AB ülkelerinin ortak para birimine geçmesinin ardından üye ülkelerin merkez bankalarının para basma yetkisini AB Merkez Bankası’na devrettiği Prof. Dr. Haydar Baş’ın altını çizdiği bir gerçekti.
Euro’ya geçişin ilk gününde Sayın Baş, bunun AB’nin dağılmasına neden olacağını vurgulamıştı.
“Ortak para birimine geçiş ile birliğe üye her ülke kendi kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek, merkezden kendisine verilecek destek değişecektir. Ve zamanla üye ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşacaktır ki, bu Birliği dağıtacaktır. Ülkeler senyoraj hakkını kaybedeceği için, borçlanmaya gidecektir. Bu borçlanma ekonomik olarak çöküşlerine neden olacaktır” açıklamaları da Sayın Baş’ın AB’nin dağılma sebeplerini izah ederken altını çizdiği hakikatlerdir.
Bugün Yunanistan örneği dediklerinin ispatıdır.
Para basma yetkisi kalmayan Yunanistan, AB için büyük bir yüktür. Ülke, AB ülkelerindeki bankalara olan borçlarını ödeyemez bir haldedir.
Dünya ekonomik darboğazda iken AB’nin lokomotifi Almanya ve Fransa’nın Yunanistan’ı taşıyacak durumu da kalmamıştır.
Bu sebeple AB’nin Yunanistan’ın önüne koyduğu borçtan kurtuluş reçetesi de çok ağır olmuştur.
Birlik, Yunanistan’a 130 milyar euro verecek ama bu paranın verilmesini aşağıdaki maddelerin derhal hayata geçirilmesine bağlamaktadır:
-150 bin kamu çalışanının işten çıkarılması.
-Asgari ücretin 750 eurodan 586 euroya indirilmesi.
-Özel sektördeki asgari ücretin 750 eurodan 600 euroya indirilmesi.
-Verilecek paranın önemli bir bölümünün bankalara aktarılması.
-İkramiyelerin kaldırılması.
Yunanistan hükümeti bu şartları Brüksel’de görüşüp kabul ettiğini açıkladı. Ama etmeseydi de iflas edecekti. Halk ise sokaklara dökülerek ağır şartları protesto ediyor.
Maddeler incelendiğinde ekonomi yönetiminin doğrudan AB’ye devri söz konusu değil gibi gözüküyor ancak ekonomiyi AB, IMF ve AB Merkez Bankası denetleyeceği de kararlaştırılmış durumda.
Bunun adı doğrudan yönetmek değilse de fiiliyat öyle olacak. Yani Yunanistan artık bağımsız bir ekonomi yönetimine sahip olamayacak.
Sayın Baş, Milli Ekonomi Modeli ile ülkelerin her türlü mal ve hizmeti kendi imkânları ile elde edebilmesini ve borçlanmaya gitmeyen bir ekonomi düzenini getiriyor.
Yunanistan’ın aldığı borçlar karşılığında 21. yüzyılda bağımsızlığının elinden gittiği düşünülürse bu tezin devletlerin ve milletlerin bağımsızlığı için önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Euro’ya geçişin ilk gününde Sayın Baş, bunun AB’nin dağılmasına neden olacağını vurgulamıştı.
“Ortak para birimine geçiş ile birliğe üye her ülke kendi kazancını gerçek rakamı ile göstermeyecek, merkezden kendisine verilecek destek değişecektir. Ve zamanla üye ülkeler arasında korkunç bir adaletsizlik oluşacaktır ki, bu Birliği dağıtacaktır. Ülkeler senyoraj hakkını kaybedeceği için, borçlanmaya gidecektir. Bu borçlanma ekonomik olarak çöküşlerine neden olacaktır” açıklamaları da Sayın Baş’ın AB’nin dağılma sebeplerini izah ederken altını çizdiği hakikatlerdir.
Bugün Yunanistan örneği dediklerinin ispatıdır.
Para basma yetkisi kalmayan Yunanistan, AB için büyük bir yüktür. Ülke, AB ülkelerindeki bankalara olan borçlarını ödeyemez bir haldedir.
Dünya ekonomik darboğazda iken AB’nin lokomotifi Almanya ve Fransa’nın Yunanistan’ı taşıyacak durumu da kalmamıştır.
Bu sebeple AB’nin Yunanistan’ın önüne koyduğu borçtan kurtuluş reçetesi de çok ağır olmuştur.
Birlik, Yunanistan’a 130 milyar euro verecek ama bu paranın verilmesini aşağıdaki maddelerin derhal hayata geçirilmesine bağlamaktadır:
-150 bin kamu çalışanının işten çıkarılması.
-Asgari ücretin 750 eurodan 586 euroya indirilmesi.
-Özel sektördeki asgari ücretin 750 eurodan 600 euroya indirilmesi.
-Verilecek paranın önemli bir bölümünün bankalara aktarılması.
-İkramiyelerin kaldırılması.
Yunanistan hükümeti bu şartları Brüksel’de görüşüp kabul ettiğini açıkladı. Ama etmeseydi de iflas edecekti. Halk ise sokaklara dökülerek ağır şartları protesto ediyor.
Maddeler incelendiğinde ekonomi yönetiminin doğrudan AB’ye devri söz konusu değil gibi gözüküyor ancak ekonomiyi AB, IMF ve AB Merkez Bankası denetleyeceği de kararlaştırılmış durumda.
Bunun adı doğrudan yönetmek değilse de fiiliyat öyle olacak. Yani Yunanistan artık bağımsız bir ekonomi yönetimine sahip olamayacak.
Sayın Baş, Milli Ekonomi Modeli ile ülkelerin her türlü mal ve hizmeti kendi imkânları ile elde edebilmesini ve borçlanmaya gitmeyen bir ekonomi düzenini getiriyor.
Yunanistan’ın aldığı borçlar karşılığında 21. yüzyılda bağımsızlığının elinden gittiği düşünülürse bu tezin devletlerin ve milletlerin bağımsızlığı için önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018