Evet sayın okurlar derbide hak eden taraf kazandı. Beşiktaş, Fenerbahçe'yi 1-0 yendi.
Fakat şöyle bir düşününce koskoca derbide uzatmalar dahil son 10 dakika dışında heyecan adına çok az şey vardı.
İki takım da isimlerine yakışmayan bir performans gösterdiler. Sahada bir şey yapmayan Beşiktaş vardı.
Öte yandan sahada bir şey yapmayan Beşiktaş'a karşılık sahada hiçbir şey yapmayan bir Fenerbahçe seyrettik.
Karşılaşmanın ilk yarısı dengeli bir tempoda Beşiktaş'ın bir derece üstün oynadığı bir şekilde gelişti.
Salih Uçan, Beşiktaş'ta maça iyi başlayacak gibi bir görüntü verdi. Ne var ki bu görüntü bir saman alevini andıran durumdu.
Zira Salih oyundan kayboldu ve çıkıncaya kadar sahada bir varlık gösteremedi.
Fenerbahçe'de ise Alan St-Maximin tek hücum alternatifi gibi gözüküyordu. Onun dışında oyunu zorlayacak bir futbolcu da çıkmadı işin açıkçası.
Bu devrede aslında Fenerbahçe, Beşiktaş'ın sol tarafında maden bulabilirdi.
Zira maça sol açık başlayan Rafa Silva sıklıkla asıl mevkisi olduğu söylenen forvet arkasına geliyordu.
O oraya geldikçe santrfor olan Ciro Immobile ise hücumlarda sol açık pozisyonuna geçiyordu.
Yani Beşiktaş'ın sahaya yayılımında bir problem vardı ama Fenerbahçe bunun üstüne gitme zekasını gösteremedi.
Gerçi top Fenerbahçe'ye geçtiğinde Rafa Silva görev yerine geçiyordu ve savunma hatası yapmıyordu.
İlk yarının yarısından sonra tempo bir miktar yükseldi fakat oyunun genel görünümü değişmedi.
Dakikalar 29'u gösterdiğinde kim bilir temponun az da olsa yükselmesinden dolayı olsa gerek Fred'in ayağının kayıp düşmesi ile top Gedson'a geldi.
Nihayet çok hızlı bir hücum başlamıştı ve Gedson topu Rafa Silva'ya iletti.
Rafa Silva en iyi olduğu şeyi yaptı ve de süratle ilerledi. Artık kaleci Livakoviç ile karşı karşıya kalmıştı ki yine süratten dolayı olsa gerek topu kalecinin üzerine nişanladı.
Bakın şimdi yazıyorum. Beşiktaş yine bir hüsran yılı yaşıyorsa bunun tek nedeni var. O da Rafa Silva. Neden?
Çünkü Beşiktaş'ın en kritik oyuncusu o fakat örneğin top kontrolü o kadar zayıf ki kendisine atılan 10 topun belki de sekizini kötü kontrol yüzünden kaybediyor.
Hâliyle Beşiktaş'ın hücumları olgunlaşmıyor ve top Beşiktaş'ta kalmıyor. Neyse.
Beşiktaş'ın bu devre bitimine iki dakika kala al-Musrati ile harcadığı bir pozisyon daha var.
Bu pozisyonda Maximin'in ileri uçta pas yerine topu içeri kesmeyi tercih etmesi üzerine top Gedson'a geldi.
Topu iyi süren Gedson, Musrati'yi gördü. Musrati ise şut deneyerek topu dağlara taşlara vurdu.
Karşılaşmanın ikinci yarısı tempo daha da düştü. Genel olarak bu yarıda da topla daha çok oynayan Beşiktaş idi.
İkinci yarının ilk 15-20 dakikası bence Fred savunma anlamında iyi performans sergileyerek maçın dengede sürmesini sağladı.
Fakat golü bulan taraf Beşiktaş idi. Gol tamamıyla Fenerbahçe savunmasının eseriydi.
Topu Chamberlain içeri yolladı ama Samet uyuyunca arkasındaki Ciro Immobile onun önüne geçti ve kaleyi görmeden topuğu ile bir şans vuruşu yaptı.
Top kaleye yönelerek gol oldu. Pozisyonda tek hatalı Samet değildi. Djiku da hatalı.
Önündeki Immobile'yi doğru düzgün takip etmiyor ve rakibini kaçırıyor. Yetmedi Kostiç de hatalı.
O da topu ve pozisyonu takip etmiyor. Doğru yere yönelebilse topu çizgiden çıkarabilir.
Evet karşılaşma uzatmalar dahil son 10 dakika heyecan kazanabildi.
Beraberliği kurtarmak için yüklenen taraf Fenerbahçe oldu.
Fakat Fenerbahçelilere sormak lazım. İş işten geçmiş bu kadar yükleniyorsunuz.
Peki aklınız neredeydi? Neyse yine de onlara da teşekkür etmek lazım çünkü son anlarda da olsa maçı güzelleştirdiler.
Evet Fenerbahçe tam havaya girip Galatasaray'ın ensesine yapışacaktı ki Beşiktaş buna müsade etmedi.
Şimdi bakalım Beşiktaş'ın bu kıyağını Galatasaray nasıl değerlendirecek göreceğiz.
Fakat şöyle bir düşününce koskoca derbide uzatmalar dahil son 10 dakika dışında heyecan adına çok az şey vardı.
İki takım da isimlerine yakışmayan bir performans gösterdiler. Sahada bir şey yapmayan Beşiktaş vardı.
Öte yandan sahada bir şey yapmayan Beşiktaş'a karşılık sahada hiçbir şey yapmayan bir Fenerbahçe seyrettik.
Karşılaşmanın ilk yarısı dengeli bir tempoda Beşiktaş'ın bir derece üstün oynadığı bir şekilde gelişti.
Salih Uçan, Beşiktaş'ta maça iyi başlayacak gibi bir görüntü verdi. Ne var ki bu görüntü bir saman alevini andıran durumdu.
Zira Salih oyundan kayboldu ve çıkıncaya kadar sahada bir varlık gösteremedi.
Fenerbahçe'de ise Alan St-Maximin tek hücum alternatifi gibi gözüküyordu. Onun dışında oyunu zorlayacak bir futbolcu da çıkmadı işin açıkçası.
Bu devrede aslında Fenerbahçe, Beşiktaş'ın sol tarafında maden bulabilirdi.
Zira maça sol açık başlayan Rafa Silva sıklıkla asıl mevkisi olduğu söylenen forvet arkasına geliyordu.
O oraya geldikçe santrfor olan Ciro Immobile ise hücumlarda sol açık pozisyonuna geçiyordu.
Yani Beşiktaş'ın sahaya yayılımında bir problem vardı ama Fenerbahçe bunun üstüne gitme zekasını gösteremedi.
Gerçi top Fenerbahçe'ye geçtiğinde Rafa Silva görev yerine geçiyordu ve savunma hatası yapmıyordu.
İlk yarının yarısından sonra tempo bir miktar yükseldi fakat oyunun genel görünümü değişmedi.
Dakikalar 29'u gösterdiğinde kim bilir temponun az da olsa yükselmesinden dolayı olsa gerek Fred'in ayağının kayıp düşmesi ile top Gedson'a geldi.
Nihayet çok hızlı bir hücum başlamıştı ve Gedson topu Rafa Silva'ya iletti.
Rafa Silva en iyi olduğu şeyi yaptı ve de süratle ilerledi. Artık kaleci Livakoviç ile karşı karşıya kalmıştı ki yine süratten dolayı olsa gerek topu kalecinin üzerine nişanladı.
Bakın şimdi yazıyorum. Beşiktaş yine bir hüsran yılı yaşıyorsa bunun tek nedeni var. O da Rafa Silva. Neden?
Çünkü Beşiktaş'ın en kritik oyuncusu o fakat örneğin top kontrolü o kadar zayıf ki kendisine atılan 10 topun belki de sekizini kötü kontrol yüzünden kaybediyor.
Hâliyle Beşiktaş'ın hücumları olgunlaşmıyor ve top Beşiktaş'ta kalmıyor. Neyse.
Beşiktaş'ın bu devre bitimine iki dakika kala al-Musrati ile harcadığı bir pozisyon daha var.
Bu pozisyonda Maximin'in ileri uçta pas yerine topu içeri kesmeyi tercih etmesi üzerine top Gedson'a geldi.
Topu iyi süren Gedson, Musrati'yi gördü. Musrati ise şut deneyerek topu dağlara taşlara vurdu.
Karşılaşmanın ikinci yarısı tempo daha da düştü. Genel olarak bu yarıda da topla daha çok oynayan Beşiktaş idi.
İkinci yarının ilk 15-20 dakikası bence Fred savunma anlamında iyi performans sergileyerek maçın dengede sürmesini sağladı.
Fakat golü bulan taraf Beşiktaş idi. Gol tamamıyla Fenerbahçe savunmasının eseriydi.
Topu Chamberlain içeri yolladı ama Samet uyuyunca arkasındaki Ciro Immobile onun önüne geçti ve kaleyi görmeden topuğu ile bir şans vuruşu yaptı.
Top kaleye yönelerek gol oldu. Pozisyonda tek hatalı Samet değildi. Djiku da hatalı.
Önündeki Immobile'yi doğru düzgün takip etmiyor ve rakibini kaçırıyor. Yetmedi Kostiç de hatalı.
O da topu ve pozisyonu takip etmiyor. Doğru yere yönelebilse topu çizgiden çıkarabilir.
Evet karşılaşma uzatmalar dahil son 10 dakika heyecan kazanabildi.
Beraberliği kurtarmak için yüklenen taraf Fenerbahçe oldu.
Fakat Fenerbahçelilere sormak lazım. İş işten geçmiş bu kadar yükleniyorsunuz.
Peki aklınız neredeydi? Neyse yine de onlara da teşekkür etmek lazım çünkü son anlarda da olsa maçı güzelleştirdiler.
Evet Fenerbahçe tam havaya girip Galatasaray'ın ensesine yapışacaktı ki Beşiktaş buna müsade etmedi.
Şimdi bakalım Beşiktaş'ın bu kıyağını Galatasaray nasıl değerlendirecek göreceğiz.
Akın Göksu / diğer yazıları
- Taraftar çok ama çok haklı / 12.12.2024
- Futbol gevşemeye gelmiyor / 09.12.2024
- Bomboş derbi / 08.12.2024
- Hikâyesi olmayan maç / 03.12.2024
- Eyüpspor hata yapmadı / 02.12.2024
- Ah Osimhen vah Osimhen / 29.11.2024
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024
- Futbol gevşemeye gelmiyor / 09.12.2024
- Bomboş derbi / 08.12.2024
- Hikâyesi olmayan maç / 03.12.2024
- Eyüpspor hata yapmadı / 02.12.2024
- Ah Osimhen vah Osimhen / 29.11.2024
- Futbolda tempo her şey değildir / 25.11.2024
- Sonu başından belli / 24.11.2024
- Yolun sonunu beklemekten yoruldum / 20.11.2024
- Bitiremedik / 17.11.2024