Başımıza gelmez dediğimiz her vahim hadiseyi, hain planı yaşar olduk, hatta kanıksadık.Kim derdi ki, komşunun oğlu Güneydoğu'da vurularak al bayrağa sarılı tabut içinde geri gelecek; ya da bomba tehlikesi ile AVM'lere gidip gitmemenin hesabını yapacağız.Şimdi sokaktaki vatandaş "bunlar niye oluyor?" diyor, en büyük suçlunun kendisi olduğunu görmeden?Ak Partisi hiçbir şeyi gizlemedi, ne çözüm sürecini, ne Barzani ile verdiği pozları, ne azınlıklara yaklaşımını?Ne ekonomiye olan çaresizliğini, ne derman bulamayacağı sorunları yok saydığını.Her şeye rağmen millet olarak defaatle ona dönüldü, ona oy verildi. Şimdi kimi kime şikâyet edeceksiniz ey millet!Demokrasinin gereği millete gitmek, yetkiyi iradenin asıl sahibi milletten geçici süreliğine almaksa, yetkiyi verenler, yetkiyi kullananlar kadar hataya da ortaktır.Terörden, akan kandan millet de mesuldür.Neden?Bugünleri, bir TV ekranından seyredercesine net bir şekilde ve yıllardır, üstüne basa basa anlatan bir lider vardı ve sırtınızı döndünüz de ondan.Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinlemediniz, dinlediniz de "adam sen de" dediniz ve bu acı kaderi ellerinizle yazdınız.Sayın Baş, Türk'ü Kürt'le, Laz'la, Çerkez'le bir bilek bir yürek ederken aynı anda, Güneydoğu'da Kürt kardeşlerimiz üzerinden sürdürülmeye çalışılan oyunu ta 1990'lı yıllardan beri bozuyor. Birlik ve beraberlik için çırpınıyor. Bugünün yanardöner oy simsarları gibi bir derdi de yok, zira 90'lı yıllarda parti de kurulmamıştı.1991 Körfez harekâtında, bir koyup üç alacağız diyenlere karşın, "önce Irak'ı 3'e bölecekler sonra asıl hedef Türkiye'dir, Türkiye'yi bölecekler" diyen Sayın Baş tır.Anadolu'nun parçalanması ve Güneydoğu üzerinden tezgâhlanan Büyük İsrail oyununa 1995'de bakın nasıl yaklaşıyordu:Şubat 1995: "Güneydoğu tampon bölge haline getirilecek, eğitim kampları oluşturulup, fiili devlet kurulacaktır."Bugün fiili devleti konuşmuyor muyuz?Mart 1998'de, Güneydoğu üzerinde bölgesel ve global güçlerin hesabı olduğunu belirterek "Kürdistan kılıftır, hedef büyük İsrail'dir" demiştir.1999-2002 seneleri arasında hükümet olan DSP-MHP-ANAP koalisyonunda imzalanan ikiz yasalar içinse, "Amaç, ülke bölünmeye gittiğinde yabancıların (BM'nin ve NATO'nun ) müdahalesine zemin hazırlamaktır" ikazında bulunmuştu.Evlatlarının, eşlerinin tabutları başında ağlayanlar da bizler kadar bu ikazları duydular, peki neden öngörüleri her defasında çıkan bu lidere sahip çıkmıyoruz?2002'de Trabzon'da, milletimizin bugününü görürcesine bakınız ne demişti:"Bu politikalar millete hayır getirmez. Bugün teröre birer ikişer kurban veriyoruz. Bu kafayla gidersek evlatlarımızın tabutları düzine düzine kapımıza gelecektir."Yazılarımızda Sayın Baş için ikinci Atatürk derken hamaset yapmıyoruz. Her defasında, hangi konu hakkında yazarsak yazalım, onun görüşlerinin haklılığını dile getirirken de çıkan öngörülerine ve ülkelerin çözüm diye sarıldığı tezlerine olan güvenle kendisini referans gösteriyoruz.İç politikada, dış siyasette, ekonomide düştüğümüz, bilerek atıldığımız acziyet noktası Türkiye'deki tek liderin Prof. Dr. Haydar Baş olduğu gerçeğine hepimizi taşımalıdır.Kız alıp, kız verdiğimiz, cenazede, düğünde bir arada yan yana, omuz omuza yer aldığımız kardeşlerimiz üzerinden devam eden ve geçmişi yüzyıllara dayanan İngiliz siyaseti Kürt sorunu, bugün İsrail'in ekmeğine yağ sürüyor, olan Kürt ve Türk kardeşlerimize oluyor.Kobani'de sırtından vurulan Kürtlere, "Aynı sahnede tekrar yer almak sizi ikinci Filistin yapar, amaç Büyük İsrail" diyen sadece Sayın Baş olmuştur. Çözüm süreci olarak başlayan süreç hakkında Sayın Baş 17 Mart 2013'de bundan iki sene önce şunları ifade etmişti:"Bu süreçte (çözüm sürecinde )AKP terörle masaya oturdu ve Türkiye'nin barışını ve anayasasını konuşuyor. Bu, Türkiye'yi bölünmeye götürecek sürecin başlangıcıdır. Bu süreç toplumda barışı değil, çatışma ortamını çıkaracaktır. Barış derken bir de bakacağız ki, herkes silahı beline koymuş, mahalleleri ve sokakları pay etmeye başlamış."Bugün girilemeyen mahallelerden, devletin otoritesinin kalktığı bölgelerden bahsetmiyor muyuz?Analar gerçekten ağlamasın diyen, milletin yüzü gülsün duasını yapan tek lider Sayın Baş'tır.Türkiye'de Kürt sorunu değil, terör sorunu vardır diyerek Kürt kardeşlerimize sahip çıkan da kendileridir.Ekonomi, terörün önüne geçecek en güçlü silahtır.BTP liderinin, vatandaşlık maaşı projesi, hakikaten açlıktan ve işsizlikten bunalarak dağa çıkan evladımıza merhem olacaktı, ancak hayata geçirilemedi.Rusya'nın tamamen uyguladığı Milli Ekonomi Modeli, 100'den fazla ülkede bölüm bölüm çare olarak yararlanılırken, Türkiye'de Türk halkı ona sırtını döndü.Oysa Sayın Baş, ekonomi sahasında dünya da tek isimdir.90'lı yılların başında, Uzakdoğu ekonomisinin, Japonya'nın örnek gösterildiği günlerde Sayın Baş, "Japonya yakında resesyona girecek" demişti. Dünya resesyonla henüz tanışmamıştı.Bu sözden üç yıl sonra, 1993'de Japonya resesyona girdiğini ilan etti.2001 senesinde Türkiye'de yaşanan enflasyonun, talep değil, maliyet enflasyonu olduğunu ifade ettiğinde de Türkiye, maliyet enflasyonu gibi bir tanımı ilk defa duyuyordu.Aynı sene, hükümet ve kamuoyu enflasyonu % 40 olarak ilan ettiklerinde Sayın Baş, en az % 70'dir dediler.Piyasalardan 5 milyar dolar para çekildi, ekonomik krize girildi ve enflasyonun % 70 olduğu görüldü.Milli Ekonomi Modeli ile Kapitalizmi tarihe gömdüğünü Rus Duma'sındaki sunumunda ifade eden Sayın Baş, Kasım 2005'te "Kapitalizm çökmüştür" dediğinde kimse ne demek istediğini anlamamıştı.Getirdiği yeni para tarifi, uluslararası ticarete sunduğu milli para ile ticaret kuralı ile Sayın Baş, Kapitalizmi yıkmıştır.MEM'i uygulayan Rusya'nın, Kapitalizmin kalesi ABD'ye karşı süper güç haline gelmesi bunun delilidir.AB'nin ortak para birimine geçtiği 2000'de, "Avrupa Birliği, yeraltı kaynakları azaldığı, nüfusu yaşlandığı ve ortak para birimine geçtiği için dağılmaya mahkûmdur, 15 sene içinde dağılacaktır" öngörüsünde bulunduğunda kimse inanmamıştı.AB'nin lokomotifi Almanya da dâhil ekonomik olarak girdiği kriz ve birlikten ayrılmak isteyen üye ülkeler, Sayın Baş'ın bu öngörüsündeki haklılığını gösteriyor.Suriye işgali sürecinde Ehl-i Beyt açılımı ile Şii ve Sünni dünyayı barıştırmayı başaran Sayın Baş, kardeş Esad'ı zalim Esed yapanlara karşı, "Esad'ın duruşu Hüseyni duruştur" dememiş miydi?Ortaya çıkan Wikeleaks belgelerine göre, ABD ve İsrail Suriye'yi parçalamaya karar vermişti. Ve Esad'ın halkı ile beraber verdiği mücadele Hüseyni bir duruşa dönüşmüştür.Kısaca, Sayın Baş'ın öngörüleri, esasen Türk ve dünya siyasetine damga vuran, mutlak doğru tespitlerdir.Bir liderin, hele hele Türkiye gibi kilit noktada bir ülkenin liderinin, aldatıldık, oyuna geldik, kandırıldık gibi bahanelere sığınmasını lütfen hoş görmeyin.Eğer Sayın Baş Meclis'te olsaydı yaşanmayacak kötü kaderi ellerimizle biz yazıyoruz.Öyleyse, Hangi parti mensubu olursanız olun, yukarıda yer alan tamamı gerçekleşmiş öngörülerin bir benzerini hayatı boyunca bir kez dahi ifade etmemiş, etmesi mümkün olmayan liderinizi bu sefer bir kenara bırakın, Türkiye'nin geleceğinin, evlatlarımızın yarınının kurtulması için Sayın Baş'ı iktidar edin.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018