Dövize talep var, yükseliş sürüyor. 2011 son günleri Merkez Bankası'nın (MB) döviz piyasalarına yoğun müdahale yapmasıyla geçti. Dolar 1.930 TL'yi görünce, MB dolar rezervlerini devreye soktu. Yaklaşık 2.7 milyar dolar satarak doların fiyatını 1.880 TL'ye çekebildi. Bu müdahaleler dolarda fren tutturamayacak, zira risklerin çok arttığı bir ortamdayız. MB müdahaleleri kalıcı değil. Dolar kurunun 2 TL'ye çıkması beklenmektedir.MB sürekli yükselen dolar kuruna müdahale için bir taraftan rezervlerini devreye soktu, bir taraftan da faiz silahını çekti. Yine de yükselişi durduramadı. MB Başkanı Başcı, sonunda itiraf etti: Dolarla baş edemeyiz.Dövizdeki talep sadece çıkan sıcak paradan kaynaklanmıyor. Döviz çıkışında önemli kalem yüksek ithalat. Dış ticaret açığımız yıllık 100 milyar dolara yaklaştı. Her ay 7-8 milyar dolar fazladan ülkeden döviz çıkmaktadır. Bir diğer kalem ise satılan kurumların kazanç transferleridir. Para çıkışı MB'yi müdahale etmek zorunda bırakmıştır. Bu süreçte MB yaklaşık 12 milyar dolar satarak durumu kontrol etmeye çalışmıştır. MB yaptığı müdahalelerden sonuç alamıyor, zira dövizi ve faizi sıcak paracılar belirliyor.Türkiye'de risklerin artması, Avrupa'da da kriz patlaması sıcak paranın akışını tersine döndürmüş, döviz fiyatları hızla yükselmeye başlamıştır.Sorun IMF programı2001'de Kemal Derviş tarafından getirilen "mali disiplin" adı altındaki "sıkı para" politikası hükümet tarafından başarıyla uygulanmıştır. Emisyon sıkılaştırılmış, para piyasadan çekilmiş, yabancıların önü açılmıştır. Kemal Derviş aracılığıyla uygulanan "güçlü ekonomiye geçiş programı" yabancı para çekmeye dayanıyordu. Sağlanan avantajlar sonucu gelen sıcak para ile durum idare edilmeye çalışılmıştır.Hatırlarsanız o günlerde IMF'den 100 milyar dolar borç alacağımız konuşuluyordu. Hem çok borç para alacağız, hem de sıcak para gelecek ve de özelleştirmelerden para gelecekti. Böylece ekonomi yüzde 5'in üzerinde büyüyecek vergi gelirleri artacak kamu borcu vergilerle kapatılacaktı.MB bu programın destekçisiydi. "Enflasyon Hedeflemesi" adı verilen bu görev zaman zaman Merkez Bankası'nı piyasalara müdahale ettirerek bu sürecin devam etmesini sağlıyordu. MB öngörülen enflasyon hedefini tutturmak için hareket edecek faizleri yüksek tutarak, Türk Lirasını güçlendirecekti. Merkezin en önemli görevlerinden biride piyasayı enflasyonun düşeceğine inandırmaktı. Öngörülen hedef doğrultusunda gerçekleşmese bile toplum enflasyonun düştüğüne inandırılacak beklentilerin bozulmasını engelleyecekti. Devletin resmi istatistik kurumunun görevi halkı enflasyonun artmadığına inandırmaktı. Enflasyon sepetinde değişiklikler yaparak, bazı ürünleri çıkarıp başka ürünleri sepete alarak enflasyon oranını düşük gösterdi.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Mahmut Erdem / diğer yazıları
- Fakirleşerek büyüme / 18.06.2022
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020
- Bu kaçıncı operasyon? / 25.12.2021
- 2020’de yüzde 1.8 büyürken, meğer küçülmüşüz! / 05.05.2021
- Mesele sadece 128 milyar dolar mı? / 23.04.2021
- Ak Parti’nin 18 yıllık enkazı / 08.01.2021
- Dolar kazanç aparatı olunca... / 25.11.2020
- Büyüdük ama negatif / 05.09.2020
- İSO 2019 raporu / 16.07.2020
- Fason tartı aleti / 29.06.2020
- Tefeciye yılda 4 milyon konut / 13.04.2020