Erdoğan ile Baykal arasında 3 Kasım 2002'deki seçimlerden önce başlayan 'geyik muhabbeti' sürüyor. Oyundaki son perde şöyle: Erdoğan, CHP'yi anti-Amerikancılıkla suçladı. Baykal da Erdoğan'a "Türkiye'yi ben satmaya hazırım ama CHP bırakmıyor'' şeklinde cevap verdi.
*Yalama yapan stratejiAKP ile CHP arasında bugüne kadar örneği pek çok kez görülen 'bildik oyunlardan' bir yenisi daha sahneye kondu. Strateji, "karşılıklı suçlama ve böylece birbirlerini büyütme anlayışına" dayanıyor. Bundan öncelikle AKP istifade ediyor. AKP iktidarı böylece "CHP iktidara gelir, dini özgürlüklerinizi elinizden alır" teziyle mütedeyyin kitlenin oylarını kapatmayı hedefliyor.
*Tartışmada son perdeBildik oyunda son perde şöyle gerçekleşti. Başbakan Erdoğan, pazartesi akşamı Türk halkının vergileriyle alınan 'gıcır gıcır' ANA uçağı ile ABD'ye uçarken akredite gazetecilere verdiği mülakatlarda, Türkiye'de tırmanan ABD karşıtlığının faturasını CHP'ye kesti. Erdoğan, "ABD, CHP'yi anlamakta zorlanıyor mesela. Ve CHP anti-Amerikancı diye biliniyor" dedi.
*Baykal'dan ağır cevapOyunun eski sahnelerinde olduğu gibi önemli bir fırsat yakalayan ve parti içi muhalefet karşısında da önemli bir koz elde eden Baykal, Erdoğan'a şu cevabı verdi: "Sayın Başbakan, anlaşılıyor ki 'Ben Türkiye'yi satmaya hazırım ama CHP bırakmıyor' demek istiyor. Başbakan'ın burada dile getirmek istediği cümleyi ben size tercüme edeyim: 'Türkiye'yi ben satmaya hazırım ama CHP bırakmıyor' diyor."
AKP ile CHP arasında bugüne kadar örneği pek çok kez görülen 'bildik oyunlardan' bir yenisi sahneye kondu. Başbakan Recep Tyyip Erdoğan, ANA uçağı ile ABD'ye uçarken akredite gazetecilere verdiği mülakatlarda, Türkiye'de tırmanan ABD karşıtlığının faturasını CHP'ye kesti. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da önemli bir fırsat yakalamış gibi Erdoğan'ı eleştirdi. Erdoğan perdeyi açtıErdoğan Washington yolunda gazetecilere verdiği demeçte, "Kamuoyu marjinal gruplar tarafından tabii ki bazen yönlendiriliyor. Buna CHP'nin tavrı da eklenince sıkıntı büyüyor. ABD, CHP'yi anlamakta zorlanıyor mesela. Ve CHP anti-Amerikancı diye biliniyor. Özellikle Meclis oturumlarında CHP, bizi Amerikancı olmakla suçluyor. Bizi Amerikancılıkla vasıflandırmanın mefhum-ı muhalifi nedir? Bu söyleme marjinal gruplar da katılıyor" dedi. Baykal ise Ankara Hilton Oteli'nde düzenlenen KOBİ'ler Verimlilik ve Bilişim Zirvesi'ne gelişinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "CHP anti Amerikancıdır" yönündekisözleri üzerine bir değerlendirme yaptı. Baykal, şunları söyledi: "Başbakan aslında ne söylemek istiyor bilemiyorum. Bizim, hiçbir ülkeye karşı düşmanlık içinde olmamız mümkün değildir. Bizim bir tek ilkemiz vardır, Türkiye'nin yararları, ülkenin çıkarları. Biz sadece Türkiye'nin çıkarlarını düşünüyoruz. Sayın Başbakan, anlaşılıyor ki 'Ben Türkiye'yi satmaya hazırım ama CHP bırakmıyor' demek istiyor. Başbakan'ın burada dile getirmek istediği cümleyi ben size tercüme edeyim: 'Türkiye'yi ben satmaya hazırım ama CHP bırakmıyor' diyor. Biz Türkiye'nin çıkarları dışında başka hiçbir ilkeyi önemli saymayız. Bizim davranışımıza yön veren budur. Başbakan'ın bundan bir rahatsızlığı olduğu anlaşılıyor.'' Yakışıksız tavırDeniz Baykal, "Sayın Başbakan'ın bunu orada söylemesinin özel bir nedeni var mı'' sorusuna ise şu karşılığı verdi: "Orada tabii hesap vermek durumunda, Türkiye'deki gelişmeleri izah etmek durumunda. O da, çıkış yolunu muhalefeti suçlamakta bulmuş. İzlediği politikaya sahip çıkacağına, Türkiye'nin tavrına, Meclis'e sahip çıkacağına, orada yaranmaya çalışıyor. Yaranmaya çalışırken de CHP'yi suçlamayı tercih ediyor. Yakışıksız bir tavır tabii, Sayın Başbakan'ın bu tavrına alıştık, yakışıksız bir tavır.''
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.