Hadislerde kıyamet alametleri arasında iki Müslüman topluluğun birbirine savaş açmasından bahsedilmişti.
Hz. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor:
“Resulullah (SAV) buyurdu ki: Müslümanlardan iki grup arasında savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlar aralarında büyük bir savaş yaparlar, fakat davaları birdir.”
Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Müslüman ülkeye top atan Türkiye, maalesef hadiste buyrulanı yapmıştır.
Suriye ile sıcak savaşın eşiğine geldiğimiz bu günlerde biz yine de temkinli hareket etmemiz gerektiğinin altını çizmeliyiz.
Türkiye bulunduğu coğrafi konumun stratejik önemi sebebiyle sadece kendi geleceği için hareket etmiyor.
Arz-ı Mevud hayali peşindeki İsrail’in ve küresel ısınmadan kaçan ABD’nin bölge üzerindeki planları dikkate alındığında, Suriye ile aramızda gelişecek olaylar bu iki ülkeyi de yakından ilgilendiriyor.
Bugüne kadar izlenen Suriye politikasına bir şekilde müdahil olan Birleşik Devletler’in ve İsrail’in tutumu dediklerimizin ispatıdır.
Suriye’nin, Filistin davasına ve Hizbullah’a verdiği destekten rahatsız olan İsrail, elbette ki onu devreden çıkarmanın hesabında.
Ancak her zaman perde gerisinde kalmayı tercih eden bu Yahudi devlet, bugün de aynı taktikle Türkiye’nin işi bitirmesini beklemektedir.
Türkiye ise kendine biçilen bu rolde muhtemeldir yine tek başına kalacak.
NATO’nun 5. Maddesini devreye koymaya çalışan veya BM’yi müdahil etmek için girişimlerde bulunan Türkiye’ye olası cevaplar, “yanındayız” mesajından ileri gitmiyor.
Çünkü İsrail, Suriye topraklarına yapılacak askeri müdahalelerde Türk askeri bölgeye yerleşebilir, ihtimaline dahi katlanamayacaktır.
Bu gerekçelerle ne ABD, ne ABD etkisindeki NATO ve BM içinde yer alacakları bir operasyona müdahil olmazlar ve Türkiye’nin de yapmasına izin vermeyeceklerdir.
Meclis’in açılmasıyla beraber ilk gündem edilecek konu, “bütünşehir tasarısı” olarak belirlendi.
Tasarı aynen yasalaşırsa Türkiye yi federasyona götürecek eyaletleşme sürecinin de önü açılmış olacak.
13 yeni ilde büyükşehir kurulması ve il sınırlarının büyükşehir sınırı olarak belirlenmesi konusunu kapsayan tasarı eyalet sisteminin özü gibi görünüyor.
Tasarının yasalaşması, Yahudi asıllıların çoğunlukla toprak satın aldığı Güneydoğu’muzda bize aitmiş gibi görünen ama aslında elimizden çoktan çıkmış bir bölgenin Arz- ı Mevud’a feda edilmesinden başka bir şey olmayacaktır.
İsrail, bir taşla iki kuş vurmuş olacak.
Birincisi, bölgedeki Müslümanların en büyük destekçisi Suriye’den hem de Türkiye eli ile kurtulacak.
İkincisi, Arz-ı Mevud hayaline yine Türkiye ile bir adım daha yaklaşacak.
Kimin adına ve ne için hareket ettiğimizi iyi hesaplamalıyız.
Bir tarafta Birleşik Devletler’in çekindiği Rusya ve Çin bloğunu arkasına alan Suriye ile savaşmak üzereyiz, diğer yandan kendi tasarımız ile topraklarımızın bir bölümü elimizden çıkabilir tehlikesi ile karşı karşıyayız…
Hz. Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor:
“Resulullah (SAV) buyurdu ki: Müslümanlardan iki grup arasında savaşmadıkça kıyamet kopmaz. Bunlar aralarında büyük bir savaş yaparlar, fakat davaları birdir.”
Cumhuriyet tarihinde ilk defa bir Müslüman ülkeye top atan Türkiye, maalesef hadiste buyrulanı yapmıştır.
Suriye ile sıcak savaşın eşiğine geldiğimiz bu günlerde biz yine de temkinli hareket etmemiz gerektiğinin altını çizmeliyiz.
Türkiye bulunduğu coğrafi konumun stratejik önemi sebebiyle sadece kendi geleceği için hareket etmiyor.
Arz-ı Mevud hayali peşindeki İsrail’in ve küresel ısınmadan kaçan ABD’nin bölge üzerindeki planları dikkate alındığında, Suriye ile aramızda gelişecek olaylar bu iki ülkeyi de yakından ilgilendiriyor.
Bugüne kadar izlenen Suriye politikasına bir şekilde müdahil olan Birleşik Devletler’in ve İsrail’in tutumu dediklerimizin ispatıdır.
Suriye’nin, Filistin davasına ve Hizbullah’a verdiği destekten rahatsız olan İsrail, elbette ki onu devreden çıkarmanın hesabında.
Ancak her zaman perde gerisinde kalmayı tercih eden bu Yahudi devlet, bugün de aynı taktikle Türkiye’nin işi bitirmesini beklemektedir.
Türkiye ise kendine biçilen bu rolde muhtemeldir yine tek başına kalacak.
NATO’nun 5. Maddesini devreye koymaya çalışan veya BM’yi müdahil etmek için girişimlerde bulunan Türkiye’ye olası cevaplar, “yanındayız” mesajından ileri gitmiyor.
Çünkü İsrail, Suriye topraklarına yapılacak askeri müdahalelerde Türk askeri bölgeye yerleşebilir, ihtimaline dahi katlanamayacaktır.
Bu gerekçelerle ne ABD, ne ABD etkisindeki NATO ve BM içinde yer alacakları bir operasyona müdahil olmazlar ve Türkiye’nin de yapmasına izin vermeyeceklerdir.
Meclis’in açılmasıyla beraber ilk gündem edilecek konu, “bütünşehir tasarısı” olarak belirlendi.
Tasarı aynen yasalaşırsa Türkiye yi federasyona götürecek eyaletleşme sürecinin de önü açılmış olacak.
13 yeni ilde büyükşehir kurulması ve il sınırlarının büyükşehir sınırı olarak belirlenmesi konusunu kapsayan tasarı eyalet sisteminin özü gibi görünüyor.
Tasarının yasalaşması, Yahudi asıllıların çoğunlukla toprak satın aldığı Güneydoğu’muzda bize aitmiş gibi görünen ama aslında elimizden çoktan çıkmış bir bölgenin Arz- ı Mevud’a feda edilmesinden başka bir şey olmayacaktır.
İsrail, bir taşla iki kuş vurmuş olacak.
Birincisi, bölgedeki Müslümanların en büyük destekçisi Suriye’den hem de Türkiye eli ile kurtulacak.
İkincisi, Arz-ı Mevud hayaline yine Türkiye ile bir adım daha yaklaşacak.
Kimin adına ve ne için hareket ettiğimizi iyi hesaplamalıyız.
Bir tarafta Birleşik Devletler’in çekindiği Rusya ve Çin bloğunu arkasına alan Suriye ile savaşmak üzereyiz, diğer yandan kendi tasarımız ile topraklarımızın bir bölümü elimizden çıkabilir tehlikesi ile karşı karşıyayız…
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sinem Baş / diğer yazıları
- Geçmiş olsun Sayın Baş / 23.03.2020
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018
- Gün BTP iktidarına çalışma günüdür / 19.11.2019
- Tebrikler Türk milleti! / 02.04.2019
- Ne mutlu ‘BTP’liyim’ diyebilene / 06.03.2019
- 2. buluşma iktidarın ayak sesleri / 26.02.2019
- Artık ‘Bağımsız Türkiye Partisi’ demeliyiz / 05.02.2019
- Prof. Dr. Haydar Baş’a çirkin saldırı / 11.01.2019
- Cumhuriyet ve iftiralar / 29.10.2018
- 10. Milli Ekonomi Modeli Kongresi / 29.05.2018
- Yarın 23 Nisan / 22.04.2018