Galler deplasmanında rakibimiz ile 0-0 berabere kaldık.
İlk bakışta Galler karşısında beraberliğe sevinmeli miyiz diye düşünebilirsiniz.
İşin açıkçası hiçbir şey ortaya koymadığımızı düşünüyorum.
Böyle hemen hemen bir şey yapmadan bir puan aldığımızı düşününce beraberliğe sevinmek lazım işin açıkçası.
İnanın ilk yarıda rakip yarı sahada göründüğümüz hücum sayısı ya iki ya da üç.
Koskoca bir ilk yarı bırakın pozisyonu rakip yarı sahada göründüğümüz istatistik bu.
Şimdi maçtan önce ısrarla söylenen bir husus vardı.
Biz yetenek ve teknik olarak Galler'den üstünüz. Peki güzel. Üstünüz diyelim.
Öyleyse neden bu üstünlük özellikle ilk yarı ortaya çıkmadı. Neden mahkum oynadık? Neden yeteneklerimiz karşılaşmaya yansımadı.
Bunun nedeni kanımca üçlü savunmayı bu formasyonu iyi oynamayan oyuncular ile oynamaya çalıştık.
Artık malum sürekli yazıyorum. Günümüz futbolunda kanatları iyi olan kazanır.
3'lü formasyon dörtlü savunmaya göre kanatların daha da etkili olmak zorunda olduğu bir sistem.
Bu sistemde sağ ve sol kanatta iki değil sadece bir oyuncunun hem savunma hem de hücumu etkili şekilde oynaması gerekiyor.
Bunun anlamı şu. Bu tek kanat oyuncusunun dörtlü sistemdeki kanat oyuncularından belki de iki kat daha fazla koşması gerekir.
Peki Galler karşısında sol kanat bekimiz sağ ayaklı Mert Müldür ve sağ kanat bekimiz Zeki Çelik yeterli performansı sergilediler mi?
Tabii ki hayır. Böyle olunca topu ileri taşıyamadık.
Hatta Mert Müldür maça çok kötü başladı ve karşılaşmanın ilk dakikalarında önündeki Johnson karşısında çok zorlandı ve sıklıkla rakibini savunmanın arkasına kaçırdı.
Zeki Çelik ise inanılmaz hatalar yaptı. Zeki 44 ve 76. dakikalarda sahanın bittiğinin farkına varmayıp topu ayağından açtı ve topun auta çıkmasına neden oldu.
36'da Abdülkerim taca pas attı. Yani attığı pas doğrudan taca çıktı.
41'de Kaan Ayhan üç arkadaşının ortasına doğru pas verdi. Fakat onlar oralı bile olmadılar.
İsmail Yüksek zaten kaptığı her topu geri oynayan bir oyuncu. Fakat çok da hakkını yemeyelim.
İsmail Yüksek 70'te çok güzel bir hücum organize etti.
Evet sayın okuyucular auta, taca atılan paslar ve verilen paslara reaksiyon göstermeyen oyuncular.
Bir de bütün bu basit hatalara Vincenzo Montella'nın üçlü formasyona uygun oyuncuları seçememesi eklenince galip gelemedik.
Berabere kaldık. Fakat bu sonuç bile büyük başarı. İnanın iyi sonuç aldık.
Rakip maçın büyük bölümünde bizi topun peşinde koşturdu.
Fakat şunu da söylemek lazım. Bu kadar topun peşinde koşmamıza ve üstelik son yarım saatte 10 kişi kalmamıza rağmen maçı 0-0 bitirmemiz fizik güç olarak iyi bir durumda olduğumuzun bir belirtisi olabilir.
Bütün bunların yanında 38'de Arda ve de 51'de Orkun Kökçü rakip ceza sahasında topla ilk buluştukları anda şut atamayınca bir golden dahi olmuş olabiliriz.
Milli takımda kendi başına etkili olmaya çalışan bir oyuncu vardı. O da Kenan Yıldız idi.
Fakat tabii onun ileri top taşıma girişimleri dahi üç ya da dört hücumu geçmedi.
Onun çabası takım oyunundan kopuk bireysel bir inisiyatif alma girişimlerinden başka bir şey olamadı.
Rakibin oyuncuları özellikle üç dört pozisyonda son vuruştaki beceriksizlikleri de dikkat çektiler doğrusu.
Evet son olarak 30. dakikada bir penaltı beklentimiz oldu. Fakat pozisyonda faul yoktu.
Barış Alper Yılmaz burada hakemi aldatmaya yönelik bir hareket ile kendini yere bıraktı.
Hatta sonrasında yerden kalkınca rakibine bir yumruk attı. Barış burada direkt kırmız kart dahi görebilirdi.
Zaten 62'de yine doğru bir sarı kart ile ikinci sarıdan kırmızı karttan oyundan atıldı.
Şimdi pazartesi İzmir'de İzlanda ile karşılaşacağız. Bu futbol ile kendi evimizde olsa bile çok zorlanırız.
İzlanda'yı yenersek grup lideri olma ihtimalimiz bile var. Bakalım İzlanda karşısında alacağımız galibiyet ile grup lideri olabilecek miyiz göreceğiz.
İlk bakışta Galler karşısında beraberliğe sevinmeli miyiz diye düşünebilirsiniz.
İşin açıkçası hiçbir şey ortaya koymadığımızı düşünüyorum.
Böyle hemen hemen bir şey yapmadan bir puan aldığımızı düşününce beraberliğe sevinmek lazım işin açıkçası.
İnanın ilk yarıda rakip yarı sahada göründüğümüz hücum sayısı ya iki ya da üç.
Koskoca bir ilk yarı bırakın pozisyonu rakip yarı sahada göründüğümüz istatistik bu.
Şimdi maçtan önce ısrarla söylenen bir husus vardı.
Biz yetenek ve teknik olarak Galler'den üstünüz. Peki güzel. Üstünüz diyelim.
Öyleyse neden bu üstünlük özellikle ilk yarı ortaya çıkmadı. Neden mahkum oynadık? Neden yeteneklerimiz karşılaşmaya yansımadı.
Bunun nedeni kanımca üçlü savunmayı bu formasyonu iyi oynamayan oyuncular ile oynamaya çalıştık.
Artık malum sürekli yazıyorum. Günümüz futbolunda kanatları iyi olan kazanır.
3'lü formasyon dörtlü savunmaya göre kanatların daha da etkili olmak zorunda olduğu bir sistem.
Bu sistemde sağ ve sol kanatta iki değil sadece bir oyuncunun hem savunma hem de hücumu etkili şekilde oynaması gerekiyor.
Bunun anlamı şu. Bu tek kanat oyuncusunun dörtlü sistemdeki kanat oyuncularından belki de iki kat daha fazla koşması gerekir.
Peki Galler karşısında sol kanat bekimiz sağ ayaklı Mert Müldür ve sağ kanat bekimiz Zeki Çelik yeterli performansı sergilediler mi?
Tabii ki hayır. Böyle olunca topu ileri taşıyamadık.
Hatta Mert Müldür maça çok kötü başladı ve karşılaşmanın ilk dakikalarında önündeki Johnson karşısında çok zorlandı ve sıklıkla rakibini savunmanın arkasına kaçırdı.
Zeki Çelik ise inanılmaz hatalar yaptı. Zeki 44 ve 76. dakikalarda sahanın bittiğinin farkına varmayıp topu ayağından açtı ve topun auta çıkmasına neden oldu.
36'da Abdülkerim taca pas attı. Yani attığı pas doğrudan taca çıktı.
41'de Kaan Ayhan üç arkadaşının ortasına doğru pas verdi. Fakat onlar oralı bile olmadılar.
İsmail Yüksek zaten kaptığı her topu geri oynayan bir oyuncu. Fakat çok da hakkını yemeyelim.
İsmail Yüksek 70'te çok güzel bir hücum organize etti.
Evet sayın okuyucular auta, taca atılan paslar ve verilen paslara reaksiyon göstermeyen oyuncular.
Bir de bütün bu basit hatalara Vincenzo Montella'nın üçlü formasyona uygun oyuncuları seçememesi eklenince galip gelemedik.
Berabere kaldık. Fakat bu sonuç bile büyük başarı. İnanın iyi sonuç aldık.
Rakip maçın büyük bölümünde bizi topun peşinde koşturdu.
Fakat şunu da söylemek lazım. Bu kadar topun peşinde koşmamıza ve üstelik son yarım saatte 10 kişi kalmamıza rağmen maçı 0-0 bitirmemiz fizik güç olarak iyi bir durumda olduğumuzun bir belirtisi olabilir.
Bütün bunların yanında 38'de Arda ve de 51'de Orkun Kökçü rakip ceza sahasında topla ilk buluştukları anda şut atamayınca bir golden dahi olmuş olabiliriz.
Milli takımda kendi başına etkili olmaya çalışan bir oyuncu vardı. O da Kenan Yıldız idi.
Fakat tabii onun ileri top taşıma girişimleri dahi üç ya da dört hücumu geçmedi.
Onun çabası takım oyunundan kopuk bireysel bir inisiyatif alma girişimlerinden başka bir şey olamadı.
Rakibin oyuncuları özellikle üç dört pozisyonda son vuruştaki beceriksizlikleri de dikkat çektiler doğrusu.
Evet son olarak 30. dakikada bir penaltı beklentimiz oldu. Fakat pozisyonda faul yoktu.
Barış Alper Yılmaz burada hakemi aldatmaya yönelik bir hareket ile kendini yere bıraktı.
Hatta sonrasında yerden kalkınca rakibine bir yumruk attı. Barış burada direkt kırmız kart dahi görebilirdi.
Zaten 62'de yine doğru bir sarı kart ile ikinci sarıdan kırmızı karttan oyundan atıldı.
Şimdi pazartesi İzmir'de İzlanda ile karşılaşacağız. Bu futbol ile kendi evimizde olsa bile çok zorlanırız.
İzlanda'yı yenersek grup lideri olma ihtimalimiz bile var. Bakalım İzlanda karşısında alacağımız galibiyet ile grup lideri olabilecek miyiz göreceğiz.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Güneş'ten kötü başlangıç / 16.09.2024
- Galatasaray ışıldıyor / 15.09.2024
- Özel günde özel sonuç / 10.09.2024
- Bu oyuna iyi sonuç / 07.09.2024
- Sadece kazandı / 02.09.2024
- Yaraları sarmak zor / 01.09.2024
- Gol arzusu üst düzey / 31.08.2024
- Beşiktaş parlıyor / 30.08.2024
- Galatasaray ağır yaralı / 28.08.2024
- Bol bol sohbet ettiler / 26.08.2024
- Galatasaray ışıldıyor / 15.09.2024
- Özel günde özel sonuç / 10.09.2024
- Bu oyuna iyi sonuç / 07.09.2024
- Sadece kazandı / 02.09.2024
- Yaraları sarmak zor / 01.09.2024
- Gol arzusu üst düzey / 31.08.2024
- Beşiktaş parlıyor / 30.08.2024
- Galatasaray ağır yaralı / 28.08.2024
- Bol bol sohbet ettiler / 26.08.2024