Ay Vakti
Aylık kültür ve edebiyat seçkisi Ay Vakti'nin Kasım sayısı okuyucusuyla buluştu.
Dergide Turan Koç'la edebiyat üzerine bir röportaj yapılmış.
Alaeddin Özdenören "Şiirin Resmi Yahut Bir Leyla Düştü" denemesiyle katılmış dergiye.
Reşit Güngör Kalkan'ın denemesinin başlığı ise: O Mevsimsiz Aşk Şarkıları.
Derginin giriş yazısının başlığı ise: Özgürlük ve Yarın. Bu yazıdan bir bölüm sunuyoruz:
"Tarih okulu ders saatlerini artırmalıdır. Mikro planda çağlar ötesi dersler okunurken, makro planda geçtiğimiz yüzyıl iyicene irdelenmelidir. Yakın tarih sendromu yaşadıklarımıza daha bir ışık tutacak, tutukluk yapan düşüncenin önünü açmada bize yardımcı olacaktır. İletişim, teknoloji ve aydınların kullanıldığı imha programları, sömürü ve güç ispatı niyetiyle yapılan katliamlar, üçüncü sınıf diye adlandırılan topluluk ve ülkelerde, özgürlük-insan hakları sunumu yerine, profili muhafaza gayretleri ve insan hakları, gelişim adına hareketlilik olan ülkelerde de insanları inançlarından ve kimliklerinden koparma, bunu kendi içinde şeytanî tuzaklarla aynı ruhu ve emeli paylaşanları aktör kılarak yaptırma gayretleri. Mehmet Akif'in "hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi?" dediği ibret, nazarı dikkatimizi çekmektedir. Çeyrek asırdır tartışılan ve ikame edilmeye çalışılan insan hak ve özgürlükleri, başka gezegende yaşayanlar tarafından kısıtlanmış değildir. Yol açma girişiminde bulunanlar, yaşadıkları çağ ve insan için kazanımlar olsun, bireyin doğuştan edindiği haklar ve kazanımlar kendine sunulsun istiyorlar. İsteyen ve kısıtlayan da aynı coğrafyada yaşayan ya da aynı kıtada yaşayanlar. Farklılıkları içine sindirerek, hoşgörü kuralını işleterek birlikte yaşamayı öğrenme temennisi hemen herkes tarafından terennüm edilmektedir. Çok sesliliğin, ifade özgürlüğünün ve barışın isteklisi çok. Ancak bu çok seslilik uluslararası platformda da olmalıdır. Tek sesle dünya hakkında karar verilirken, bu karar kriter olarak verildiği ülkenin sosyal şartları ve insan karekteriyle çoğu zaman uyuşmamaktadır. Kendi bloke değerleri ölçüsünde başka değerleri şekillendirme, yok etmekten başka çareler içermemektedir. Bunları halis niyet olarak telakki etmek de doğru değildir".
Aylık kültür ve edebiyat seçkisi Ay Vakti'nin Kasım sayısı okuyucusuyla buluştu.
Dergide Turan Koç'la edebiyat üzerine bir röportaj yapılmış.
Alaeddin Özdenören "Şiirin Resmi Yahut Bir Leyla Düştü" denemesiyle katılmış dergiye.
Reşit Güngör Kalkan'ın denemesinin başlığı ise: O Mevsimsiz Aşk Şarkıları.
Derginin giriş yazısının başlığı ise: Özgürlük ve Yarın. Bu yazıdan bir bölüm sunuyoruz:
"Tarih okulu ders saatlerini artırmalıdır. Mikro planda çağlar ötesi dersler okunurken, makro planda geçtiğimiz yüzyıl iyicene irdelenmelidir. Yakın tarih sendromu yaşadıklarımıza daha bir ışık tutacak, tutukluk yapan düşüncenin önünü açmada bize yardımcı olacaktır. İletişim, teknoloji ve aydınların kullanıldığı imha programları, sömürü ve güç ispatı niyetiyle yapılan katliamlar, üçüncü sınıf diye adlandırılan topluluk ve ülkelerde, özgürlük-insan hakları sunumu yerine, profili muhafaza gayretleri ve insan hakları, gelişim adına hareketlilik olan ülkelerde de insanları inançlarından ve kimliklerinden koparma, bunu kendi içinde şeytanî tuzaklarla aynı ruhu ve emeli paylaşanları aktör kılarak yaptırma gayretleri. Mehmet Akif'in "hiç ibret alınsaydı tekerrür eder miydi?" dediği ibret, nazarı dikkatimizi çekmektedir. Çeyrek asırdır tartışılan ve ikame edilmeye çalışılan insan hak ve özgürlükleri, başka gezegende yaşayanlar tarafından kısıtlanmış değildir. Yol açma girişiminde bulunanlar, yaşadıkları çağ ve insan için kazanımlar olsun, bireyin doğuştan edindiği haklar ve kazanımlar kendine sunulsun istiyorlar. İsteyen ve kısıtlayan da aynı coğrafyada yaşayan ya da aynı kıtada yaşayanlar. Farklılıkları içine sindirerek, hoşgörü kuralını işleterek birlikte yaşamayı öğrenme temennisi hemen herkes tarafından terennüm edilmektedir. Çok sesliliğin, ifade özgürlüğünün ve barışın isteklisi çok. Ancak bu çok seslilik uluslararası platformda da olmalıdır. Tek sesle dünya hakkında karar verilirken, bu karar kriter olarak verildiği ülkenin sosyal şartları ve insan karekteriyle çoğu zaman uyuşmamaktadır. Kendi bloke değerleri ölçüsünde başka değerleri şekillendirme, yok etmekten başka çareler içermemektedir. Bunları halis niyet olarak telakki etmek de doğru değildir".
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.