Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Türkiye ekonomisinden 2007'de de güçlü bir büyüme beklediğini söyleyerek, hükümetin önceliği daha fazla ve daha iyi istihdam olanakları oluşturulmasına vermesi gerektiğini söyledi Dünya Bankası Türkiye Direktörlüğü görevine yeni başlayan Ulrich Zachau, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve önümüzdeki yıllara ilişkin beklentileri konusundaki soruları yanıtladı. Türkiye ekonomisinde 2001'den itibaren güçlü bir iyileşme süreci olduğunun altını çizen Zachau, "çok ciddi bir kriz atlatıldı ve yüksek büyüme ile önemli yapısal dönüşümlerin gerçekleştiği bir döneme girildi. Yıllık büyüme ortalama yüzde 7,8 oldu" dedi.Güçlü mali disiplin ve sıkı para politikalarının, genel olarak ekonomik ortam içinde hem enflasyonun hem de enflasyon beklentileri ile borç faizinin azalmasında katkıda bulunduğunu anlatan Zachau, şöyle devam etti: "Ulaşılan nokta etkileyicidir. Ancak yapısal değişiklikleri ilerletmek ve yeni kurulan ekonomik kurumların modernizasyonunu devam ettirmek için daha yapılacak çok şey vardır. Türk ekonomisi sağlıklı bir hızla büyümeye devam ediyor. Dünyadaki en hızlı büyüyen ekonomilerden birini teşkil ediyor ve 2007'de de güçlü bir büyüme bekliyorum."Cari açık konusuZachau bu arada, riskleri nedeniyle doğal olarak mevcut cari açığın dikkatle izlenmesi gerektiğini de ifade etti.Zachau, mali sektör, özelleştirme ve sosyal güvenlik gibi yapısal alanlarda da Türkiye'nin önemli ilerlemeler kaydettiğini ifade etti.Seçimlerin etkisiZachau, bu yıl içinde yapılacak seçimlerin, genel makro ekonomik dengeleri olumsuz etkileyeceğini zannetmediğini vurgularken, şunları söyledi: "Piyasa katılımcıları, seçimleri yakınen takip etmekte ve Türkiye'nin gelecekteki siyasi yönünü aynen diğer demokrasilerde olduğu gibi tahmin etmeye çalışmaktadırlar. Seçim öncesi kampanyalarda ve seçim sonrası dönemlerde şüphesiz olumlu ve olumsuz riskler olacaktır. Yatırımcının havasının mali istikrarın anahtar unsuru olarak algılandığı Türkiye gibi bir ülke için bu özellikle geçerlidir. Türkiye'nin şu anda çok başarılı bir dört yıllık geçmişi mevcuttur. Geçen yılın gelişmeleri ile beraber güçlü politikaların ve destekleyici uluslararası ortamın devam edeceği varsayımıyla büyümenin sürmesi beklenmektedir."Sosyal güvenlik reformuSosyal güvenlik reformunun, Türkiye için hayati öneme sahip olduğunu ve çok gecikmeden bu reformun hayata geçirilmesinin önemini de vurgulayan Zachau, "benim görüşüme göre sosyal güvenlik reformu Türkiye için kritik öneme sahip. Uluslararası derecelendirme kuruluşları da son zamanlarda, sosyal güvenlik reformunun Türkiye için önemine değindiler" dedi.Zachau, sosyal güvenlik reformu ve doğrudan yabancı yatırımlar konusunda şunları söyledi: "Bildiğiniz gibi bütçeden sağlık hizmetleri ve emeklilik açığını kapatmak için geçen yıl yapılan transfer yaklaşık GSMH'nın yüzde 4.1'i idi. Hem mali açıdan sürdürülebilir hem de hakkaniyetli bir sosyal güvenlik sisteminin kurulması, bence çok önemli bir kamu politikası hedefi teşkil ediyor.. Bu bakımdan Sayın Ali Babacan'ın da TOBB tarafından düzenlenen Üçüncü Kızılcahamam Yatırım Konferansında teyid ettiği gibi, Türk yetkililerin 1 Temmuz 2007'den itibaren sosyal güvenlik reformunu tam anlamıyla uygulama çabalarını takdirle karşılıyorum.İstihdam politikasıTürkiye'nin en önde gelen konularından birisinin, artan nüfus oranında istihdam oluşturulmaması konusu olduğunu ifade eden Zachau, istihdamın artırılması konusunda şunları söyledi: "Ekonomik büyümeye rağmen Türkiye?de işsizlik oranı yüzde 10 civarındadır. Ayrıca OECD ülkelerinde iş gücü katılım oranı yüzde 70 olurken Türkiye'de bu oran yüzde 48 olarak gerçekleşmiştir. Daha fazla ve daha iyi istihdam olanakları yaratılması bence Türkiye'de en büyük öncelik olmalıdır. Son yıllarda gerçekleşen istihdam yaratma çabaları çalışabilecek nüfusun hızlı artışına ayak uyduramamıştır. İşsizlik özellikle genç nüfus arasında yüksektir ve pek az kadın işgücü piyasasına katılmaktadır. Türkiye'de işgücü piyasası düzenlemeleri, çalışanlar için resmi sektörde istihdam yaratma maliyetlerini ve risklerini arttırmakta ve kayıt dışı ekonominin Türkiye'de artmasına katkıda bulunmaktadır."Türk ekonomisinin avantaj ve dezavantajlarıZachau, Türkiye'nin hem enflasyonu hem de reel faiz oranlarını düşürme yanında, kamu maliyesi, mali sektörün yeniden yapılanması, iş ortamının iyileştirilmesi ve kamu sektörü reformunda ciddi başarılar elde ettiğini belirten Zachau, istikrar sağlandığını, öngörülebilirliğin arttığını belirtti.Piyasada güven oluştuğunu ancak halen ekonomide hassas noktaların bulunduğuna dikkati çeken Zachau, "örneğin uluslararası yatırımcıların risk beklentisindeki değişiklik, ciddi ölçüde kamu borcu çeviren Türkiye de dahil tüm yükselen piyasaları etkileyebilir" dedi.Zachau bu nedenle, yüksek faiz dışı fazla ve sosyal güvenlik reformunun, yatırımcıların Türkiye hakkındaki kararlarında anahtar konuma sahip olacağını vurguladı. Nitelikli istihdam yaratmanın altını çizen Zachau, yetkililerin piyasa ve iş dostu politikaları devam ettirmeleri ve etkili bir işgücü piyasası reformunun Türkiye'nin gelecekte daha da hızlı büyümesini sağlayacağını kaydetti. Dünya Bankası Türkiye Direktörü, şöyle devam etti: "Bence Türkiye'nin son yıllardaki ekonomik performansı, gerçekten övgüye değer. Avrupa Birliğine (AB) katılım sürecinin uzun vadede Türkiye'deki insanların faydasına olacak kritik yapısal reformlar için önemli bir dayanak noktası olmaya devam etmesini bekliyorum. Türkiye'nin, bu reformların üstesinden gelebilecek kapasite, istek ve yaratıcılığa sahip olduğuna inanıyor ve sonunda başarılı olacağına güveniyorum. Bizler Dünya Bankasında, elimizden gelen en iyi şekilde Türkiye?ye destek olmak için hazırız. Şahsen, böylesi önemli tarihi bir zamanda Türkiye'de çalışıyor olmaktan heyecan ve gurur duyuyorum."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.