Biz Ehl-i Beyt'iz, sünneti en iyi bilen biziz
Hz. Ali (a.s.) buyurdu ki: “Allah’a yemin ederim ki biz, insanlar içinde hilafete en lâyık olanlarız! Çünkü biz Ehl-i Beyt’iz! Kur’an’ı okuyan, Allah’ın dininde fakîh olan, Allah Resulünün (s.a.a) sünnet ve yöntemini en iyi bilen, halkın işlerine vâkıf, bütün zulüm ve haksızlıklara karşı halkın haklarını müdafaa eden biziz”
10.05.2023 10:11:00
İbn-i Kuteybe, 'el İmâme Ve's-Siyase' adlı kitabının "Hz. Ali'nin Ebubekir'e biat etmemesi" başlıklı bölümünde Ali (a.s)'ın Ebubekir'e biat etmemesinin nedenlerini anlatan konuşmasını aktardıktan sonra der ki: "Ali (a.s) orada bulunan Muhacirleri muhatap alarak şöyle dedi: Allah aşkına ey Muhacirler, Muhammed (s.a.a)'in kurduğu hükümeti onun Ehl-i Beyt'inden almayın, Ehl-i Beyt'i, hakkı olan bu makamdan uzak tutmaya çalışmayın.
Ey Muhacirler, -Kureyş- Allah'a yemin ederim ki biz, insanlar içinde hilafete en lâyık olanlarız! Çünkü biz Ehl-i Beyt'iz! Siz de bilirsiniz ki Kur'an'ı okuyan, Allah'ın dininde fakîh olan, Allah Resulünün (s.a.a) sünnet ve yöntemini en iyi bilen, halkın işlerine vâkıf, bütün zulüm ve haksızlıklara karşı halkın haklarını müdafaa eden ve beyt'ul-malı eşit şekilde dağıtan; bu Ehl-i Beyt'in arasındadır. İşte bundan dolayıdır ki liyakat ve hak sahibi biziz! Ve yine Allah'a and olsun ki böyle biri, biz Ehl-i Beyt'in arasındadır şu anda! Hevâ ve heveslerinize, nefsânî arzularınıza kapılmayın; yoksa Allah'tan uzaklaşır, Hak'tan kopup gidersiniz." (el-İmame Ve's-Siyase, c.1, s.12).
Tarih, Hz. Ali (a.s)'ın Hz. Fâtıma (a.s)'ı bir bineğe bindirerek akşamları teker teker sahabenin kapısını çaldığını ve onlardan yardım istediğini, onlarınsa Hz. Fatıma (a.s)'a şu cevabı verdiklerini yazar: "Ey Resûlullah (s.a.a)'in kızı! Biz Ebubekir ile biat etmiş bulunmaktayız artık! Eğer Ali ondan önce gelip biat isteseydi elbette ki Ali'ye biat ederdik!" Bu cevap üzerine Hz. Ali, "Ben Hz. Resûlullah (s.a.a)'in cenazesini ortada bırakıp hilafet için biat toplama derdine düşemezdim!" demekteydi. (el-Gadir, c.7; İbn-i Ebi'l Hadid, c.2, s.5; el-İmame Ve's-Siyase, c.1, s.12-13).
Fedek meselesi için camiye gelmiş olan Hz. Fâtıma (a.s), Fedek meselesini ele alarak oldukça düşündürücü ve çarpıcı bir konuşma yapmış ve hilafet konusuna da değinerek şöyle demişti:
"Allah Teâlâ, Resûlünü Berrin cennetlerinde peygamberlerin bulunduğu yere götürüp onu sizden ayırınca, sizde nifak kinleri görünmeye başladı ve Hz. Peygamber (s.a.a)'in zamanında konuşmaya cesaret edemeyen sapmışların sözcüsünün dili söyler oldu, cahillerle yalancılar belli oldu.
Şeytan sizi çağırdı, ona icabet ettiniz; başkasına ait deveye binip başkalarına ait bir pınara yöneldiniz."
Hz. Fâtıma-i Zehrâ (s.a.) bu muazzam hutbesinde birçok meseleye dolaylı olarak değinmekte, fevkalade çarpıcı bir üslupla kendine has ima, deyim ve teşbihlerle beyan etmiştir.
Hz. Fatıma-ı Zehra (a.s)'ın bu hutbesi epey tafsilatlıdır, dileyenler, bu hutbeyi içeren eserlere bakabilirler.
Ey Muhacirler, -Kureyş- Allah'a yemin ederim ki biz, insanlar içinde hilafete en lâyık olanlarız! Çünkü biz Ehl-i Beyt'iz! Siz de bilirsiniz ki Kur'an'ı okuyan, Allah'ın dininde fakîh olan, Allah Resulünün (s.a.a) sünnet ve yöntemini en iyi bilen, halkın işlerine vâkıf, bütün zulüm ve haksızlıklara karşı halkın haklarını müdafaa eden ve beyt'ul-malı eşit şekilde dağıtan; bu Ehl-i Beyt'in arasındadır. İşte bundan dolayıdır ki liyakat ve hak sahibi biziz! Ve yine Allah'a and olsun ki böyle biri, biz Ehl-i Beyt'in arasındadır şu anda! Hevâ ve heveslerinize, nefsânî arzularınıza kapılmayın; yoksa Allah'tan uzaklaşır, Hak'tan kopup gidersiniz." (el-İmame Ve's-Siyase, c.1, s.12).
Tarih, Hz. Ali (a.s)'ın Hz. Fâtıma (a.s)'ı bir bineğe bindirerek akşamları teker teker sahabenin kapısını çaldığını ve onlardan yardım istediğini, onlarınsa Hz. Fatıma (a.s)'a şu cevabı verdiklerini yazar: "Ey Resûlullah (s.a.a)'in kızı! Biz Ebubekir ile biat etmiş bulunmaktayız artık! Eğer Ali ondan önce gelip biat isteseydi elbette ki Ali'ye biat ederdik!" Bu cevap üzerine Hz. Ali, "Ben Hz. Resûlullah (s.a.a)'in cenazesini ortada bırakıp hilafet için biat toplama derdine düşemezdim!" demekteydi. (el-Gadir, c.7; İbn-i Ebi'l Hadid, c.2, s.5; el-İmame Ve's-Siyase, c.1, s.12-13).
Fedek meselesi için camiye gelmiş olan Hz. Fâtıma (a.s), Fedek meselesini ele alarak oldukça düşündürücü ve çarpıcı bir konuşma yapmış ve hilafet konusuna da değinerek şöyle demişti:
"Allah Teâlâ, Resûlünü Berrin cennetlerinde peygamberlerin bulunduğu yere götürüp onu sizden ayırınca, sizde nifak kinleri görünmeye başladı ve Hz. Peygamber (s.a.a)'in zamanında konuşmaya cesaret edemeyen sapmışların sözcüsünün dili söyler oldu, cahillerle yalancılar belli oldu.
Şeytan sizi çağırdı, ona icabet ettiniz; başkasına ait deveye binip başkalarına ait bir pınara yöneldiniz."
Hz. Fâtıma-i Zehrâ (s.a.) bu muazzam hutbesinde birçok meseleye dolaylı olarak değinmekte, fevkalade çarpıcı bir üslupla kendine has ima, deyim ve teşbihlerle beyan etmiştir.
Hz. Fatıma-ı Zehra (a.s)'ın bu hutbesi epey tafsilatlıdır, dileyenler, bu hutbeyi içeren eserlere bakabilirler.