Çok basit sebeplerden bile insanlar cinayet işliyor, özellikle de kadın cinayetlerinin önü kesilemiyor. Suçlu sayısı, artarak devam ediyor.
Cinayetlerin artması, inançtaki zafiyet ve cezaların caydırıcılık özelliğinin olmadığındandır. Suçlulara uygulanan ceza indirimleri ve kanunların yetersizliği suçları azaltmıyor.
Suç işlemek, ilk insan ve ilk peygamber Hz. Adem'in oğulları Kabil'in Habil'i öldürmesiyle başlamıştır. Suçlar, kıyamet kopacağı güne kadar devam edecek; öldürenler, suç işleyenler var olacaktır.
Suçu tamamen ortadan kaldırmak mümkün değildir ama oranları azaltmak mümkündür. Bunun için suçun caydırıcılığını sağlayacak miktarda ceza uygulanması gerekmektedir.
İşin önemli noktası tam burasıdır. Sözde Batılı dostlarımızın dayatmaları ile çıkarılan yasalarla; sürekli ceza indirimleri, toplumun huzurunu bozacak davranışların suç olmaktan çıkarılması, toplumu bu hale getirdi.
Kur'an-ı Kerim'de suça, cezanın karşılığıyla engel olunabileceği hakkında ayetler mevcuttur. Ayet-i Kerime'de; "Ey iman edenler! Öldürülenler hakkında size kısas farz kılındı. Hüre karşı hür, köleye karşı köle, kadına karşı kadın kısas edilir. Ancak öldüren kimse, kardeşi (öldürülenin vârisi, velisi) tarafından affedilirse, aklın ve dinin gereklerine uygun yol izlemek ve güzellikle diyet ödemek gerekir. Bu, Rabbinizden bir hafifletme ve rahmettir. Bundan sonra tecavüzde bulunana elem dolu bir azap vardır. Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki (bu hükme uyarak) korunursunuz." (Bakara Suresi/178-179).
"Kısas, ne intikam almak ve ne de kin duygularını tatmin etmek demektir. Kısas, bunlardan daha yüce, daha üstün bir değerdir. O, hayat içindir, hayat uğrunadır, hatta hayatın ta kendisidir. Sonra da bu farzın hikmetini düşünmeyi, üzerinde kafa yormayı, kalpleri, Allah korkusu ile canlandırıp coşturmayı amaçlayan bir hükümdür. Kısas hükmünün içerdiği hayat her şeyden önce canileri adam öldürmekten caydırmasından kaynaklanır. Çünkü öldüreceği insanın hayatına karşılık kendi hayatından olacağından kesinlikle emin olan kimse, elbette adam öldürmeye kalkışmadan önce aklını başına alacak, düşünecek ve "Böyle bir işi yapayım mı, yoksa yapmayayım mı?" diye tereddüt edecektir. Ayrıca fiilen işlenen cinayetlerde öldürülenin ailesinin ve yakın akrabalarının gönül yaralarını iyileştirmesi, bu gönüllerdeki kin ve intikam özlemini dindirmesi bakımından "kısasta hayat vardır" (Fizilal'il Kur'an/Tefsir)
Suç işlemeyi düşünen insan, karşılığındaki cezanın şiddetinin ağırlığını muhasebe edecek ve yapacağı muhasebe neticesinde işleyeceği suçtan vazgeçecektir. Aksi taktirde suç işlemenin önüne geçilmesi mümkün olmayacaktır.
Suçların yükselişinin önlemesi, özellikle de kadın cinayetlerinin engellenmesi isteniyorsa; ceza indirimi değil, hak edilen cezanın uygulanması lazımdır.
- Ehl-i Beyt’in tebliğ anlayışı / 22.11.2024
- Güzel ahlak ve tebliğ ilişkisi / 21.11.2024
- Tebliğin en etkili yolu lisanıhâldir / 20.11.2024
- Tebliğ metodu hakkında bilinmesi gerekenler / 19.11.2024
- Abese suresinden alınacak dersler / 18.11.2024
- Atatürk sevgisinin önünde kimse duramayacaktır / 16.11.2024
- Atatürk’ün mersiye yazdığını duydunuz mu? / 15.11.2024
- Demokratik Krallık hakkında / 14.11.2024
- Atatürk, Allah’a dua ederek yardım isterdi / 13.11.2024