Dünyaya ilham veren renkler
Kök boyanın asırlarca geleneksel şekilde devam ettiğini belirten Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Genç, "Ancak halihazırda unutulmaya yüz tutmuş durumda idi. 2000'li yılların başından itibaren çaba gösteriyorum. Çok şükür ki bugün başardığımızı görüyorum" dedi
03.08.2018 00:00:00
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi (GSF) Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Genç, yok olmaya yüz tutan bitki, böcek ve deniz kabuklularından sağlıklı boya elde edilme işlemini yaşatmak için akademik alanda ve uygulama alanında çalışmalar yapıyor. Genç, doğadan sağlıklı bir şekilde renk elde etme geleneğini yaşatmaya, Anadolu insanına, yeni kuşaklara, öğrencilere ve araştırmacılara öğretmeye çalışıyor.
Dr. Öğr. Üyesi Genç, yaptığı açıklamada, "Kök boya asırlarca geleneksel şekilde devam etti. Ancak halihazırda unutulmaya yüz tutmuş durumda idi. 2000'li yılların başından itibaren çaba gösteriyorum. Çok şükür ki bugün başardığımızı görüyorum" dedi.
"Kök boyama sürecine akademik bağlamda 2000'li yıllardan itibaren başladım. Ama ben yörük çadırında yaşayıp dokumayı 'alaylı' olarak öğrendim" diyen Dr. Genç, "O dokumanın da boyama süreçlerini bildiğim için açıkçası uzak olduğum bir konu değildi. Yüksek Lisans sürecinde Prof. Dr. Recep Karadağ ile birlikte akademik ve uygulama bağlamında kök boyama işlemlerini gerçekleştirmeye başladım. Anadolu coğrafyasında kök boya isimli bir bitki var.
Özellikle kırmızının elde edilmesinde kullanılan bir bitkidir. Latince karşılığı Rubia Tinctorum. Kök boyanın Anadolu'da en verimli olduğu yer Manisa'ya bağlı Kırkağaç İlçesi'nin Bakır Köyü'dür. O bitki kırmızı rengi çok güzel bir şekilde veriyor. Örneğin 'Bayrak Kırmızısı' kök boyadan elde ediliyor. Daha sonra bu renk dünya literatürüne 'Türk Kırmızısı' olarak geçmiştir. Bu meseleler akademik düzeyde araştırılmaya başlanınca sadece birinin değil çok farklı bitki kökünden, yaprağından, çiçeğinden, kabuğundan ve meyvesinden boyama yapıldığı tespit ediliyor" dedi.
En önemli ihraç ürünlerinden biriydi
Isparta coğrafyasından da pıynar meşesinin var olduğuna değinen Genç, "Onun literatürdeki karşılığı kermes meşesidir. Onun üzerinde yaşayan asalak böcekler var. Onlardan biri kermes böceğidir. O da kırmızı renk elde edilmesinde kullanılır.
Hatta bir de 'cehli' var Anadolu'da. Sarı renk elde edilmesinde kullanılır. Bu da Anadolu'da; Osmanlı Dönemi'nin en önemli ihraç ürünlerinden birisiydi. 'Altın Ağacı' olarak da bilinirdi. Toros Dağları'nda; İç ve Doğu Anadolu'da bu ağaçların dikimi yapılarak bunun bir endüstri haline gelmesi sağlanıyor o dönemlerde. Bitki, böcek, deniz kabuğu olduğuna göre buna 'doğal boya' ismi verenler oldu.
Yapılan işlem için de doğal boyama şeklinde bir kavram türetildi. Ama buna itirazım var. Benim kişisel yaklaşımım şu oldu: Hep şöyle söylenir: 'En güzel pamuk bizde var'; kumaş üretiminde dünyanın en önemli ülkelerinden biriyiz.
Ama yoğunluklu olarak kendi markalarımız olmadığı için dünya pazarlarında sadece fason üretim yapan bir ülke konumundayız' Oysa Türkiye'nin elinde kök boya diye bir marka var. Ben bu yoldan yürüyorum. Zira binlerce yıldır insanlar buna kök boya dedi. Yapılan işleme de kök boyama ismini verdi. Ben bunu neden günümüzde değiştireyim ki; bu perspektif aydınlığında ben kök boya ismini yeniden gündeme getirmeye çalışıyorum" diye konuştu. İHA
Dr. Öğr. Üyesi Genç, yaptığı açıklamada, "Kök boya asırlarca geleneksel şekilde devam etti. Ancak halihazırda unutulmaya yüz tutmuş durumda idi. 2000'li yılların başından itibaren çaba gösteriyorum. Çok şükür ki bugün başardığımızı görüyorum" dedi.
"Kök boyama sürecine akademik bağlamda 2000'li yıllardan itibaren başladım. Ama ben yörük çadırında yaşayıp dokumayı 'alaylı' olarak öğrendim" diyen Dr. Genç, "O dokumanın da boyama süreçlerini bildiğim için açıkçası uzak olduğum bir konu değildi. Yüksek Lisans sürecinde Prof. Dr. Recep Karadağ ile birlikte akademik ve uygulama bağlamında kök boyama işlemlerini gerçekleştirmeye başladım. Anadolu coğrafyasında kök boya isimli bir bitki var.
Özellikle kırmızının elde edilmesinde kullanılan bir bitkidir. Latince karşılığı Rubia Tinctorum. Kök boyanın Anadolu'da en verimli olduğu yer Manisa'ya bağlı Kırkağaç İlçesi'nin Bakır Köyü'dür. O bitki kırmızı rengi çok güzel bir şekilde veriyor. Örneğin 'Bayrak Kırmızısı' kök boyadan elde ediliyor. Daha sonra bu renk dünya literatürüne 'Türk Kırmızısı' olarak geçmiştir. Bu meseleler akademik düzeyde araştırılmaya başlanınca sadece birinin değil çok farklı bitki kökünden, yaprağından, çiçeğinden, kabuğundan ve meyvesinden boyama yapıldığı tespit ediliyor" dedi.
En önemli ihraç ürünlerinden biriydi
Isparta coğrafyasından da pıynar meşesinin var olduğuna değinen Genç, "Onun literatürdeki karşılığı kermes meşesidir. Onun üzerinde yaşayan asalak böcekler var. Onlardan biri kermes böceğidir. O da kırmızı renk elde edilmesinde kullanılır.
Hatta bir de 'cehli' var Anadolu'da. Sarı renk elde edilmesinde kullanılır. Bu da Anadolu'da; Osmanlı Dönemi'nin en önemli ihraç ürünlerinden birisiydi. 'Altın Ağacı' olarak da bilinirdi. Toros Dağları'nda; İç ve Doğu Anadolu'da bu ağaçların dikimi yapılarak bunun bir endüstri haline gelmesi sağlanıyor o dönemlerde. Bitki, böcek, deniz kabuğu olduğuna göre buna 'doğal boya' ismi verenler oldu.
Yapılan işlem için de doğal boyama şeklinde bir kavram türetildi. Ama buna itirazım var. Benim kişisel yaklaşımım şu oldu: Hep şöyle söylenir: 'En güzel pamuk bizde var'; kumaş üretiminde dünyanın en önemli ülkelerinden biriyiz.
Ama yoğunluklu olarak kendi markalarımız olmadığı için dünya pazarlarında sadece fason üretim yapan bir ülke konumundayız' Oysa Türkiye'nin elinde kök boya diye bir marka var. Ben bu yoldan yürüyorum. Zira binlerce yıldır insanlar buna kök boya dedi. Yapılan işleme de kök boyama ismini verdi. Ben bunu neden günümüzde değiştireyim ki; bu perspektif aydınlığında ben kök boya ismini yeniden gündeme getirmeye çalışıyorum" diye konuştu. İHA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.