Dünden devam....
Nitekim Hacc 17. ayet-i kerimesinde:
Şüphesiz, iman edenler, Yahudiler, Sâbiîler, Hıristiyanlar, Mecûsiler ve Allah'a ortak koşanlar var ya; Allah, kıyamet günü onların aralarında mutlaka hüküm verecektir. Çünkü Allah, her şeye şahittir" buyurulmakla, "kimin haklı ve hak yolda olduğunun, kimin haksız ve yanlış yolda olduğunun hükmünü verecek ve bu gurublar arasını böyle ayıracaktır" denilmek istenmektedir. Bu ise ayetteki müjde ve vaadin ancak mü'minlere mahsus olduğunu gösterir. (Elmalılı, III, 1739).
Bu son ayet, Bakara ve Maide ayetlerine bir nevi açıklama da getirmiş oluyor. Yine diğer din gurublarına da bir çeşit tehdit anlamı taşımaktadır. (Nesefî, Medarik, II, 96; Beydavî,104).
Ayrıca, "İman edenlerden, Yahudilerden, Hristiyanlardan, Sabiilerden, her kim iman ederse" ifadesindeki 'İman edenler'den, görünüşte iman edip İslam toplumunda Müslüman muamelesi gören münafıkların olduğu gibi, bunlar da ihlasla, samimiyetle ve kalpten Allah'a ve ahiret gününe iman eder ve amel-i salih işlerse, onlara da bir korku olmayacağı ve üzülmeyecekleri bildirilmektedir. Böylece zahirleri mümin görünen münafıklara bu halleriyle hitap edilmiş, onlara gerçek iman fırsatı verilmiş ve bu maksatla iman daveti yapılmış, onların da inkarlarını atıp gerçek mümin olmaları telkin edilmiş olmaktadır (Zemahşeri, Keşşaf, I 146, 661; Nesefî, I, 52, 103; Beydavî, I, 60; Elmalılı, I, 371).
Süfyani Sevari'den rivayet edilen görüş de böyledir. (Alusî, I, 278).
Bu inkar gurubları sayılırken başta iman edenlerin de sayılmasının bir başka izahı da şöyledir: Bunların Zeyd bin Amr bin Nufeyl, Kuss bin Saide, Varaka bin Nevfel gibi Hz. Peygambere yetişemeyen ve fakat onun geleceğine inanan tevhit erbabı olan Haniflerle; Ebü Zer, Bahira, Necaşi ve tabileri gibi -ki bunlar Hz. Peygamber'in geleceğini beklemekte idiler- Hz. Muhammed' (as) yetişen Haniflerin olduğudur. Nitekim Süddi'den rivayet edilen haber de bunu gösterir (Alusî, I, 278). İbn Abbas'tan rivayet edilen bir başka izaha göre de bu iman edenler, önceki peygamberlerin müminleri olup kendilerinden sonra gelen peygamberlere de iman etmişlerdir. Böylece bu müminlerin Hz. Muhammed'e (as) kendi kitaplarının bilgisince inanan ve o geldikten sonra da ona imanını tazeleyip devam ettiren Selman-ı Farisi ve arkadaşları gibi, ehl-i kitaptan mü'minler olduğu şeklinde bir açıklama yapılmıştır (Taberî, I, 321; İbn Kesir, I, 103; Beydavî, I, 60, 258; Alusî, I, 278 vd).
Bir diğer açıklama da bu ayetlerde iman edenlerin zikriyle, Hz. Mahammed'e (as) iman eden biz müminler kastedilmiş olsa bile, iman edenlerden ve diğerlerinden, tekrar, "her kim iman ederse" buyurulması, Müslümanlar'ın da diğer insanlardan Müslüman olanlar gibi imanlarında sebat etmeleri ve bu imanla can vermelerinin murat edildiği anlaşılır. Bir zaman içinde salih mümin olarak yaşamak kafi değildir. İmanda devam ve sebat etmek, güzel bir hatime/son nefes ile gitmek ve Allah'a o iman ve salih amel ile kavuşmak gerekir (Alusî, I, 279; Elmalılı, I, 373). Nitekim mü'minlere hitaben: "İman ediniz!" denilen ayetler de böyle anlaşılmıyor. "Ey iman edenler! Allah'a, Peygamber'ine peygamberine indiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman ediniz. (...)" (Nisa, 5/136) âyetinde olduğu gibi, iman edenlere, tekrar, iman esaslarına iman ediniz, buyurulması imanınızda son nefesinize kadar devam ve sebat ediniz, imanınızı yenileyerek her dem taze ve canlı tutunuz, demektedir (Zemahşerî, I, 575; Nesefî, I, 256; Beydavî, Celaleyn, I, 250; Alûsî, V, 169).
Bütün bunlardan şu netice çıkıyor: İnsanlardan kim olursa olsun samimi bir imanla iman edip bu imanını hayatın sonuna kadar koruyarak salih ameller işleyenler kurtuluşa ve cennetlere erecek, korkuya ve kedere uğramayacaklardır. İnsanı cennete götürecek bu imanın içerisinde Allah'a imandan hemen sonra Hz. Muhammed'e (sav) iman gelir. Allah'a imanın zikredildiği her yerde zımnen Hz.Peygambere iman da mevcuttur. Çünkü Kur'an'dan öğrendiğimiz bu gerçekleri, bu ölçüleri ve bizzat Kur'an'ı bize getiren O'dur. Nitekim bir kimsenin Müslümanlığını belirleyen Kelime-i şahedetin içerisinde de ikinci şahitlik, Hz. Muhammed'in Allah'ın kul ve Resulü olduğuna şahitlik etmektir. Aynı şekilde Hz. Muhammed'e iman Kelime-i Tevhid'de de yer alır. Şu halde konumuz olan ayetlerde geçen Allah'a ve ahiret gününe imanın Allah'a iman kısmında Hz.Muhammed'e iman da dahildir. Zira Kemal sıfatıyla Allah'a şirksiz ahiret gününe de şeksiz (yakıni) imanı ve diğer tüm iman esaslarına da nasıl iman edileceğini getirip öğreten O'dur. Ehl-i Kitap da dahil hangi gurubtan insan olursa olsun, Hz. Muhammed'e ve onun getirdiği İslam'a iman etmedikçe cenneti ve kurtuluşu bulamaz. Müfessirlerimiz de ilgili ayetleri tefsir ederken bu gerçeği dile getirmişlerdir. Hz. Muhammed'e (sav) inanmayan, Allah'a da inanmamış demektir, helak olur. (Taberî, I, 321, 323; İbni Kesir, II, 80; Alûsî, I, 278-279; IV, 203; Elmalılı, I, 372).
Allah'ın bildirdiğine inanmayan Allah'a inanmış olur mu? İman parçalanma kabul etmez. Bir kısmına inanıp bir kısmına inanmamak hiç inanmamaktır. İmansızlıktır (Beydavî, I, 250; Ayrıca bkz. Nisâ, 150-153). Hz. Muhammed (sav), gönderilmeden önce bile, Tevrat ve İncil sahipleri Ehl-i Kitap, istikbalin bu büyük Peygamberine "Ahdimi yerine getiriniz" (Bakara, 2/40) buyruğuna göre iman ile mükellef tutulmuşlar iken, O gönderildikten sonra onu inkar ederek hakiki iman erbabı olmak tasavvur edilebilir mi? Tarihin şehadet sahifelerinde Hz. Muhammed'in peygamberliğinden daha açık daha bariz bir risalet mi vardır? (Elmalılı, I, 372-373).
(*) Şiî/Caferi iman esasları da şunlardır:
1-Tevhid
2-Adalet
3-Nübüvvet
4-İmamet
5-Miad (ahiret, cennet, cehennem).
- Ana-baba hakları -1 / 25.04.2024
- Müşriklerle hicv / 21.04.2024
- Kıyas önemlidir.... / 14.04.2024
- Kur'anı doğru anlamak / 13.04.2024
- Şimdi sırada "Dinsel Dönüşüm" var / 07.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -5 / 03.04.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -4 / 27.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -3 / 26.03.2024
- Ramazanda; Dua... Dua...Dua.. -2 / 21.03.2024