(Aşağıdaki yazının tamamı kıymetli dostum Ali Rıza Bayzan'ın "Kürsel Vaftiz" isimli çalışmasından alınmıştır.)
Prof. Dr. Niyazi Öktem, Moon'u hakkında şu bilgileri veriyor: Mooncuların lideri Sun Myung Moon'un her yıl gerçekleştirdiği ve yüzlerce çifti evlendirdiği görkemli tören bu yıl daha da ilginç bir görünüm kazandı. Her şeyden önce jakobenlaik tutumuyla tanınan CHP Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın Moon'un davetiyle ABD'ye gitmesi şaşırtıcıydı. Ama belki de Sayın Baykal'ın ABD'ye gitmesi iyi oldu. Ola ki, orada mevcut 300 civarındaki Protestan alt mezheple, diğer mezheplerin sosyal, kültürel ve politik yaşamdaki etkisini görür ve din olgusunun toplumsal gücünün farkına varır... Ama hemen belirtelim ki ülkemizden bazı ilahiyat profesörleri de Sun Myung Moon'un düzenlediği 23 aylık seminerlere katıldılar. Bunlardan birkaçının Moon'a biat ettiği, çocuklarının Mooncular tarafından ABD'de okutulduğu dedikoduları var. Hatta bunlardan biri, bir ilahiyat fakültesine dekan bile oldu.
Son 4045 yılda ABD'de etkili bir örgütlenmeyle, özellikle bu ülkeye yerleşen sarı ırka mensup insanlar arasında yayılan Moonculuk, Sun Moon adlı Kore kökenli peygamberin yaydığı bir din. Bu dinin mensuplarının dünya elektronik sanayisini ele geçirdikleri iddia edilmekte.
(...) Mooncular 14 Ekim 1976 tarihinde inanç felsefelerini maddeler halinde yayınladı. Buna göre Moonculara göre tüm dinler hakikate giden yollardır, ancak, Hıristiyanlık hepsinden üstündür. Çünkü sevgi esasına dayanır.
Moonculuk doğu dinlerinden esinlenerek tüm doğanın canlı ruhu olduğu ilkesini benimser.
Tüm Hıristiyan mezheplerine ayrı bir saygı besleyen Moonculuk'a göre yazgının esiri olan insanın görevi günahtan arınmaktır. Devletin amacı Hıristiyan teolojiye uygun bir yaşam ortamı sağlamaktır. İsrail gibi bir devlet kurmak zorunludur. Bu devlet Eski ve Yeni Ahit'in ilkelerine bağlı olmalıdır. Ama Tanrı'ya inanan herkese, tüm diğer dinlere de inanç ve ibadet özgürlüğü sağlamalıdır. Eninde sonunda zaten tüm inanç sistemleri Hazreti İsa'nın etrafında halkalanacaktır. Moon, otoriter bir Hristiyan devlet yanlısıdır.
Mooncular küçük yaştaki çocukları ailelerinden alıp özel bir disiplin içinde yetiştirmekteler... Bir ara Mooncuların çocuk kaçırdıkları iddia edilmiş ve haklarında soruşturma açılmıştı.
Sun Myung Moon'a göre, 26 yaşındayken Hz. İsa O'na göründü ve "Görevi onun tamamlayacağını müjdeledi". Moonculuk, Hıristiyanlıkla doğu dinlerinin bir karışımı.
Baykal'ın Mooncular tarafından organize edilen "Dünya Barış Konferansı" konulu toplantıya katılması kendi partisinde bile eleştiri konusu olmuştu.
Örneğin Parti Meclisi'nde konuşan Şahap İnce, Baykal'ı "Atatürk ve İnönü olsaydı öyle bir toplantıya katılmazdı. Siz niye katıldınız?" diye sorguluyordu. Moon'un CIA güdümünde bir tarikat olduğunu savunan PM üyesi Salman Kaya ise Baykal'ın toplantıya katılmasının CHP'ye büyük zarar verdiğini belirtti. PM üyesi Kenan Coşar ise Baykal'ı bu yüzden istifaya çağırıyordu. Baykal'ı savunan yazarlar bile bu gezisini bir anlamda 'saklamak' istemesini garipsemekteydi. Bu vesileyle de öğreniyoruz ki Baykal, aynı organizasyonun 1996'da Seul'de düzenlediği toplantısına da katılmış.
Baykal dahil dünya liderleri toplantıda iken Moon, Washington'daki RFK Stadyumu'nda, 2.500 kişinin nikahını kıyıyor, daha önce evlendirdiği 28.000 kişinin evliliğini de kutsuyordu. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın kızı Cemile Sedat ve Pakistan eski başbakanı Benazir Butto'nun davetli olduğu halde bu törende yoktu.
Cemile Sedat'ın "Dini ve kişisel prensiplerim nedeniyle, Moon'u onaylama anlamına gelecek bu konuşmayı yapamam" diyerek katılmadığı programa "irticaya karşı savaş açan" Baykal'ın 'gizlice' katılmasını Can Aksın "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" başlıklı yazısıyla eleştiriyordu.
Türkiye'de organize eden birçok kuruluştan yalnızca birisinin Moon olduğunu ileri süren Baykal, Hürriyet'ten Esen Ünür'e, Amerika'da Moon'un davetiyle geldiğini ve bu tarikatın dinleri birleştirmeyi amaçladığını söylüyordu.
Baykal, kendini savunma bağlamında ABD eski başkanlarından Gerald Ford ve George Bush'un, SSCB eski Başkanı Mihail Gorbaçov'un, Fransız Sosyalist Partisi üyelerinden Michelle Rochard gibi isimlerin de toplantıya katıldığını belirtiyordu. Aslında bu isimleri bir araya getirebilmiş olmak Moon'un gücünün bir göstergesi değil mi?
Nokta Dergisi bir sayısında Moon'un Türkiye'deki faaliyetlerini ele almıştı.
Nokta Dergisi'nin araştırmasına göre, Amerika'da çok güçlü olan Protestan Kilisesi'nin engellemeleri üzerine Hıristiyan dünyasında amacına istediği gibi ulaşamadı. Bu yüzden hedef kitle olarak İslamî kesimi seçti.
Türkiye'deki ilk girişimleri de bu amaca uygun olarak başladı Moon tarikatının. Böylece artık sözü geçen "Din Araştırmaları Enstitüsü" toplantılarına Türkiye'den özellikle dini çevreden çok aşina isimler katılmaya başladı.
Daha önce düzenlenmiş olan ünlü toplantılarda dini çevrelerden İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Yaşar Nuri Öztürk (CHP milletvekili adayı), Muğla Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Ethem Ruhi Fığlalı Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Mehmet S. Aydın (AKP İzmir milletvekili adayı) gibi isimler vardı. Aslında isimlerin yer aldığı liste uzayıp gidiyordu... Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün söylediğine göre, bu toplantılara son zamanlarda Zaman Gazetesi başyazarı Fehmi Koru ve gazeteciyazar Sami Kohen de düzenli olarak katılıyorlar, üstelik katılmakla kalmayıp bu toplantılarda konferans veriyorlardı.
(devamı var)
Prof. Dr. Niyazi Öktem, Moon'u hakkında şu bilgileri veriyor: Mooncuların lideri Sun Myung Moon'un her yıl gerçekleştirdiği ve yüzlerce çifti evlendirdiği görkemli tören bu yıl daha da ilginç bir görünüm kazandı. Her şeyden önce jakobenlaik tutumuyla tanınan CHP Başkanı Sayın Deniz Baykal'ın Moon'un davetiyle ABD'ye gitmesi şaşırtıcıydı. Ama belki de Sayın Baykal'ın ABD'ye gitmesi iyi oldu. Ola ki, orada mevcut 300 civarındaki Protestan alt mezheple, diğer mezheplerin sosyal, kültürel ve politik yaşamdaki etkisini görür ve din olgusunun toplumsal gücünün farkına varır... Ama hemen belirtelim ki ülkemizden bazı ilahiyat profesörleri de Sun Myung Moon'un düzenlediği 23 aylık seminerlere katıldılar. Bunlardan birkaçının Moon'a biat ettiği, çocuklarının Mooncular tarafından ABD'de okutulduğu dedikoduları var. Hatta bunlardan biri, bir ilahiyat fakültesine dekan bile oldu.
Son 4045 yılda ABD'de etkili bir örgütlenmeyle, özellikle bu ülkeye yerleşen sarı ırka mensup insanlar arasında yayılan Moonculuk, Sun Moon adlı Kore kökenli peygamberin yaydığı bir din. Bu dinin mensuplarının dünya elektronik sanayisini ele geçirdikleri iddia edilmekte.
(...) Mooncular 14 Ekim 1976 tarihinde inanç felsefelerini maddeler halinde yayınladı. Buna göre Moonculara göre tüm dinler hakikate giden yollardır, ancak, Hıristiyanlık hepsinden üstündür. Çünkü sevgi esasına dayanır.
Moonculuk doğu dinlerinden esinlenerek tüm doğanın canlı ruhu olduğu ilkesini benimser.
Tüm Hıristiyan mezheplerine ayrı bir saygı besleyen Moonculuk'a göre yazgının esiri olan insanın görevi günahtan arınmaktır. Devletin amacı Hıristiyan teolojiye uygun bir yaşam ortamı sağlamaktır. İsrail gibi bir devlet kurmak zorunludur. Bu devlet Eski ve Yeni Ahit'in ilkelerine bağlı olmalıdır. Ama Tanrı'ya inanan herkese, tüm diğer dinlere de inanç ve ibadet özgürlüğü sağlamalıdır. Eninde sonunda zaten tüm inanç sistemleri Hazreti İsa'nın etrafında halkalanacaktır. Moon, otoriter bir Hristiyan devlet yanlısıdır.
Mooncular küçük yaştaki çocukları ailelerinden alıp özel bir disiplin içinde yetiştirmekteler... Bir ara Mooncuların çocuk kaçırdıkları iddia edilmiş ve haklarında soruşturma açılmıştı.
Sun Myung Moon'a göre, 26 yaşındayken Hz. İsa O'na göründü ve "Görevi onun tamamlayacağını müjdeledi". Moonculuk, Hıristiyanlıkla doğu dinlerinin bir karışımı.
Baykal'ın Mooncular tarafından organize edilen "Dünya Barış Konferansı" konulu toplantıya katılması kendi partisinde bile eleştiri konusu olmuştu.
Örneğin Parti Meclisi'nde konuşan Şahap İnce, Baykal'ı "Atatürk ve İnönü olsaydı öyle bir toplantıya katılmazdı. Siz niye katıldınız?" diye sorguluyordu. Moon'un CIA güdümünde bir tarikat olduğunu savunan PM üyesi Salman Kaya ise Baykal'ın toplantıya katılmasının CHP'ye büyük zarar verdiğini belirtti. PM üyesi Kenan Coşar ise Baykal'ı bu yüzden istifaya çağırıyordu. Baykal'ı savunan yazarlar bile bu gezisini bir anlamda 'saklamak' istemesini garipsemekteydi. Bu vesileyle de öğreniyoruz ki Baykal, aynı organizasyonun 1996'da Seul'de düzenlediği toplantısına da katılmış.
Baykal dahil dünya liderleri toplantıda iken Moon, Washington'daki RFK Stadyumu'nda, 2.500 kişinin nikahını kıyıyor, daha önce evlendirdiği 28.000 kişinin evliliğini de kutsuyordu. Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'ın kızı Cemile Sedat ve Pakistan eski başbakanı Benazir Butto'nun davetli olduğu halde bu törende yoktu.
Cemile Sedat'ın "Dini ve kişisel prensiplerim nedeniyle, Moon'u onaylama anlamına gelecek bu konuşmayı yapamam" diyerek katılmadığı programa "irticaya karşı savaş açan" Baykal'ın 'gizlice' katılmasını Can Aksın "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" başlıklı yazısıyla eleştiriyordu.
Türkiye'de organize eden birçok kuruluştan yalnızca birisinin Moon olduğunu ileri süren Baykal, Hürriyet'ten Esen Ünür'e, Amerika'da Moon'un davetiyle geldiğini ve bu tarikatın dinleri birleştirmeyi amaçladığını söylüyordu.
Baykal, kendini savunma bağlamında ABD eski başkanlarından Gerald Ford ve George Bush'un, SSCB eski Başkanı Mihail Gorbaçov'un, Fransız Sosyalist Partisi üyelerinden Michelle Rochard gibi isimlerin de toplantıya katıldığını belirtiyordu. Aslında bu isimleri bir araya getirebilmiş olmak Moon'un gücünün bir göstergesi değil mi?
Nokta Dergisi bir sayısında Moon'un Türkiye'deki faaliyetlerini ele almıştı.
Nokta Dergisi'nin araştırmasına göre, Amerika'da çok güçlü olan Protestan Kilisesi'nin engellemeleri üzerine Hıristiyan dünyasında amacına istediği gibi ulaşamadı. Bu yüzden hedef kitle olarak İslamî kesimi seçti.
Türkiye'deki ilk girişimleri de bu amaca uygun olarak başladı Moon tarikatının. Böylece artık sözü geçen "Din Araştırmaları Enstitüsü" toplantılarına Türkiye'den özellikle dini çevreden çok aşina isimler katılmaya başladı.
Daha önce düzenlenmiş olan ünlü toplantılarda dini çevrelerden İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Yaşar Nuri Öztürk (CHP milletvekili adayı), Muğla Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Ethem Ruhi Fığlalı Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Mehmet S. Aydın (AKP İzmir milletvekili adayı) gibi isimler vardı. Aslında isimlerin yer aldığı liste uzayıp gidiyordu... Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'ün söylediğine göre, bu toplantılara son zamanlarda Zaman Gazetesi başyazarı Fehmi Koru ve gazeteciyazar Sami Kohen de düzenli olarak katılıyorlar, üstelik katılmakla kalmayıp bu toplantılarda konferans veriyorlardı.
(devamı var)
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Müslim Karabacak / diğer yazıları
- Ana-baba hakları-2 / 30.04.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024