlerinden Hersekli Arif Hikmet gülümseyerek cevap verir: "Köpekler de öyle yapar."
Dünyaya sığmak
Döneminin güçlü şairlerinden Leskofçalı Galip ve Yenişehirli Avni ile Encümen-i Şuara'yı (Şairler Derneği) kuran Hersekli Arif Hikmet'ten Şinasi'yi sordular. Şöyle cevap verdi: "Ben iki odalı evi kendime geniş buluyorum. Şinasi ile Leskofçalı Galip kainatı kendilerine dar görürler. Dünyaya sığmadılar, kendilerini yediler."
Halil Efendi
Tanzimat'ın önceki neslin edip, nüktedan ve şairlerinden Hersekli Arif Hikmet'in yanına birgün adliye memurlarından sünepe ve sıkıcı bir adam gelir. Saçma sapan konuşur ve kendisinin memurluktan nasıl kovulduğunu uzun uzadıya anlatmaya başlar. Meclistekiler sıkılmaya başlar. Adama kaşla göz arasında, lafı kesmesinin anlatmak isterlerse de bunda başarılı olamazlar. Adam, habire beyin ütülüyormuş. Sonunda Arif Bey çok kızar ve hemen şu kıtayı söyler:
"Cevrü cefası dehrin bitmez Halil Efendi
Bu çileye tahammül etmek Halif Efendi
Lütfeyleyip de bari burdan Hudâ gidersin
Kendiliğinden asla gitmez Halil Efendi."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.