Bor serveti heba edilecek
Türk-İş, bor madenlerinin TBMM'deki bir fıkralık yasa ile özelleştirilmesi istendiğine dikkat çekerek, bu madenlerin özelleştirilmesinin “en değerli milli servetin heba edilmesi” anlamına geldiği uyarısında bulundu
31.03.2012 00:00:00
Türk-İş, bor madenlerinin TBMM'deki bir fıkralık yasayla özelleştirilmek istendiğine dikkat çekerek, “Bu madenlerin özelleştirilmesi en değerli milli servetin heba edilmesi anlamına gelmektedir” dedi. Türk-İş Yönetim Kurulu, Bor Madenlerinin özelleştirilmesi girişimleriyle ilgili bir açıklama yaptı.
Bor madenlerinin Türkiye'nin gözbebeği olduğunu ve Türkiye'nin dünyada en fazla rezerve sahip olduğunu vurgulayan Türk-İş, borun bütün maden tekellerinin dikkatini üzerine çeken, paha biçilmez milli servet olduğunu kaydetti. Bu gerçekten hareketle devletçe işletilecek madenleri düzenleyen 2840 sayılı yasanın 2. maddesinde “Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır” hükmünün yer aldığına dikkat çeken Türk-İş Yönetim Kurulu, Türkiye'de bor madenlerinin kamulaştırılması ile başlayan bor üretim ve pazarlama faaliyetlerinin, Türkiye'yi dünya bor pazarında güçlü bir kaynak ve rakip haline getirdiğini dile getirdi.
Son on yıl içerisindeki tüm olumsuz koşullara karşın bor işletmelerinin halen karlılıklarını koruduğunu ve Türkiye'ye son derece önemli döviz girdileri sağladığını dile getiren Türk-İş Yönetim Kurulu, dünya bor rezervlerinin yüzde 73'ünü elinde bulunduran Eti Maden'e bağlı bor işletmelerinin hemen hepsinin karlı kuruluşlar olduğunu ifade etti. Dünya bor talebinin yaklaşık yüzde 40'ını Eti Maden'in, yüzde 27'sini RT Borax'ın, yüzde 33'ünü de diğer üreticilerin karşıladığına işaret eden Türk-İş, “Eti Maden'in bor satışları yıllık 2 milyon ton civarında gerçekleşmekte ve ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 850 milyon dolarlık bir girdi elde edilmektedir. Tüm bunlara rağmen, Hükümet, 2840 sayılı yasanın 2. maddesinde değişiklik yapmak üzere bir yasa tasarısı hazırlayarak TBMM'ye sevketmiştir.
Bu tasarıyla mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere Eti Maden bünyesindeki bor ürünleri üretim ve zenginleştirilmesinin 3 ila 49 yıllık süre ile üçüncü şahıslara devredilmesinin yolu açılmıştır” ifadelerine yer verildi.
Tasarının ucu açık
Türk-İş, konuyla ilgili olarak Türk-İş Yönetim Kurulu üyeleri ile Türkiye Maden-İş Yönetim Kurulu üyelerinin, Eti Maden Genel Müdürü, Enerji Bakan Yardımcısı ve Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ile görüşmeler yaptığına dikkat çekti. Yetkililerin yasa tasarısının bir özelleştirme mahiyetini taşımadığını, kurumun ihtiyaçlarını karşılamayı ve üretimi artırmayı amaçladığını belirttiklerini vurgulayan Türk-İş, tasarının ucu açık bir düzenleme olduğunu savundu.
Türk-İş, yapılmak istenen işlemin işletme hakkı devri ve kiralama yöntemleriyle örtüşen bir özelleştirme sonucunu doğuracağını belirterek muhataplarına “Bor madenlerinin devlet eliyle işletilmesi Anayasa ve 2840 sayılı yasa gereğidir. Bu nedenle bu düzenleme hem Anayasa'ya hem de 2840 sayılı yasaya aykırıdır, daha önemlisi, Türkiye'nin gözbebeği madenlerin süreç içinde yabancı tekellerin eline geçmesine yol açacak bir düzenlemedir.
Mutlaka geri çekilmelidir” görüşünü aktardı. Türk-İş'in açıklamasında “Öngörülen kanun değişikliğinin yasalaşması halinde yerli yabancı şirketlere devredilebilecek olan Eti Maden bünyesindeki bor ürünleri işletmeleri, madencilik konusundaki tüm uzmanların da kabul ettiği gibi, Türkiye için vazgeçilmez kaynaklardır. Bor madenlerimizin özel sektöre uzun vadeli taahhütlerle verilmesi, dünya lideri olabileceğimiz bir sektörde uzun yıllar süren çabalar sonucunda elde ettiğimiz etkinliği olumsuz yönde etkileyecektir” denildi.
Bor madenlerini kamu işletmeli
Türk-İş yönetimi, “Kanun değişiklikleri yapılacaksa, borların satışı için değil Eti Maden'in teknolojik olarak önünün açılması, gerekli personel alımı, yatırımların yapılması ve uç ürün üretiminin artırılması için yapılmalıdır” çağrısında bulundu. Ham bor ihracatı yerine rafine bor ve özel bor ürünlerine yatırım yapılarak bor minerallerine dayalı tesislerin Türkiye'de kurulmasının sağlanması gerektiğini dile getiren Türk-İş yönetimi açıklamalarına şöyle devam etti: “Bor ürünlerinin hammadde olarak kullanıldığı sanayi alanlarının gelişmesine yönelik yatırımlar teşvik edilmelidir. Türkiye'nin hedefi nihai ürün pazarları olmalıdır. Bor madenlerimizin kamu eliyle işletilmesi sürdürülmelidir. Türk-İş hükümeti, ilgili kanun değişikliğinden vazgeçilmeye ya da maddeyi endişeleri giderecek şekilde yeniden düzenlemeye çağırmaktadır.” ANKA
Bor madenlerinin Türkiye'nin gözbebeği olduğunu ve Türkiye'nin dünyada en fazla rezerve sahip olduğunu vurgulayan Türk-İş, borun bütün maden tekellerinin dikkatini üzerine çeken, paha biçilmez milli servet olduğunu kaydetti. Bu gerçekten hareketle devletçe işletilecek madenleri düzenleyen 2840 sayılı yasanın 2. maddesinde “Bor tuzları, uranyum ve toryum madenlerinin aranması ve işletilmesi devlet eliyle yapılır” hükmünün yer aldığına dikkat çeken Türk-İş Yönetim Kurulu, Türkiye'de bor madenlerinin kamulaştırılması ile başlayan bor üretim ve pazarlama faaliyetlerinin, Türkiye'yi dünya bor pazarında güçlü bir kaynak ve rakip haline getirdiğini dile getirdi.
Son on yıl içerisindeki tüm olumsuz koşullara karşın bor işletmelerinin halen karlılıklarını koruduğunu ve Türkiye'ye son derece önemli döviz girdileri sağladığını dile getiren Türk-İş Yönetim Kurulu, dünya bor rezervlerinin yüzde 73'ünü elinde bulunduran Eti Maden'e bağlı bor işletmelerinin hemen hepsinin karlı kuruluşlar olduğunu ifade etti. Dünya bor talebinin yaklaşık yüzde 40'ını Eti Maden'in, yüzde 27'sini RT Borax'ın, yüzde 33'ünü de diğer üreticilerin karşıladığına işaret eden Türk-İş, “Eti Maden'in bor satışları yıllık 2 milyon ton civarında gerçekleşmekte ve ülke ekonomisine yıllık yaklaşık 850 milyon dolarlık bir girdi elde edilmektedir. Tüm bunlara rağmen, Hükümet, 2840 sayılı yasanın 2. maddesinde değişiklik yapmak üzere bir yasa tasarısı hazırlayarak TBMM'ye sevketmiştir.
Bu tasarıyla mülkiyeti ruhsat sahibinde kalmak üzere Eti Maden bünyesindeki bor ürünleri üretim ve zenginleştirilmesinin 3 ila 49 yıllık süre ile üçüncü şahıslara devredilmesinin yolu açılmıştır” ifadelerine yer verildi.
Tasarının ucu açık
Türk-İş, konuyla ilgili olarak Türk-İş Yönetim Kurulu üyeleri ile Türkiye Maden-İş Yönetim Kurulu üyelerinin, Eti Maden Genel Müdürü, Enerji Bakan Yardımcısı ve Enerji Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı ile görüşmeler yaptığına dikkat çekti. Yetkililerin yasa tasarısının bir özelleştirme mahiyetini taşımadığını, kurumun ihtiyaçlarını karşılamayı ve üretimi artırmayı amaçladığını belirttiklerini vurgulayan Türk-İş, tasarının ucu açık bir düzenleme olduğunu savundu.
Türk-İş, yapılmak istenen işlemin işletme hakkı devri ve kiralama yöntemleriyle örtüşen bir özelleştirme sonucunu doğuracağını belirterek muhataplarına “Bor madenlerinin devlet eliyle işletilmesi Anayasa ve 2840 sayılı yasa gereğidir. Bu nedenle bu düzenleme hem Anayasa'ya hem de 2840 sayılı yasaya aykırıdır, daha önemlisi, Türkiye'nin gözbebeği madenlerin süreç içinde yabancı tekellerin eline geçmesine yol açacak bir düzenlemedir.
Mutlaka geri çekilmelidir” görüşünü aktardı. Türk-İş'in açıklamasında “Öngörülen kanun değişikliğinin yasalaşması halinde yerli yabancı şirketlere devredilebilecek olan Eti Maden bünyesindeki bor ürünleri işletmeleri, madencilik konusundaki tüm uzmanların da kabul ettiği gibi, Türkiye için vazgeçilmez kaynaklardır. Bor madenlerimizin özel sektöre uzun vadeli taahhütlerle verilmesi, dünya lideri olabileceğimiz bir sektörde uzun yıllar süren çabalar sonucunda elde ettiğimiz etkinliği olumsuz yönde etkileyecektir” denildi.
Bor madenlerini kamu işletmeli
Türk-İş yönetimi, “Kanun değişiklikleri yapılacaksa, borların satışı için değil Eti Maden'in teknolojik olarak önünün açılması, gerekli personel alımı, yatırımların yapılması ve uç ürün üretiminin artırılması için yapılmalıdır” çağrısında bulundu. Ham bor ihracatı yerine rafine bor ve özel bor ürünlerine yatırım yapılarak bor minerallerine dayalı tesislerin Türkiye'de kurulmasının sağlanması gerektiğini dile getiren Türk-İş yönetimi açıklamalarına şöyle devam etti: “Bor ürünlerinin hammadde olarak kullanıldığı sanayi alanlarının gelişmesine yönelik yatırımlar teşvik edilmelidir. Türkiye'nin hedefi nihai ürün pazarları olmalıdır. Bor madenlerimizin kamu eliyle işletilmesi sürdürülmelidir. Türk-İş hükümeti, ilgili kanun değişikliğinden vazgeçilmeye ya da maddeyi endişeleri giderecek şekilde yeniden düzenlemeye çağırmaktadır.” ANKA
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.