Bu iş milliyetsiz ve cibilliyetsizlerin işidir

On günden beri, yetmiş milyonun kafasını ütülemekten utanmayan, sıkılmayan çevreler, Danıştay saldırısını; vatanını, milletini, bayrağını seven insanların üzerine yıkmaya uğraştılar.Menfur saldırıyı planlayanların ve uygulamaya koyanların milliyetsiz ve cibilliyetsiz şer odakları olduğu şüphe götürmez bir gerçek olduğu halde; Türk medyasında çöreklenmiş milliyetsizler ve cibilliyetsizler hedef saptırmak  için, dikkatleri başka taraflara çekmek için on gündür çırpınıp duruyorlar.Söz konusu milliyetsiz ve cibilliyetsiz yayın organları, kalemlerini ve vicdanlarını küresel güçlere gavur parası ile kiraladıkları için, katilin; Ortadoğu'yu kana bulayan cinayet şebekeleri tarafından eğitildiği, cinayetten iki gün önce sınırdan ülkemize sokulduğu yönündeki haberleri ısrarla örttü, görmezlikten geldi.Milliyetsiz ve cibilliyetsiz, silik ve sönük, ilkesiz ve ölçüsüz duruşun sayısız örneklerini vermiş olan medya grupları, satılmış kara vicdanlı takımı; sırf milletimize ve tarihimize mal olmuş bulunan, milliyetçilik gibi, Kuvva-yı Milliye gibi kavramları yıpratmak ve dejenere etmek için bu kavramlara hücum ettiler.Öyle ya, günlerden beri katilin arkadaşlarını, teşvik edenlerini, azmettirenlerini, tek noktadan emir almışçasına vatanseverleri, her çeşit işgale ve sömürüye karşı çıkanlar arasında arayıp, binbir çeşit iftiralar yayıp eli boş döndüklerine göre; bu kara propagandayı yapanlar da, bu hain saldırının arkasındaki milliyetsiz ve cibilliyetsizlerin suç ortakları demektir. Birileri bizzat bu hain planı yapıp uygulatmak suçunu işlerken diğerleri de hedef saptırma, asıl suçluları saklama ve masum insanlara iftira atma suçlarını işlemişlerdir.Danıştay saldırısı ve ardından dört bir yana yayılan kötü kokular bizlere bir kez daha, dedelerimizin Milli Mücadele yıllarında karşılaştıkları fırıldakları, entrikaları hatırlattı.Bilindiği gibi komşumuz Yunan, bütün bir Haçlı dünyasını temsilen ve o dünyanın tüm yardımlarını arkasına alarak güzelim yurdumuza, Anadolumuza saldırmıştı. Şüheda ecdadımız bir taraftan cephede haçlı orduları ile savaşırken diğer taraftan da cephe gerisindeki, haçlı muhiplerinin yaydıkları fitnelerle savaşıyorlardı."Güle güle uğurladık askere/Gidip bekleyesin vatanın oğul" diyerek cepheye gönderdiği Mehmetçiğinin başarısı için, muzaffer olması için dua eden, çorap, çarık yetiştirmeye çalışan annelerin kafasını karıştıran, cephe gerisinde yalan haber yayarak milleti moralini bozan haçlı sevdalıları ve sözcüleri bugün aynı görevlerini sürdürüyorlar. Bugün daha güçlüler, kullandıkları araç-gereçler daha modern ve bugün yardım aldıkları fesat ocakları bilinenden çok daha fazla.O gün canını dişine takarak, yediden yetmişe seferber olarak vatan müdafaası yapan ecdadımızın arasına sızarak bu mücadelenin anlamsızlığını, düşmanın çok güçlü, karşı koyulmaz olduğunu fısıldayan çevrelerin, ekollerin bugünkü uzantıları, dedelerinden devraldıkları fitne fesat görevlerini işte böyle sürdürüyorlar.Onlar fitneci, fesatçı ve mandacı dedelerinin yolunda çırpınadursunlar, bizler de, kahraman, vatanperver "ya istiklal ya ölüm" diyen, kanlarını ve canlarını sebil ederek bize bir cennet vatan armağan eden ecdadımızın yolunda anlımız ak, yüzümüz açık ve başımız dik olarak mücadele edelim.Görelim el mi yaman bey mi yaman?