Kemik erimesi olarak bilinen osteoporozun, önceleri daha çok kadınları etkilediğinin düşünüldüğünü anlatan uzmanlar, ancak yapılan araştırmaların bu hastalığın erkekleri de yakından etkileyen bir sağlık sorunu olduğunu ortaya çıkardığını bildirdi.
Uzmanlar, Türkiye Osteoporoz Derneği tarafından 18-89 yaşları arasındaki 10 bin 489 kişi üzerinde yapılan kemik tarama ve sağlığı araştırmasına göre, 45-65 yaşları arasındaki erkeklerde sigaraya ve hareketsiz yaşam tarzına bağlı olarak bu hastalığın ortaya çıktığını belirtti. Erkeklerde osteoporozun genelde kullanılan ilaçlara ya da bazı hastalıklara bağlı olarak ortaya çıktığını ifade eden uzmanlar, "Araştırmamıza göre özellikle emeklilik sonrasına denk gelen bu dönemde erkekler kahvehanelere kapanıp hareketsiz bir yaşam sürmeye başlıyor. Bunun üzerine bir de sigara kullanımı eklenince osteporoza yakalanmaları kaçınılmaz oluyor. Bu yaş grubundaki her 6-7 erkekten birinde osteoporoz görülüyor" diye konuştu.Hastaların yaşam kalitelerinin bozulması ve oluşan kırıklar nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunu olan osteoporozun tedavisinin de ekonomiye büyük bir yük getirdiğini ifade eden uzmanlar, şunları söyledi: "Bu nedenle hastalıktan korunmak çok önemli. İlk adım toplumun kemik kütlesini doruk noktaya çıkartmak olmalıdır. Bunun için doğum ve bebeklikten başlayarak doğru beslenme alışkanlıkları geliştirilmelidir. Anne sütüyle beslenme, küçük yaşlardan itibaren D vitamini ve yeterli kalsiyum alınması, güneş ışınlarından yeterince yararlanma son derece önemli. Bunların hepsi bir arada olursa doruk kemik kütlesine ulaşılabilir.Hükümet politikaları bu noktada devreye sokulmalı. Gerekli önlemler alınırsa ilerde ülkemizde hastalığın görülme sıklığı azalabilir. Sessiz seyrettiği ve diğer travmatik kırıklar gibi olmadığı için, bu hastalar omurga kırıklarının farkına varmaz. Daha çok omuz ve sırt ağrısı olarak algılanır ve yanlış tedavi uygulanabilir. Bu nedenle hem hekimlerin hem de hastaların tanı açısından daha fazla bilinçlendirilmesi gerekir".Hayat boyu kalsiyum yönünden zengin besinlerle, süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, "Bu kadar güneşli bir ülkede yeterince D vitamininden yararlanamıyoruz" dedi. Türkiye Osteoporoz Derneğinin kemik tarama ve sağlığı araştırmasına göre, kemik yoğunluğu Türk erkeklerinde 18-29, kadınlarda ise 30-39 yaşları arasında en yüksek değere ulaşıyor. Kemik yoğunluğundaki kayıp erkeklerde 40-50'li yaşlarda, kadınlarda ise 49 yaşından sonra başlıyor.Kemik yoğunluğunu etkileyen en önemli faktörler ilerleyen yaş ve düşük vücut kitle indeksi olarak belirlendi.
Uzmanlar, Türkiye Osteoporoz Derneği tarafından 18-89 yaşları arasındaki 10 bin 489 kişi üzerinde yapılan kemik tarama ve sağlığı araştırmasına göre, 45-65 yaşları arasındaki erkeklerde sigaraya ve hareketsiz yaşam tarzına bağlı olarak bu hastalığın ortaya çıktığını belirtti. Erkeklerde osteoporozun genelde kullanılan ilaçlara ya da bazı hastalıklara bağlı olarak ortaya çıktığını ifade eden uzmanlar, "Araştırmamıza göre özellikle emeklilik sonrasına denk gelen bu dönemde erkekler kahvehanelere kapanıp hareketsiz bir yaşam sürmeye başlıyor. Bunun üzerine bir de sigara kullanımı eklenince osteporoza yakalanmaları kaçınılmaz oluyor. Bu yaş grubundaki her 6-7 erkekten birinde osteoporoz görülüyor" diye konuştu.Hastaların yaşam kalitelerinin bozulması ve oluşan kırıklar nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunu olan osteoporozun tedavisinin de ekonomiye büyük bir yük getirdiğini ifade eden uzmanlar, şunları söyledi: "Bu nedenle hastalıktan korunmak çok önemli. İlk adım toplumun kemik kütlesini doruk noktaya çıkartmak olmalıdır. Bunun için doğum ve bebeklikten başlayarak doğru beslenme alışkanlıkları geliştirilmelidir. Anne sütüyle beslenme, küçük yaşlardan itibaren D vitamini ve yeterli kalsiyum alınması, güneş ışınlarından yeterince yararlanma son derece önemli. Bunların hepsi bir arada olursa doruk kemik kütlesine ulaşılabilir.Hükümet politikaları bu noktada devreye sokulmalı. Gerekli önlemler alınırsa ilerde ülkemizde hastalığın görülme sıklığı azalabilir. Sessiz seyrettiği ve diğer travmatik kırıklar gibi olmadığı için, bu hastalar omurga kırıklarının farkına varmaz. Daha çok omuz ve sırt ağrısı olarak algılanır ve yanlış tedavi uygulanabilir. Bu nedenle hem hekimlerin hem de hastaların tanı açısından daha fazla bilinçlendirilmesi gerekir".Hayat boyu kalsiyum yönünden zengin besinlerle, süt ve süt ürünlerinin tüketilmesi gerektiğini ifade eden uzmanlar, "Bu kadar güneşli bir ülkede yeterince D vitamininden yararlanamıyoruz" dedi. Türkiye Osteoporoz Derneğinin kemik tarama ve sağlığı araştırmasına göre, kemik yoğunluğu Türk erkeklerinde 18-29, kadınlarda ise 30-39 yaşları arasında en yüksek değere ulaşıyor. Kemik yoğunluğundaki kayıp erkeklerde 40-50'li yaşlarda, kadınlarda ise 49 yaşından sonra başlıyor.Kemik yoğunluğunu etkileyen en önemli faktörler ilerleyen yaş ve düşük vücut kitle indeksi olarak belirlendi.