Bu aşk bitmez

YENİ MESAJ / BAYRAM COŞKUN
İsrail, Mavi Marmara baskınından tam 3 yıl sonra Türkiye’den belgesi olmayan bir özür diledi. Kamuoyuna yansıtılanın aksine aslında hiçbir zaman kesilmeyen ilişkiler şimdi görünürde de normalleşmeye başladı. Özür iddiasından sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç Fransa’nın başkenti Paris’e yaptığı ziyaret sırasında İsrail basınına konuştu. Arınç, Ankara’nın İsrail’le tam bir normalleşme ve ilişkilerin eskiden olduğu düzeye gelmesini istediğini söyledi.

İsrail’den boru hattı
İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu Türkiye’den özür dilemelerinin en önemli nedeni olarak Suriye krizini göstermişti. İkinci neden ise enerji. İsrail Doğu Akdeniz’de uluslararası kurallara aykırı olarak çıkardığı doğalgazı Türkiye üzerinden Avrupa’ya satmak istiyor. Bu konuda ilk açıklamayı sondaj çalışmalarını yapan ABD firması Noble Energy yapmıştı. Bu açıklama Enerji Bakanı Taner Yıldız tarafından da teyit edildi. Yıldız iki ülke arasında bir doğal gaz boru hattı projesi gerçekleştirilmesinin mümkün olduğunu söyledi.
İsrail özür diledi iddiasının ardından açıklama yapan hükümet yetkilileri “tüm şartlarımız yerine getirildi” demişti. Türkiye’nin şartları, “İsrail resmen özür dileyecek, Mavi Marmara kurbanlarının yakınlarına tazminat ödenecek ve Gazze’ye ambargo kaldırılacak” şeklindeydi. Ancak gelinen noktada bu şartların hiçbiri yerine getirilmiş değil. Ortada İsrail’in Türkiye’den özür dilediğine dair hiç bir resmi belge yok. Bu durum İsrail resmen özür dileyecek şartımızın havada kaldığını gösteriyor.

Davayı çekmeyene tazminat yok!
Türkiye’nin İkinci şartı ise İsrail’in Mavi Marmara kurbanlarının ailelerine tazminat ödemesiydi. Burada da ince bir detay var. Ankara’nın İsrail’e tazminat ödeme karşılığında mağdur ailelerin açtığı davaları geri çekme sözü verdiği ortaya çıktı. Şimdi ailelere davalarını geri çekme telkinleri yapılıyor. Zira İsrail davasını geri çekmeyene tazminat ödemeyecek.

Gazze ambargosu daha da katılaştı
Türkiye’nin üçüncü şartı ise “İsrail Gazze’ye ambargoyu gevşetecek” sözüydü. Bu da olmadı! Çünkü İsrail Gazze’ye ambargoyu bırakın kaldırmayı daha da sertleştirdi. Obama, Erdoğan ve Netanyahu arasında o meşhur telefon görüşmenin gerçekleştirildiği gün Gazzeli balıkçıların 6 mil olan denize açılma hakkı 3 mile indirildi. Kısa bir süre sonra da Gazze’nin dünyaya açılan tek kapısı olan Kerem Şalom Sınır Kapısı da kapatıldı. Üstelik İsrail Gazze’ye yönelik saldırılarına yeniden başladı.

TBMM iradesi de hava da kaldı
Tüm bu gelişmeler TBMM iradesine de aykırılık teşkil ediyor. Zira TBMM Mavi Marmara baskınından hemen sonra (2 Haziran 2010) oy birliği ile şu bildiriyi kabul etmişti: “Bu saldırı BM yasasının ve uluslararası hukukun açık bir ihlâlidir. İsrail Hükümeti, bu saldırı dolayısıyla resmen özür dilemeli, olayın sorumlularının yargılanarak cezalandırılmalarını sağlamalı, saldırının mağdurlarına tazminat ödemelidir. Türkiye, İsrail’e karşı millî ve uluslararası yargı yollarına başvurmalıdır. TBMM Gazze’ye yönelik insanlık dışı abluka ve ambargonun derhal kaldırılmasını beklemektedir.”