İnsan düşünen bir varlıktır. İnsanlar faydalı faydasız, olumlu olumsuz sürekli düşünürler ve bu düşüncelerin meydana getirdiği duygusallık ile düşünsel güdülerini eyleme dönüştürürler.
Düşüncenin olgunlaşmış haline fikir diyebiliriz. İyi veya kötü her şey bir fikir ile başlar.
Fikir, bireyleri bir araya getirir, organize eder, kurumsallaştırır ve sosyalleştirir veya ayrıştırır. O halde her meselede olduğu gibi, fikir de faydalı ve faydasız olarak ikiye ayrılır.
Fikir, eyleme geçtiği zaman soyut veya somut sebepleri kullanır.
O halde fikir nedir?
Fikrin temeli ihtiyaçlardır. İnsan, ihtiyaçlarını gidermek için diğer bir insan ile iletişime geçer ve bu iletişim ağına dâhil olan insanlar topluluğuna ise millet denir. Böylece her birey, bir milletin mensubudur!
Her milletin vatanı, kültürü, inancı, devleti, bayrağı ve parası olmak zorundadır. Aksi takdirde bu iletişim ağı kurulamamış olur.
Bu formülde;
Vatan, millet ihtiyaçlarının karşılanacağı mekân,
Kültür, ihtiyacın motifi,
İnanç, ihtiyacın şartı ve sırrı,
Devlet, millet ihtiyaçlarını karşılamayı görev ve sorumluluk olarak kabul etmiş kamu düzeni,
Bayrak bu düzenin milli ve manevi nişanesi,
Para ise hepsidir.
Milletlerin, dini ve milli her türlü ihtiyacının ekonomik bir karşılığı ve maliyeti vardır.
Bugün insanlığın siyasi, içtimai, iktisadi gibi pek çok probleminin olduğu, bu problemlerin aşılabilmesi için de birçok fikir ortaya atıldığı görülmektedir. Bu cümleden olarak tarih boyunca işin erbabı olan yahut olmayan sayısız insanların fikir beyan ettikleri, çare bulmaya çalıştıkları gözden kaçmamaktadır. Ancak bütün bu çabalara rağmen insanlığın geldiği nokta hiç de iç açıcı değildir. Teknolojinin baş döndürücü gelişmesine ve büyümesine paralel olarak insan küçülmüş, değerini ve merkeziyetini kaybetmiş, her türlü hakkı gasp edilmiştir.
Bugün dünya bir avuç insan ihtirasının, milyarlarca insanın ihtiyaçlarından beslendiği bir bataklık haline gelmiştir.
O halde insanlığa faydalı olan fikrin tanımını; "İnsanı her meselenin merkezine koyabilecek, onun her türlü ihtiyacını tespit ederek giderebilecek, her türlü kabiliyetini sergileyebilmesi için ona imkân sağlayabilecek, aynı zamanda evrensel olacak, insanları dil, din, renk, ırk olarak ayrıştırmayacak olan kavram, analiz, formül ve eylemin bütünüdür" diye yapabiliriz.
Kısaca fikir bir tezdir. Fikri önemli yapan en temel etken ise fikir sahibinin inancı, kültürü, geçmişi ve ortaya koyduğu fikir ile öngördüğü gelecektir.
Fikir insanı kontrol ve murakabe eder, milletleri organize eder, devletleri ise yönetir. O halde fikir milli olmalıdır.
Fikrin milli olması demek; milletini temsil etmesi, milletinin ihtiyaçlarına karşılık bulması ve o milletin içinden birisi tarafından ortaya atılmış olmasıdır.
Tarihin son döneminde ortaya atılmış ve dünya milletleri üzerinde söz sahibi olmuş Liberalizm, Sosyalizm, Komünizm ve son alarak Kapitalizmin fikir babalarının kim olduğuna dikkat edecek olursak; Platon, Campanella, Saint Simon, Robert Owen, Charles Fourier, Proudhon, Louis Blanc, Karl Marx John Locke, David Hume, Adam Ferguson, Friedrich August von Hayek, Robert Nozick, Adam Simith, Friedrich Engels, Milton Friedman, John Maynard Keynes… gibi kesinlikle bizimle ne inanç ne de kültür bağı olan Hristiyan ve emperyalist düşünürlerin dünya görüşüne teslim olmuş halde siyasi, içtimai ve iktisadi hayatımızı sürdürmekteyiz.
Bu şahsiyetlerin tamamının düşüncesinde gerek kendi toplumları gerekse hedef alınan toplumlar üzerinde söz sahibi olabilmek için felsefi, sosyal, siyasi, askeri, dini ve ekonomik sacayakları vardır.
Bugün ülkemizde öğretim hizmeti veren üniversitelerdeki ders kitaplarında, iktisat tanımının Kapitalizmin temel felsefesi olan "bireylerin sınırsız ihtiyaçlarının sınırlı kaynaklardan karşılanabilmesi ilmidir" izahı ile yapılması, siyasilerimizin AB üyeliği adına verdiği tavizler, sosyal bağlarımızın batı kültürü etkisinde kalarak paramparça olması bu Hristiyan düşünürlerin fikrine teslim olmamızın acı faturası değil de nedir?
Müslüman Türk milletinin bir fikri olamaz mı?
Tam da bu noktada açıklamak istiyorum ki, bu ülkede fikri olan birisi var.
Kim mi, Prof. Dr. Haydar Baş.
Fikrin adı, Milli Ekonomi Modeli…
- Davet / 03.06.2024
- Algı yönetimi / 04.05.2023
- Küçülen insanı yüceltmek! / 09.04.2022
- Empati / 07.04.2022
- ‘Baba’ devlet! / 05.04.2022
- Her doğum bir tecellidir! / 01.04.2022
- Sözüm esnaf kesimine! / 28.01.2022
- İlm-i siyaset’te laiklik! / 18.09.2021
- Özgürlük mü esaret mi? / 11.09.2021