TBMM’de cem evi açılması yönündeki teklife Meclis Başkanı Sayın Çiçek, “Alevilik bir din olmayıp, İslam içi bir oluşumdur. İslam dininin ibadet yerleri camilerdir” şeklinde cevap vermiştir.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül ise bu cevaba karşılık, “TBMM Başkanı, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verilen fetvalara dayanarak Alevilik tanımı yapma hakkına sahip değildir” açıklamasında bulundu.
Gerginliğe neden olabilecek bu açıklamalara aslında gerek yoktur. Alevi, Sünni, Şii, Caferi, Bektaşi tüm inananlar Müslümandır.
İslam dininin ana kaynakları ise Kur’an, sünnet, icma ve kıyas-ı fukahadır.
Eğer bir ibadet yeri veya şekli bunlara aykırı ise buna müdahale etmek gerekir.
Alevilik, ıstılahî manada “Hz. Ali’yi seven ve onun yanında olan kişilere” verilen addır.
Bu manadan bakıldığında Hz. Ali’yi seven bizler için bile Sünni olmamıza rağmen Alevidir denilebilir.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin iki yıla yakın bir sure önce başlattığı Ehl-i Beyt açılımı bu tarz yaklaşımları ortadan kaldıracak bir payda ortaya koymuştur.
Haliç Kongre Merkezi’nde ve Nevşehir’de Hacı Bektaşi Veli Kültür Merkezi’nde yaptığı iki konuşmada da Sayın Baş, İslam tarihi boyunca ayrım gibi gösterilen ortak inanç esaslarını ortaya koymuştu.
İtikatta ve İslam’ın şartlarında bazı farklılıklar olmasına rağmen Aleviler ve Sünniler aynı değerlere inanmaktadır.
Ayrımın olmadığı yerde, müsamahanın olması gerekir.
Sayın Çiçek’in bahsettiği camilerde ibadet görüşü, İslam’ın çok katı şekilde uygulanacağı ülkelerde olabilir.
Bizim anlayışımıza göre, Alevi vatandaşlarımız için yapılması gereken, onları dışlamak veya reddetmek değil, inandıklarını hayata geçirebilmeleri için uygun zemin hazırlamaktır.
Alevilerin ana hadis kitabı Kuleyni’nin Usul-ü Kafi eserinden veya diğer Alevi kaynaklarından yararlanılarak hazırlanacak kaynak eserler Alevi vatandaşlarımıza sunulabilir.
İmam Ali’nin Nehcül Belağa’sı, İmam Ali’nin İlmihali, İmam Cafer’in hayatı ve eserleri, on iki imamın ibadet hayatı, fıkha dair usulleri ve görüşleri Alevi kaynaklarından ifade edilerek noksanları varsa tamamlanmaya çalışılır.
Ve burada da hiç bir zorlama yapılmaz.
Bu sayede kendi inançlarını daha iyi öğrenebilir, açıklarını kapatabilirler.
Hacı Bektaşi Veli’nin Velâyetname’sinde yer alan, “dört kapı kırk makam” Bektaşilerin ibadet ve itikat esaslarını açıklamaktadır. Namaz, oruç, zekât, hac, zikir bu dört kapının temelidir.
Ne Alevi, Bektaşi kardeşlerimiz batıldadır, ne de ibadet konusunda eksiktirler. Onlar ibadetlerini cem evlerinde yapmak istiyorlarsa buna izin verilmelidir.
“Cem evlerine izin, Alevi vatandaşlarımıza inancınıza saygı duyuyoruz” demektir ki, bugün millet olarak ihtiyacımız bunadır.
Kaldı ki, Anayasamıza göre herkes din özgürlüğüne, ibadetini istediği şekilde yerine getirme serbestîsine sahiptir.
Bizce Alevi vatandaşlarımızın cem evi talebi, bu serbestinin onlara sunulması manasında da önemlidir.
Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Kemal Bülbül ise bu cevaba karşılık, “TBMM Başkanı, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından verilen fetvalara dayanarak Alevilik tanımı yapma hakkına sahip değildir” açıklamasında bulundu.
Gerginliğe neden olabilecek bu açıklamalara aslında gerek yoktur. Alevi, Sünni, Şii, Caferi, Bektaşi tüm inananlar Müslümandır.
İslam dininin ana kaynakları ise Kur’an, sünnet, icma ve kıyas-ı fukahadır.
Eğer bir ibadet yeri veya şekli bunlara aykırı ise buna müdahale etmek gerekir.
Alevilik, ıstılahî manada “Hz. Ali’yi seven ve onun yanında olan kişilere” verilen addır.
Bu manadan bakıldığında Hz. Ali’yi seven bizler için bile Sünni olmamıza rağmen Alevidir denilebilir.
Prof. Dr. Haydar Baş beyin iki yıla yakın bir sure önce başlattığı Ehl-i Beyt açılımı bu tarz yaklaşımları ortadan kaldıracak bir payda ortaya koymuştur.
Haliç Kongre Merkezi’nde ve Nevşehir’de Hacı Bektaşi Veli Kültür Merkezi’nde yaptığı iki konuşmada da Sayın Baş, İslam tarihi boyunca ayrım gibi gösterilen ortak inanç esaslarını ortaya koymuştu.
İtikatta ve İslam’ın şartlarında bazı farklılıklar olmasına rağmen Aleviler ve Sünniler aynı değerlere inanmaktadır.
Ayrımın olmadığı yerde, müsamahanın olması gerekir.
Sayın Çiçek’in bahsettiği camilerde ibadet görüşü, İslam’ın çok katı şekilde uygulanacağı ülkelerde olabilir.
Bizim anlayışımıza göre, Alevi vatandaşlarımız için yapılması gereken, onları dışlamak veya reddetmek değil, inandıklarını hayata geçirebilmeleri için uygun zemin hazırlamaktır.
Alevilerin ana hadis kitabı Kuleyni’nin Usul-ü Kafi eserinden veya diğer Alevi kaynaklarından yararlanılarak hazırlanacak kaynak eserler Alevi vatandaşlarımıza sunulabilir.
İmam Ali’nin Nehcül Belağa’sı, İmam Ali’nin İlmihali, İmam Cafer’in hayatı ve eserleri, on iki imamın ibadet hayatı, fıkha dair usulleri ve görüşleri Alevi kaynaklarından ifade edilerek noksanları varsa tamamlanmaya çalışılır.
Ve burada da hiç bir zorlama yapılmaz.
Bu sayede kendi inançlarını daha iyi öğrenebilir, açıklarını kapatabilirler.
Hacı Bektaşi Veli’nin Velâyetname’sinde yer alan, “dört kapı kırk makam” Bektaşilerin ibadet ve itikat esaslarını açıklamaktadır. Namaz, oruç, zekât, hac, zikir bu dört kapının temelidir.
Ne Alevi, Bektaşi kardeşlerimiz batıldadır, ne de ibadet konusunda eksiktirler. Onlar ibadetlerini cem evlerinde yapmak istiyorlarsa buna izin verilmelidir.
“Cem evlerine izin, Alevi vatandaşlarımıza inancınıza saygı duyuyoruz” demektir ki, bugün millet olarak ihtiyacımız bunadır.
Kaldı ki, Anayasamıza göre herkes din özgürlüğüne, ibadetini istediği şekilde yerine getirme serbestîsine sahiptir.
Bizce Alevi vatandaşlarımızın cem evi talebi, bu serbestinin onlara sunulması manasında da önemlidir.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018























































































