Siyaset arenasında yarışan parti, kişi ve adaylar devlet ve millete daha iyi nasıl hizmet veririm, ideali ile plan ve projelerini milletin önüne koyarak, onların takdir ve desteğini almak ister.
Biz böyle öğrendik. Ama görüyoruz ki, Türkiye'deki siyaset mantığı hiçte öyle değil. Anlatayım;
31 Mart için ortaya konulan seçim stratejilerini şahsen hayretle izliyor, dinliyorum. Bu mantığın bir ismi olmalı, diye düşünüyorum ama çaresizlik, korku, tükenmişlik dışında bir isimde gelmiyor aklıma.
Düşünebiliyor musunuz! Milletin vekili, milleti millet ile korkutuyor. Yani seni, kardeşin ile amcan ile dayın oğlu ile teyzenin kızı ile vs. korkutuyor. Nasıl mı?
AKP Van Milletvekili Abdulahat Arvas; "AK Parti, Van'da kazanmasa tüccarlar kaybedecek, başörtülüler caddelerde yürüyemeyecek, esnaflar huzurlu olmayacak, silahlı çeteler yine şehirde peydahlanacak, esnaf yine ikinci vergiye tabi olacak''.
Tüccarlara kim kaybettirecek? Başörtülüleri sokaklarda kim yürütmeyecek? Esnafların huzurunu kim bozacak? Silahlı çeteler nerdeler ki şehirlere inecek?
Bu mantık sadece Van'da seslendirilmedi. ülkemizin bir çok noktasında hatta 'burayı kaybedersek Mekke'yi, Medine'yi kaybederize' kadar gitti iş.
İşte bundan dolayı korku diyorum, çaresizlik diyorum, tükenmişlik diyorum.
* * *
Hele berat vermekle, hırsıza sahip çıkmanın dünyada hukuki bir karşılığı olmalı, diye düşünüyorum.
Ahretteki karşılığını ise Allah (c.c) bilir. Ve O herkes hakkını tastamam verendir.
Nerden geldik bu konuya?
AKP'de Millî Savunma ve Milli Eğitim Bakanlığı yapmış İsmet Yılmaz, Sivas'ta, partisinin adayına oy verenlerin, 'Ruz-i mahşerde (kıyamet günü) Beraat belgesi (kurtuluş)' alacaklarını söylüyor.
Diğer taraftan AKP, Ankara adayı, kendi parti arkadaşlarını kastederek; 'Hayırdır beyler! Neyin saltanatını sürüyorsunuz' diyor.
Bir başka AKP'li koltuk sahibi ise 31 Mart sonrasını kastederek; "Vatan hainlerinin yanında yer almaktansa, hırsız bizim hırsızımız, biz yanında yer alırız. Yarın burayı Allah korusun kaybetme durumunda, bunun hesabını veremeyiz"
Lükse, saltanat, şatafat, hırsızlık karşılığında berat belgesi. Malum Cübbeli şahsın bir videosu var. Diyor ki, mahşerde hesabınız kesilmiş ve cehenneme götürülüyorsunuz.
Zebanilere, ben filan tarikatın falanca kolundanım, derseniz sizi hemen bırakırlar ve cennete gidersiniz.
Olur mu öyle şey, diyeceksiniz. Tabi ki olmaz. bu küfür, şirk, kendini ilah yerine koyma veya 'Onlar, Papaz ve Hamamlarını rabler edindiler' ayetini İslam inancına yansımasıdır. Ama vatandaş inanıyor.
Unutma kardeşim! Malın, canın, namusun, dinin, bayrağın, vatanın kutsaldır. Sömürülmesine izin verme. Kullanılmasına izin verme. Bu değerlerle senin rızanı almaya kalkanlara kanma.
Bak! Uhud savaşında müşriklerin öldürdüğü bir kişisinin namazını Hz. Peygamber (s.a.a.v) kıldırmadı. Neden mi? Cebinden devlete ait olan 2 dirhem çıktığı için.
Zekat memurları görevleri yapıp, Resulüllah'ın huzuruna çıktılar. 'Bunlar topladığımız zekatlar, bunlarda bize verilen hediyeler' dediler. Allah Resulünün gösterdiği tepkiyi Diyanete bir sorun.
Sonrada sizin yerinizle koltuk sahibi olanların lüksünü, şatafatını sorgulayın.
Sahi! hızsız, bizim hırsızımız, diyor ya! Kimin malını çalmışlar.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Akın Aydın / diğer yazıları
- Türkiye’ye ‘Escobar sistemi’ kurmuşlar / 21.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025
- ‘Erdoğan Amca adım Danya Ebu Muhsin’ / 20.04.2025
- 2 bin değil 2 bin 600 yıldır yapılanamayanı yaptılar? / 19.04.2025
- Gazze’den tehciri, ‘hicret’ olarak kabul ettirmeye çalışıyorlar / 18.04.2025
- Sahada yaşananlar Erdoğan’ı teyit etmiyor / 17.04.2025
- Erdoğan’ın ‘fakir fukara garip gureba’ çıkışı / 16.04.2025
- O zaman nedir bu Milli Ekonomi Modeli? / 15.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -2- / 14.04.2025
- O, benim bitmeyen rüyamdı -1- / 13.04.2025
- İktidarın kutsal (!) haç ve Konstantinapol sessizliği / 11.04.2025