Cennete ancak iyi huy sahipleri girer
Allah’ın Sevgilisi (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Varlığımı elinde tutana yemin olsun ki; Cennete ancak, iyi huya sahip olanlar girecektir”
07.07.2023 21:00:00
Hakan Akkuş
Hakan Akkuş
İmam Gazali Hazretleri şöyle buyurdu:
Resûlullah'ın (s.a.v.) Uhud cenginde, yanağı yarılmış ve dişi şehid edilmişti. Yüzünden kanlar akarken, bir yandan siliyor, bir yandan da şöyle diyordu: "Peygamberlerinin yüzünü kana bulayan bir cemaat, nasıl felah bulur?" Bunu söylerken, ıslah olmaları için bir yandan da Allah'a yalvarıyordu. Bunun üzerine şu ayet-i kerime nazil oldu: "Bu işte sana düşen bir şey yok." (Âl-i İmran, 128). Bununla, her şey Allah'ın elinde ve O'nun kudreti dahilinde olduğu Peygamber Efendimize anlatılıyordu. Kur'an-ı Kerîm'de buna benzer birçok âyet-i kerime vardır. Hepsinden tek şey kast edilmektedir. O da, Peygamberi tedip ve tehzip. Çünkü cümle halka ondan nur yayılmaktadır. Bu hal, bir hadis-i şerifte şöyle dile gelmektedir: "İyi huyları itmam için gönderildim."
İyi huy için Hz. Ali'nin (r.a.) bir kelâmı var, yeri gelmişken anlatalım: "Yazıklar olsun o kimseye ki, bir Müslüman kardeşi; ihtiyacı için gelir, iyilik bulamadan gider."
Bir kimse, sevap ümidinden uzak, cezadan çekinmez bir hale gelince, hiç olmazsa güzel ahlâka sarılmalı. Çünkü iyi huy, iyi neticeler doğurur. Kurtuluş yoludur.
Ashabdan bir şahıs, arkadaşına Peygamber Efendimizi şöyle anlatıyordu: "Tay kabilesinin esirleri gelince, içlerinden bir cariye çıktı. Peygambere hitaben şöyle konuşmaya başladı: 'Ya Muhammed, serbest bırakılmamı nasıl buluyorsun? Beni Arap kabilelerine karşı rüsvay etme. Ben, kabilem reisinin kızıyım. Babam bir idarecidir. Esirleri bırakırdı. Açları doyurur, onlara yemek yedirirdi. İyiliği yayardı. Hiçbir hacet sahibinin arzusunu karşılıksız bırakmazdı. Ve nihayet ben, Hatem neslinden bir kızım.'
Bu konuşmayı dinledikten sonra Peygamberimiz şöyle buyurdu: 'Ya cariye, saydığın bu vasıflar gerçek bir Müslümanın vasfıdır. Eğer baban da bir Müslüman olsaydı; ondan şefkat duygumuzu esirgemezdik.'
Sonra, esirleri getirenlere döndü, 'Bunu serbest bırakınız. Çünkü babası, güzel huyları sever. Allah Teâlâ da güzel huyları sever' buyurdu."
Yine bir hadis-i şerif zikredelim: "Varlığımı elinde tutana yemin olsun ki; Cennete ancak, iyi huya sahip olanlar girecektir."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)
Resûlullah'ın (s.a.v.) Uhud cenginde, yanağı yarılmış ve dişi şehid edilmişti. Yüzünden kanlar akarken, bir yandan siliyor, bir yandan da şöyle diyordu: "Peygamberlerinin yüzünü kana bulayan bir cemaat, nasıl felah bulur?" Bunu söylerken, ıslah olmaları için bir yandan da Allah'a yalvarıyordu. Bunun üzerine şu ayet-i kerime nazil oldu: "Bu işte sana düşen bir şey yok." (Âl-i İmran, 128). Bununla, her şey Allah'ın elinde ve O'nun kudreti dahilinde olduğu Peygamber Efendimize anlatılıyordu. Kur'an-ı Kerîm'de buna benzer birçok âyet-i kerime vardır. Hepsinden tek şey kast edilmektedir. O da, Peygamberi tedip ve tehzip. Çünkü cümle halka ondan nur yayılmaktadır. Bu hal, bir hadis-i şerifte şöyle dile gelmektedir: "İyi huyları itmam için gönderildim."
İyi huy için Hz. Ali'nin (r.a.) bir kelâmı var, yeri gelmişken anlatalım: "Yazıklar olsun o kimseye ki, bir Müslüman kardeşi; ihtiyacı için gelir, iyilik bulamadan gider."
Bir kimse, sevap ümidinden uzak, cezadan çekinmez bir hale gelince, hiç olmazsa güzel ahlâka sarılmalı. Çünkü iyi huy, iyi neticeler doğurur. Kurtuluş yoludur.
Ashabdan bir şahıs, arkadaşına Peygamber Efendimizi şöyle anlatıyordu: "Tay kabilesinin esirleri gelince, içlerinden bir cariye çıktı. Peygambere hitaben şöyle konuşmaya başladı: 'Ya Muhammed, serbest bırakılmamı nasıl buluyorsun? Beni Arap kabilelerine karşı rüsvay etme. Ben, kabilem reisinin kızıyım. Babam bir idarecidir. Esirleri bırakırdı. Açları doyurur, onlara yemek yedirirdi. İyiliği yayardı. Hiçbir hacet sahibinin arzusunu karşılıksız bırakmazdı. Ve nihayet ben, Hatem neslinden bir kızım.'
Bu konuşmayı dinledikten sonra Peygamberimiz şöyle buyurdu: 'Ya cariye, saydığın bu vasıflar gerçek bir Müslümanın vasfıdır. Eğer baban da bir Müslüman olsaydı; ondan şefkat duygumuzu esirgemezdik.'
Sonra, esirleri getirenlere döndü, 'Bunu serbest bırakınız. Çünkü babası, güzel huyları sever. Allah Teâlâ da güzel huyları sever' buyurdu."
Yine bir hadis-i şerif zikredelim: "Varlığımı elinde tutana yemin olsun ki; Cennete ancak, iyi huya sahip olanlar girecektir."
(El-Mürşidü'l-Emîn ilâ Mev'izeti'l-Mü'minîn'den...)