Dualar ile Allah’tan yardım istemek
‘En son olarak niyaz ederim ki, Cenab-ı Vacibü’l-amal Hazretleri, Habib-i Ekrem hürmetine, necip milletimizi muvaffak buyursun, amin’
20.01.2022 00:55:00





Erzurum Kongresi'nin açılışında Şiran Müftüsü bir dua yapmış ve Mustafa Kemal'in de içinde bulunduğu hazırûn âmin demiştir:
"Allah'a hamd olsun ki büyük kitabında, 'Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek isterler. Hâlbuki, inkârcılar istemeseler de yine Allah'ın nuru, dinini tamamlayacaktır' buyurdu.
Salât ve selam ol Zat'a ki, O'na indirilen Kur'an'da, 'Kitab'ı Biz indirdik, onun koruyucusu elbette Biziz' buyruldu. Salât ve selam Peygamberimizin âline ve ashabına olsun.
Ey yardım edici Allah'ım! Şu Müslümanlar topluluğuna yardım et. Nasıl ki, Bedir gününde, maharetli, hünerli meleklerle yardım ettiğin gibi. Kur'an-ı Mûbin hürmetine ve Sana yakın olanların ruhaniyetinin imdadıyla...
Allah'ım! İstediklerimizi anlatmak, gayelerimizi elde etmek ve mukadderatımızı sağlamak sûretiyle güçlüklerimizi yenmeye bizleri muvaffak eyle, burada verilen kararlarda bizleri isabetli kıl!
Allah'ım! Bütün şehirlerimizi ve toprağı, şehitler kanı ile evliya cesetleri ile yoğrulmuş şu Erzurum şehrini Müslüman kullarına iyilik ve lutuf olarak, düşmanların ayakları altında çiğnenmekten ve zalimlerin zorla almak için gösterdikleri hırs ve tamahlardan kurtar!
Allah'ım! Şu toplulukta bulunup âmin diyen devlet adamlarının ve memleketlerinden hicret etmek zorunda bırakılmış olan vatandaşların muratlarını kolaylaştır.
Bizlere selametle ve sevinçli olarak memleketlerimize avdet etmek nasip eyle. Kıyamet gününün Efendisi olan Peygamberimiz hürmetine! Selam bütün peygamberlere. Hamd ve sena âlemlerin Rabbi olan Allah'a."
7 Ağustos 1919'da Erzurum Kongresi'ni kapatırken şu duayı etmiştir:
"Bu birleştirici kurtuluş toplantımız sona ererken, istekleri gerçekleştiren Allah Hazretlerinden doğru yolu göstermesini ve şanlı Peygamberimizin ruhunun bütün üstünlüklerden, bereketinden bağışlanması dileğiyle vatan ve milletimize ve sonsuz devletimize mutlu gelecekler dilerim."
Hacı Bayram Türbesi'nde edilen dualardan sonra, TBMM'nin açılışında da dualar edilir ve Mustafa Kemal ilk hükûmetin kuruluşunu müteakip yaptığı konuşmada;
"Cenab-ı Hakk'ın avn ü inayeti bizimledir" diyerek ihlâsını göstermiş olur.
Büyük Taarruz Zaferi kazanıldıktan sonra da Eylül 1922'de, "Büyük asil Türk milleti" hitabıyla başlayan tamiminde;
'TBMM ordularının şecaati, sürati, tevfikat-i Sübhaniyeye vesile-i tecelli oldu... Milletimizin istikbali emindir ve nusret-i mevudiyyeyi ordularımızın istihsal etmesi muhakkaktır' şeklindeki sözleriyle salabet-i imaniyesini ifade etmiş oldu."
Atatürk duanın gücüne her zaman inanmıştır. Bunu çocuklara da tavsiye eder:
"Mustafa Kemal, Konya Yetimler Yurdu ziyaretinde, çocuklarla birlikte yemek yemiş, her birinin tabağından birer kaşık pilav alarak, saçlarını ve omuzlarını okşayarak yetim yavruları sevindirmiş ve onların gönlünü kazanmıştır.
Çocuklar yataklarına giderken Mustafa Kemal onlara, 'Çocuklarım, her gece dua edin' demiştir.
Birkaç gün sonra çocuklar Mevlâna Türbesi'ni ziyarete götürülmüşlerdir. Bu sırada çocukların Mustafa Kemal Atatürk için dua ettikleri gözlenmiştir.
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı sonlarına doğru bir gün yine bu yurda gelip, çocuklara,'Dualarınız kabul oldu çocuklarım, vatanımız kurtuluyor' demiştir."
Atatürk 1923'te, Kütahya'da öğretmenlerle bir araya geldiğinde, "Cenab-ı Hakk'a binlerce hamd ü sena olsun ki, düşman karşısındaki aziz ordular için sarf ettiğimiz bütün emekler mes'ut semeratını verdi" şeklinde konuşmuştur.
Yine 1923 senesinde Afyonkarahisar ziyaretinde;
"Elhamdülillah bugün cümlenizi çok şen, çok şatır, çok sevinçli görüyorum. Sizi böyle görmekle ben de sizinle beraber bahtiyarım, mes'udum.
Bütün o elemli, karanlık günlerden sonra elhamdülillah, işte size şetaret, saadet bahşeden güneşli günlere erdiniz.
Bizi bu günlere mazhar eden Cenab-ı Hakk'ın sizlerden bundan sonra beklediği noktayı da tabii iyi biliyorsunuz" demiştir.
1 Eylül 1922'de zafer sonrasında millete yayınlanan beyannamede şöyle der:
"Büyük ve asil Türk milleti!
Batı cephesinde 26 Ağustos 1922'den beri başlayan taarruz harekâtımız, Afyonkarahisar-Altınbaş-Dumlupınar arasında büyük bir meydan muharebesi halinde beş gün beş gece devam etti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının kahramanlığı, şiddeti, sürati, tevfikat-i Sübhaniyye (Allah'ın yardımlarına) tecelli vesilesi oldu." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin atatürk eseri sh: 477)
"Allah'a hamd olsun ki büyük kitabında, 'Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek isterler. Hâlbuki, inkârcılar istemeseler de yine Allah'ın nuru, dinini tamamlayacaktır' buyurdu.
Salât ve selam ol Zat'a ki, O'na indirilen Kur'an'da, 'Kitab'ı Biz indirdik, onun koruyucusu elbette Biziz' buyruldu. Salât ve selam Peygamberimizin âline ve ashabına olsun.
Ey yardım edici Allah'ım! Şu Müslümanlar topluluğuna yardım et. Nasıl ki, Bedir gününde, maharetli, hünerli meleklerle yardım ettiğin gibi. Kur'an-ı Mûbin hürmetine ve Sana yakın olanların ruhaniyetinin imdadıyla...
Allah'ım! İstediklerimizi anlatmak, gayelerimizi elde etmek ve mukadderatımızı sağlamak sûretiyle güçlüklerimizi yenmeye bizleri muvaffak eyle, burada verilen kararlarda bizleri isabetli kıl!
Allah'ım! Bütün şehirlerimizi ve toprağı, şehitler kanı ile evliya cesetleri ile yoğrulmuş şu Erzurum şehrini Müslüman kullarına iyilik ve lutuf olarak, düşmanların ayakları altında çiğnenmekten ve zalimlerin zorla almak için gösterdikleri hırs ve tamahlardan kurtar!
Allah'ım! Şu toplulukta bulunup âmin diyen devlet adamlarının ve memleketlerinden hicret etmek zorunda bırakılmış olan vatandaşların muratlarını kolaylaştır.
Bizlere selametle ve sevinçli olarak memleketlerimize avdet etmek nasip eyle. Kıyamet gününün Efendisi olan Peygamberimiz hürmetine! Selam bütün peygamberlere. Hamd ve sena âlemlerin Rabbi olan Allah'a."
7 Ağustos 1919'da Erzurum Kongresi'ni kapatırken şu duayı etmiştir:
"Bu birleştirici kurtuluş toplantımız sona ererken, istekleri gerçekleştiren Allah Hazretlerinden doğru yolu göstermesini ve şanlı Peygamberimizin ruhunun bütün üstünlüklerden, bereketinden bağışlanması dileğiyle vatan ve milletimize ve sonsuz devletimize mutlu gelecekler dilerim."
Hacı Bayram Türbesi'nde edilen dualardan sonra, TBMM'nin açılışında da dualar edilir ve Mustafa Kemal ilk hükûmetin kuruluşunu müteakip yaptığı konuşmada;
"Cenab-ı Hakk'ın avn ü inayeti bizimledir" diyerek ihlâsını göstermiş olur.
Büyük Taarruz Zaferi kazanıldıktan sonra da Eylül 1922'de, "Büyük asil Türk milleti" hitabıyla başlayan tamiminde;
'TBMM ordularının şecaati, sürati, tevfikat-i Sübhaniyeye vesile-i tecelli oldu... Milletimizin istikbali emindir ve nusret-i mevudiyyeyi ordularımızın istihsal etmesi muhakkaktır' şeklindeki sözleriyle salabet-i imaniyesini ifade etmiş oldu."
Atatürk duanın gücüne her zaman inanmıştır. Bunu çocuklara da tavsiye eder:
"Mustafa Kemal, Konya Yetimler Yurdu ziyaretinde, çocuklarla birlikte yemek yemiş, her birinin tabağından birer kaşık pilav alarak, saçlarını ve omuzlarını okşayarak yetim yavruları sevindirmiş ve onların gönlünü kazanmıştır.
Çocuklar yataklarına giderken Mustafa Kemal onlara, 'Çocuklarım, her gece dua edin' demiştir.
Birkaç gün sonra çocuklar Mevlâna Türbesi'ni ziyarete götürülmüşlerdir. Bu sırada çocukların Mustafa Kemal Atatürk için dua ettikleri gözlenmiştir.
Mustafa Kemal, Kurtuluş Savaşı sonlarına doğru bir gün yine bu yurda gelip, çocuklara,'Dualarınız kabul oldu çocuklarım, vatanımız kurtuluyor' demiştir."
Atatürk 1923'te, Kütahya'da öğretmenlerle bir araya geldiğinde, "Cenab-ı Hakk'a binlerce hamd ü sena olsun ki, düşman karşısındaki aziz ordular için sarf ettiğimiz bütün emekler mes'ut semeratını verdi" şeklinde konuşmuştur.
Yine 1923 senesinde Afyonkarahisar ziyaretinde;
"Elhamdülillah bugün cümlenizi çok şen, çok şatır, çok sevinçli görüyorum. Sizi böyle görmekle ben de sizinle beraber bahtiyarım, mes'udum.
Bütün o elemli, karanlık günlerden sonra elhamdülillah, işte size şetaret, saadet bahşeden güneşli günlere erdiniz.
Bizi bu günlere mazhar eden Cenab-ı Hakk'ın sizlerden bundan sonra beklediği noktayı da tabii iyi biliyorsunuz" demiştir.
1 Eylül 1922'de zafer sonrasında millete yayınlanan beyannamede şöyle der:
"Büyük ve asil Türk milleti!
Batı cephesinde 26 Ağustos 1922'den beri başlayan taarruz harekâtımız, Afyonkarahisar-Altınbaş-Dumlupınar arasında büyük bir meydan muharebesi halinde beş gün beş gece devam etti.
Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının kahramanlığı, şiddeti, sürati, tevfikat-i Sübhaniyye (Allah'ın yardımlarına) tecelli vesilesi oldu." (Prof. Dr. Haydar Baş, Hoş Geldin atatürk eseri sh: 477)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.