Adı Durmuş Hocaoğlu da olsa, aşağıdaki konuşmasından sonra ancak ona Coşmuş Hocaoğlu demek uygun düşer.
Sayın Doç. Dr. Hocaoğlu M.Ü. Öğretim üyesi. Siz onu Meltem TV'de, daha çok "Diyalog programından" tanırsınız. Birliğe Çağrı Vakfı tarafından düzenlenen bir konferansta, birilerinin ki, o birilerini de sayıyor konuşmasında, geceleri aşkından uykusuz kaldığı AB ile ilgili bakın neler söylüyor.
Şunu da peşinen söylemek lazım ki, sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyi izleyenler için bu ifadeler tekrardır.
Çünkü sayın Hocam, yıllardır ve her ortamda bunları söylediler.
Hatta daha fazlasını da.
"... Yalnız AB, bütün bir Türkiye istemiyor. 5 ya da 7 parça haline gelmesini istiyor. Onun için Türkiye toprakları üzerinde bir Pontus, bir Kürdistan, bir Ermenistan kurulmasını istiyor. Türkiye'yi parçalayacak bütün projelerin arkasında AB'nin olması tesadüfi değildir."
"Avrupa'nın 1600 yıldır çatışıp da yok edemediği, Hıristiyan yapamadığı tek millet Türklerdir... Belimiz kırıldı, ama boynumuz dik durdu. Şimdi boynumuz da kırılmak üzere. Macarlar, Hunlar'ın torunudur. Avrupa, onları içine aldı ve sindirdi. Sonra da Hıristiyan şövalyelere dönüştürerek doğudaki soydaşları Osmanlı Türklerine karşı amansızca savaştırdı. Avrupa içine girecek olan herkesi bekleyen akıbet budur. İslam'ın keskin kılıcı bu millet AB'ye girerse, Avrupalıların lejyoneri olarak doğulu Müslüman halkları kesecektir. İslam dünyasının en büyük koruyucu seti yıkılmış olacaktır. Ve İslam dünyası ilk kez Türksüz kalacaktır."
"AB'ye girince Müslümanlığımızı daha iyi yaşayacağız inancı yanlıştır. AB'nin, sizi içine alacağı zamanla ilgili tüm plan ve projeleri hazırdır. AB, size homoseksüellere verdiği kadar bile özgürlük vermeyecek, Roma'nın kapılarına yığılmış dilenciler olarak karşılayacaktır. Bugün Avrupa'daki Müslüman Türkler'de 3. kuşakta dil problemi var. 5. Kuşakta din problemi başlayacaktır."
" Türkiye'de ciddi manada bir teslimiyet söz konusu. Dini cemaatlerin bir kısmı, milliyetçisi, din üzerinden siyaset yapanı ile herkes çözülmüş, AB karşısında dizlerinin üzerine çökmüş vaziyetteler. Direnen bir iki parti, bir iki isim var. Bilinci kilitlenmiş insanlar ülkesi olduk. Türkiye avuçlarımızın arasından kayıyor. Biz de donuk bakışlarla seyrediyoruz. Tarih, Türkiye'yi, unuttuğu bir hasmı ile karşı karşıya getirdi. Türkiye'nin Avrupa ile ilişkisi hep çatışma olmuştur. 1600 yıllık ilişkinin tarihi bunu vazediyor. 1922'den sonra bu gerçek buzdolabına kondu. Avrupa'daki ekonomik kriz, Nazizm, Faşizm, Komünizm bunda büyük rol oynadı. Ama SSCB çökünce iş değişti. Huntington ve Fukuyama'lar gerçeği yazdı. Ama Türkiye hâlâ uyanmadı. 1922'den beri yaşanan balayı bitti. Avrupa'nın artık bize ihtiyacı yok. Hatta, Türkiye, Avrupa için zararlı bir ülkedir. Bundan böyle Türkiye için en büyük tehlike Avrupa'dan gelecektir. AB, 2. Roma demektir. Roma'ya zarar vereni Avrupa bir tarafa yazar. Avrupa ile hayli kabarık bir dosyamız var. Bu dosya öyle kolay kolay affedilecek bir dosya değildir."
"Bu işlerin aşağıdan bitirilme zamanı geçti. Mutlaka yukarıyı düzeltmek lazım. Millet durumdan vazife çıkarmalı ve siyasette gerekeni yapmalı. Bu ülkenin, şu anda omurgalı, dürüst bir lider ve siyasi harekete, bir de böyle bir entelijansiyaya ihtiyacı var. Bu iki şart yerine geldiği zaman daha önce bizi Viyana'da durduran Avrupa Manş'ta dahi durduramaz."
Yukarıda son derece haklı ve yerinde birer tespitle ortaya konan AB sürecinin alt yapısını bu ülkede birileri önce "Dinler arası Diyalog"la sonra da "Medeniyetler arası Diyalog"la oluşturdu.
Öncülüğünü "bir cemaatin" yaptığı bu "diyalog" faaliyetleri, bir Hıristiyan topluluğu olan AB'yi bu millete sevdirme, yutturma, "inkültüre etme" gayretinin ilkini oluşturmuştur.
Bu gayretin yayın organları da bellidir.
Sayın Doç. Dr. Hocaoğlu M.Ü. Öğretim üyesi. Siz onu Meltem TV'de, daha çok "Diyalog programından" tanırsınız. Birliğe Çağrı Vakfı tarafından düzenlenen bir konferansta, birilerinin ki, o birilerini de sayıyor konuşmasında, geceleri aşkından uykusuz kaldığı AB ile ilgili bakın neler söylüyor.
Şunu da peşinen söylemek lazım ki, sayın Prof. Dr. Haydar Baş beyi izleyenler için bu ifadeler tekrardır.
Çünkü sayın Hocam, yıllardır ve her ortamda bunları söylediler.
Hatta daha fazlasını da.
"... Yalnız AB, bütün bir Türkiye istemiyor. 5 ya da 7 parça haline gelmesini istiyor. Onun için Türkiye toprakları üzerinde bir Pontus, bir Kürdistan, bir Ermenistan kurulmasını istiyor. Türkiye'yi parçalayacak bütün projelerin arkasında AB'nin olması tesadüfi değildir."
"Avrupa'nın 1600 yıldır çatışıp da yok edemediği, Hıristiyan yapamadığı tek millet Türklerdir... Belimiz kırıldı, ama boynumuz dik durdu. Şimdi boynumuz da kırılmak üzere. Macarlar, Hunlar'ın torunudur. Avrupa, onları içine aldı ve sindirdi. Sonra da Hıristiyan şövalyelere dönüştürerek doğudaki soydaşları Osmanlı Türklerine karşı amansızca savaştırdı. Avrupa içine girecek olan herkesi bekleyen akıbet budur. İslam'ın keskin kılıcı bu millet AB'ye girerse, Avrupalıların lejyoneri olarak doğulu Müslüman halkları kesecektir. İslam dünyasının en büyük koruyucu seti yıkılmış olacaktır. Ve İslam dünyası ilk kez Türksüz kalacaktır."
"AB'ye girince Müslümanlığımızı daha iyi yaşayacağız inancı yanlıştır. AB'nin, sizi içine alacağı zamanla ilgili tüm plan ve projeleri hazırdır. AB, size homoseksüellere verdiği kadar bile özgürlük vermeyecek, Roma'nın kapılarına yığılmış dilenciler olarak karşılayacaktır. Bugün Avrupa'daki Müslüman Türkler'de 3. kuşakta dil problemi var. 5. Kuşakta din problemi başlayacaktır."
" Türkiye'de ciddi manada bir teslimiyet söz konusu. Dini cemaatlerin bir kısmı, milliyetçisi, din üzerinden siyaset yapanı ile herkes çözülmüş, AB karşısında dizlerinin üzerine çökmüş vaziyetteler. Direnen bir iki parti, bir iki isim var. Bilinci kilitlenmiş insanlar ülkesi olduk. Türkiye avuçlarımızın arasından kayıyor. Biz de donuk bakışlarla seyrediyoruz. Tarih, Türkiye'yi, unuttuğu bir hasmı ile karşı karşıya getirdi. Türkiye'nin Avrupa ile ilişkisi hep çatışma olmuştur. 1600 yıllık ilişkinin tarihi bunu vazediyor. 1922'den sonra bu gerçek buzdolabına kondu. Avrupa'daki ekonomik kriz, Nazizm, Faşizm, Komünizm bunda büyük rol oynadı. Ama SSCB çökünce iş değişti. Huntington ve Fukuyama'lar gerçeği yazdı. Ama Türkiye hâlâ uyanmadı. 1922'den beri yaşanan balayı bitti. Avrupa'nın artık bize ihtiyacı yok. Hatta, Türkiye, Avrupa için zararlı bir ülkedir. Bundan böyle Türkiye için en büyük tehlike Avrupa'dan gelecektir. AB, 2. Roma demektir. Roma'ya zarar vereni Avrupa bir tarafa yazar. Avrupa ile hayli kabarık bir dosyamız var. Bu dosya öyle kolay kolay affedilecek bir dosya değildir."
"Bu işlerin aşağıdan bitirilme zamanı geçti. Mutlaka yukarıyı düzeltmek lazım. Millet durumdan vazife çıkarmalı ve siyasette gerekeni yapmalı. Bu ülkenin, şu anda omurgalı, dürüst bir lider ve siyasi harekete, bir de böyle bir entelijansiyaya ihtiyacı var. Bu iki şart yerine geldiği zaman daha önce bizi Viyana'da durduran Avrupa Manş'ta dahi durduramaz."
Yukarıda son derece haklı ve yerinde birer tespitle ortaya konan AB sürecinin alt yapısını bu ülkede birileri önce "Dinler arası Diyalog"la sonra da "Medeniyetler arası Diyalog"la oluşturdu.
Öncülüğünü "bir cemaatin" yaptığı bu "diyalog" faaliyetleri, bir Hıristiyan topluluğu olan AB'yi bu millete sevdirme, yutturma, "inkültüre etme" gayretinin ilkini oluşturmuştur.
Bu gayretin yayın organları da bellidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024