BTP liderinden Erdoğan’ın önünü açacak çağrı

Yılların bitmeyen sömürüsü: Lozan'daki gizli maddeden ötürü madenlerimizi çıkaramıyoruz?

8. yüz yılda yazılan Orhun Yazıtlarında gizli saklı yok.

Milattan önce 2 bin 500'lü yıllarda yapılan piramitlerdeki yazılar okunabiliyor.

12 bin yıllık Göbeklitepe'nin ayrıntıları çözülüyor. 

Ama 1923 yılında imzalanmış, yeri, yazı boyutu belli Lozan anlaşması üzerine yılların bitmeyen tartışması devam ediyor. 

İsmet İnönü, Lozan'a imza attı. Ondan sonra iktidar koltuğuna Menderes, Demirel, Ecevit, Özal, Çiller ve Erbakan oturdu. Türkeş, Bahçeli iktidar ortağı oldu. Şimdi 20 yıldır tek parti iktidarını yaşıyoruz ve koltukta Erdoğan var.

Ama bu tartışma daha doğrusu sömürü devam ediyor. Neden?

Böylesi büyük bir iddiayı sıradan kişi veya kurumlar ortaya atamaz. Okumuş, bilgi, belge sahibi, strateji uzmanı kişi veya yapıların bir iddiasıdır. Kimdir onlar? Prof. Dr. Haydar Baş açıklamıştı: Yunan ve İngilizler. İsim olarak Rıza Nur'u, borozan olarak da malum 'fesliyi' kullanan bu zihniyet, cumhuriyet ve Atatürk karşı milletimizi düşman etme gayretindedir.

Bu yapılar, milletimizin maneviyatına hücum etmişler, manevi kavramlarla adeta gönülleri karatmışlardır. Yalana, iftiraya milletimizin bir kesimini ortak etmişlerdir. 

Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın şu tespiti olayı anlamamız için çok değerlidir:

"Cumhuriyetin kabulünün ilk döneminde, Cumhuriyetimizin kurucusu M. Kemal, saltanat yerine yeni bir yönetim biçimi olan cumhuriyeti getirirken; saltanatı din biçiminde algılayanlar yeni yönetimi yani cumhuriyeti, saltanat karşıtı algılamak yerine, din karşıtı olarak algıladılar."

Dış mihraklardan beslenen malum zihniyet bu algı ile birçok insanımızın imanına bile uzanarak çalmıştır. 

Artık herkes çok iyi biliyor ki, Osmanlı bir din değildi, Allah'ın hükümleriyle yönetilen bir devlette değildi. Nasıl olsun ki, kardeş katline, kundaktaki bebeğin katline fetva veren bir anlayış, İslam ile nasıl yan yana getirebilir.

Halife, diyorlar. Hangi halife? Canlı manken kullanarak nü resimler çizen, bu tabloların Avrupa'da milyonlara satılan halife mi?

Bir İslam devleti düşünün ki! Sultanlarının tamamına yakınının annesi gayri müslim olsun. Ordu komutanları alman olsun. Ekonomisi Fransız ve İngilizlerin tekelinde olsun. Gayri müslimlere her türlü hak verilirken Müslüman Türklere, İstanbul'a girişlerinde bile kota konulsun. Eğitimden mahrum bırakılsın. 

Uzatmaya gerek yok. Atatürk o putların tamamını yıktı. Bu zihniyetin asıl karın ağrıları putların yıkılışlarıdır.

Gizli maddeye dönelim

BTP Lideri Hüseyin Baş tartışmalara noktayı koyacak, akılları, gönülleri karartan bu iddiaları bitirecek çağrıyı yaptı. 

Sayın Baş, 'bu mesele senin, benim meselem değildir. Devletin meselesidir' diyerek çok çarpıcı bir çağrıda bulundu:

"Lozan'da gizli madde olup olmadığı hususu Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin namusu ile ilgili bir husustur. Eğer bu ülkeyi yönetenler bu ülkenin namusunu düşünüyorsa çıkacak diyecek ki; bu Lozan'da gizli madde vardır veya yoktur.  

Ben şimdi buradan bu kalabalığın huzurunda, Sayın Cumhurbaşkanıma rica ediyorum, Lozan antlaşmasında gizli madde varsa lütfen bu halka, gizli maddenin var olduğunu açıklasın. Hayır, Lozan'da gizli madde yoksa ülkemizin yöneticisi, bu antlaşmanın bugünkü sorumlusu ve tarafı olarak çıksın ve bize, 'Bu Lozan antlaşmasında gizli madde yoktur' desin". 

Sayın Erdoğan için hem tarihe ışık tutmak, hem de milletimizi gerçeklerle buluşturmak için çok büyük bir fırsat! Umarım kullanır bu fırsatı.

Bu öyle bir fırsat ki, 2021 Ocak ayının 7'sinde Enerji Bakanı Fatih Dönmez kameralar önünde büyük bir övünçle, AKP iktidarı döneminde verdikleri ruhsatlarla yerli ve yabancı firmalar ülkemiz topraklarından 382 ton altın çıkarıp, götürdüklerini açıkladı.

Sayın Erdoğan, devletin elindeki belgeleri ortaya koyarak, 'bakın, Lozan'daki gizli maddeye rağmen biz madenlerimizi çıkardık' diyebilir.

Yok, eğer gizli madde yoksa, 'tarihimize, cumhuriyetin kurucusuna iftira atmalarının önüne geçtik' diyebilir.

Buyurun er meydanına…