Günümüz, ne için yaratıldığını unutan insanların yaşadığı bir devir,
Günümüz, ahiretin yok sayıldığı bir dönem,
Günümüz, makam, mevki, dünyalık uğruna Allah'ın emirlerinin hiçe sayıldığı; helalin haram, haramın helal kabul edildiği büyük fitne zamanı?
Oysa ölüm hak ve hesap günü kesindir.
Hz. Hasan, salih bir arkadaşını anlatırken şöyle buyurmuştur:
"O benim gözümde insanların en büyüklerindendir. Onu gözümde büyüten en önemli şey, dünyayı küçük görmesiydi. O cehaletin sultasından kurtulmuştu.. Sadece yararlı olduğuna güvendiği şeye el uzatırdı. Ne şikayet ederdi. Ne kızardı. Ne usanırdı."
Ve yine buyuruyor:
"Kim dünyayı severse ahiret korkusu kalbinden kaybolur."
Oysa ahiret hayatı haktır ve kişi dünyada yaşamayı tercih ettiği hayata göre cennete veya cehenneme gidecektir.
Resûlullah efendimiz (s.a.v.) kıyamet gününde cehennem ehli hakkında şunları buyurur:
"Bu arada bir takım kimseler dahi, Rablerinin huzurunda diz üstü oturup durmuşlardır.
Orada günahlarını itiraf etmektedirler.
Gözleri bir başka olmuştur, bir şey görecek halde değillerdir. Kalpleri boştur, akıları bir şeye ermez.
Duyguları perişan bir halde serilmiş gibidirler. Akrabalık bağları kopmuştur.
Daha önce yalan saydıklarını burada açıkça görürler.
Şekavet ehli kimseler o cehennem hazinlerine, yardımcılarına bakıp da tutucu aletlerini gördükleri zaman ellerini ısırır; parmaklarını yemeğe başlarlar.
Eyvah mahvolduk, perişan olduk, diye kendi kendilerine söylenirler.
Gözlerinden yaş akar, ayakları titremeye başlar.
Cehennem bakıcılarına şu ilahi emir gelir:
'Onları yakalayınız, cehenneme tıkınız. Zincirlerle bağlayınız.'
Bu işler yapıldıktan sonra gözleri dikilip kalır. Boyun damarları şişer. Boyun etleri soyulup, damarları meydana çıkar. Beyinlerindeki kaynama ayaklarında dahi duyulur."
Ve sonsuz hesap başlar?
Bir de tevbe edenlerin halini aktaralım:
Hz. Hasan şöyle rivayet eder:
"Adem (a.s.)'ın tövbesini Allah u Teâlâ kabul buyurduktan sonra, melekler onu tebrik ettiler.
Bu arada Cebrail, Mikail ve İsrafil de indiler ve şöyle dediler:
'Gözün aydın ey Adem! Allah tövbeni kabul buyurdu.'
Adem (a.s.) şöyle dedi:
'Ya Cebrail! Bu tövbeden sonra, bir dileğim olduğunda o dilek için yerim neresidir?'
Bunun üzerine Allah u Teâlâ ona şöyle vahyetti:
'Ey Adem! Sen zürriyetine yorulmak ve meşakkat bıraktın. Ben de onlara tövbeyi bıraktım. Onlardan her kim Bana dua ederse senin duanı kabul ettiğim gibi onun duasını da kabul ederim. Onlardan her kim Benden bağışlanmak isterse, cimrilik etmem, bağışlarım. Ben yakınım, duayı kabul ederim, ey Adem.'"
Dünya sevgisinden Allah'a sığınalım.
Dünya sevgisinin unutturduğu cehennemden Allah'a sığınalım.
Ve tövbeye sarılalım.
Günümüz, ahiretin yok sayıldığı bir dönem,
Günümüz, makam, mevki, dünyalık uğruna Allah'ın emirlerinin hiçe sayıldığı; helalin haram, haramın helal kabul edildiği büyük fitne zamanı?
Oysa ölüm hak ve hesap günü kesindir.
Hz. Hasan, salih bir arkadaşını anlatırken şöyle buyurmuştur:
"O benim gözümde insanların en büyüklerindendir. Onu gözümde büyüten en önemli şey, dünyayı küçük görmesiydi. O cehaletin sultasından kurtulmuştu.. Sadece yararlı olduğuna güvendiği şeye el uzatırdı. Ne şikayet ederdi. Ne kızardı. Ne usanırdı."
Ve yine buyuruyor:
"Kim dünyayı severse ahiret korkusu kalbinden kaybolur."
Oysa ahiret hayatı haktır ve kişi dünyada yaşamayı tercih ettiği hayata göre cennete veya cehenneme gidecektir.
Resûlullah efendimiz (s.a.v.) kıyamet gününde cehennem ehli hakkında şunları buyurur:
"Bu arada bir takım kimseler dahi, Rablerinin huzurunda diz üstü oturup durmuşlardır.
Orada günahlarını itiraf etmektedirler.
Gözleri bir başka olmuştur, bir şey görecek halde değillerdir. Kalpleri boştur, akıları bir şeye ermez.
Duyguları perişan bir halde serilmiş gibidirler. Akrabalık bağları kopmuştur.
Daha önce yalan saydıklarını burada açıkça görürler.
Şekavet ehli kimseler o cehennem hazinlerine, yardımcılarına bakıp da tutucu aletlerini gördükleri zaman ellerini ısırır; parmaklarını yemeğe başlarlar.
Eyvah mahvolduk, perişan olduk, diye kendi kendilerine söylenirler.
Gözlerinden yaş akar, ayakları titremeye başlar.
Cehennem bakıcılarına şu ilahi emir gelir:
'Onları yakalayınız, cehenneme tıkınız. Zincirlerle bağlayınız.'
Bu işler yapıldıktan sonra gözleri dikilip kalır. Boyun damarları şişer. Boyun etleri soyulup, damarları meydana çıkar. Beyinlerindeki kaynama ayaklarında dahi duyulur."
Ve sonsuz hesap başlar?
Bir de tevbe edenlerin halini aktaralım:
Hz. Hasan şöyle rivayet eder:
"Adem (a.s.)'ın tövbesini Allah u Teâlâ kabul buyurduktan sonra, melekler onu tebrik ettiler.
Bu arada Cebrail, Mikail ve İsrafil de indiler ve şöyle dediler:
'Gözün aydın ey Adem! Allah tövbeni kabul buyurdu.'
Adem (a.s.) şöyle dedi:
'Ya Cebrail! Bu tövbeden sonra, bir dileğim olduğunda o dilek için yerim neresidir?'
Bunun üzerine Allah u Teâlâ ona şöyle vahyetti:
'Ey Adem! Sen zürriyetine yorulmak ve meşakkat bıraktın. Ben de onlara tövbeyi bıraktım. Onlardan her kim Bana dua ederse senin duanı kabul ettiğim gibi onun duasını da kabul ederim. Onlardan her kim Benden bağışlanmak isterse, cimrilik etmem, bağışlarım. Ben yakınım, duayı kabul ederim, ey Adem.'"
Dünya sevgisinden Allah'a sığınalım.
Dünya sevgisinin unutturduğu cehennemden Allah'a sığınalım.
Ve tövbeye sarılalım.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018