Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Özkağnıcı, Türkiye'de görülme sıklığı yüzde 2-4 gibi yüksek oranlarda seyreden göz tembelliği konusunda toplumun yeterli bilince sahip olmadığını söyledi. Kişilerin göz sağlığı dışında meslek ve soysal yaşantısını büyük ölçüde etkileyen göz tembelliğine karşı alınabilecek tek önlemin erken teşhis olduğunu vurgulayan Özkağnıcı, "Göz tembelliği, gözün birinin görüp diğerinin görmemesidir. Anne-babadan çocuğa aktarılan genlerle kalıtımsal olarak meydana gelen bu hastalık, 2 yaşından itibaren teşhis edilebilir" dedi.
Göz kusuru dışarıdan fark edilemiyor
Özkağnıcı, şunları kaydetti: "Bu hastalığın görüldüğü çocukları, bir gözün görmesi ve kusurlu olan gözün dışardan fark edilememesi nedeniyle diğer sağlıklı çocuklardan ayırt etmek güçtür. Genellikle çocuk bu rahatsızlığını anlayamadığı için, hastalığın teşhisini yapmak da öncelikle anne-babaya düşmektedir. Yapılması gereken, ilköğretime başlayacak çocukların mutlaka bir göz doktoruna gösterilmesidir. Okullarda göz taraması yapılmadığı için 9 yaşına kadar bu rahatsızlığı öğretmenleri tarafından da fark edilemeyen çocuk, hayatı boyunca tek gözle yaşamak zorunda kalacaktır."
Göz kusuru dışarıdan fark edilemiyor
Özkağnıcı, şunları kaydetti: "Bu hastalığın görüldüğü çocukları, bir gözün görmesi ve kusurlu olan gözün dışardan fark edilememesi nedeniyle diğer sağlıklı çocuklardan ayırt etmek güçtür. Genellikle çocuk bu rahatsızlığını anlayamadığı için, hastalığın teşhisini yapmak da öncelikle anne-babaya düşmektedir. Yapılması gereken, ilköğretime başlayacak çocukların mutlaka bir göz doktoruna gösterilmesidir. Okullarda göz taraması yapılmadığı için 9 yaşına kadar bu rahatsızlığı öğretmenleri tarafından da fark edilemeyen çocuk, hayatı boyunca tek gözle yaşamak zorunda kalacaktır."
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.