Sis Dağı ya da
Otantik Şenliğin adı - ıı
Şenlikten bir önceki gece Hanyanı'nda eğlence vardı. Kadınlı-erkekli toplu horon başladı, tabancalar patladı.
Hafif yağmura rağmen horon halkası otantik bir biçimde büyüdü.
Ben en çok da kızların giydiği elbiseleri çok sevmelerinden memnun oldum. Hatta gördüklerime "şehirlere özenip de bundan sakın vazgeçmeyin" dedi.
Gecedeki horonun güzelliği, disiplini, samimiyeti ve horondaki özellikle bayanların folklor ekiplerini gölgede bırakacak giysileri dikkat çekti.
Sis Dağı Otçu Pazarı'nı otantik bir Otçu Şenliği'ne dönüştürmeyi başarmış Geyikli Belediye Başkanı Ahmet Yüksel Gülay "Siz asıl güzel horonu, asıl güzel giysileri yarın göreceksiniz. Yarın Sis Dağı'nda binlerce çiçek açacak" dedi.
Ve ertesi sabah...
Sabahın 6'sında başlayan araç akını 11'e kadar sürdü.
Ortalık karnaval yeri gibiydi. Herkesin üzerinde etekleri diz hizasından fırfırlı bol çiçekli fistan, onun üzerinde işlemeli renkli yelek. Başta kenarı oyalı başörtüsü. Belde kuşak, kuşağın üzerine katlamalı bağlanmış beyaz direkli peştamal.
Bu kuşak hanımların bel ağrılarını çöpe atıyor.
Ayakta genellikle beyaz çorap ve plastik ayakkabı. Bazılarında belde büyük tokalı kemer ile peştemalın üzerine bağlı çok renkli ince bir kolan yer alıyor. Bu alımlı giysiyi binbir süsle donatılmış veya ön yüzünü küçücük ponponların kapladığı omuza takılı bir çentik tamamlıyor.
Cumartesi günü Sis Pazarı'nı yukarıda tasvire çalıştığım rengarenk canlı çiçekler doldurdu. Bunların hiçbirisi yapmacık bir eda içinde değildi. Herkes bir şeyleri görmeye değil, sanki bir tiyatro eserindeki rolünü kusursuz oynamak için sahneye çıkan artist ciddiyetinde idi. Her yeri kusursuz bir otantizm kaplamıştı.
Saat onbire kadar herkes alışverişini yapıp karnını doyurdu. Yaylada ne yenir? Elbette ki et. Pazarın bir köşesi kasaplara ayrılmış, hemencecik kesip yüzüp çengele takıveriyorlar. Çengelde beğendiğin eti zevkine göre kasaba parçalatıyorsun. Pişirme işi ise kavurucuların. Teneke sobaların üzerindeki irili ufaklı tencerelerde kavrulan et, kısa sürede dumanı tüterken size teslim ediliyor.
Burada tüketilen et miktarı ise tam 40 ton.
Büyük horon otantik bir yayla geleneği. Erkekler tepede el ele tutuştular. Davul zurna çalmaya, ayaklar oynamaya, kollar hep birlikte inip kalkmaya başladı. Otantik giysili kadın ve kızlar aralara serpişip horona katılırken, kadınların büyük bölümü ise horon grubunu üç-beş adım geriden izlemeye başladı. On binlerce göz, horon ekibinden başka bir şeyi görmüyor, Sis Dağı'nda herkesin nutku tutulmuş, çıt çıkmıyordu.
Burada Otçu Göçü horonunun bir edebi, bir kuralı, bir geleneği var. Herkes buna uymak zorundadır. Uyamaz isen horon da işin yoktur. Bir kere oyun sırasında çok sessiz olacaksın. Sessiz olacaksın ki davul zurnanın sesini, ritmini herkes rahatlıkla duyacak, temposunu ona uyduracak. Başladığın horonu sonuna kadar götüreceksin, zırt pırt girip çıkmayacaksın. Sırayı bozmayacaksın, inişte ileri geçmeyecek geride de kalmayacaksın. Oynamıyorsan horon ekibini arkadan takip edecek, ön taraflarda dolaşmayacaksın. Horon çavuşuna ve onun vereceği "Şırık, şırık" komutuna kulak vereceksin. Bu komutu duyar duymaz alkışla tempo tutacaksın.
Horon ekibi büyük bir ciddiyet, ancak büyük bir samimiyet ve neş'e içinde Camışdüzü'nden ağır ağır inmeye başladı. Herkes onları izliyor, hedef pazar yeri.
Ortada oluşan horon halkası Guiness Rekorlar Kitabı'na girecek cinsten.
Başkan Ahmet Gülay "keşke bir noter getirseydik. Bu tablo hiçbir yerde yok" dedi.
Sis Dağı'nın yolları diğer yaylalara göre nispeten daha güzel. Şıhkıranı'na kadar yollar bu yıl asfaltlanmış. Araç sayısının bu kadar fazla oluşu biraz da bundandı.
Umarım önümüzdeki sene asfalt Sis'e kadar ulaşır. Bir de Pazar yerinin ortasından geçen yolun değiştirilmesi şart. Bu yıl protokol konuşmalarının olmaması çok iyi oldu. Herkes memnundu.
Şimdi bize düşen bir yıl daha sabretmek...
Otantik Şenliğin adı - ıı
Şenlikten bir önceki gece Hanyanı'nda eğlence vardı. Kadınlı-erkekli toplu horon başladı, tabancalar patladı.
Hafif yağmura rağmen horon halkası otantik bir biçimde büyüdü.
Ben en çok da kızların giydiği elbiseleri çok sevmelerinden memnun oldum. Hatta gördüklerime "şehirlere özenip de bundan sakın vazgeçmeyin" dedi.
Gecedeki horonun güzelliği, disiplini, samimiyeti ve horondaki özellikle bayanların folklor ekiplerini gölgede bırakacak giysileri dikkat çekti.
Sis Dağı Otçu Pazarı'nı otantik bir Otçu Şenliği'ne dönüştürmeyi başarmış Geyikli Belediye Başkanı Ahmet Yüksel Gülay "Siz asıl güzel horonu, asıl güzel giysileri yarın göreceksiniz. Yarın Sis Dağı'nda binlerce çiçek açacak" dedi.
Ve ertesi sabah...
Sabahın 6'sında başlayan araç akını 11'e kadar sürdü.
Ortalık karnaval yeri gibiydi. Herkesin üzerinde etekleri diz hizasından fırfırlı bol çiçekli fistan, onun üzerinde işlemeli renkli yelek. Başta kenarı oyalı başörtüsü. Belde kuşak, kuşağın üzerine katlamalı bağlanmış beyaz direkli peştamal.
Bu kuşak hanımların bel ağrılarını çöpe atıyor.
Ayakta genellikle beyaz çorap ve plastik ayakkabı. Bazılarında belde büyük tokalı kemer ile peştemalın üzerine bağlı çok renkli ince bir kolan yer alıyor. Bu alımlı giysiyi binbir süsle donatılmış veya ön yüzünü küçücük ponponların kapladığı omuza takılı bir çentik tamamlıyor.
Cumartesi günü Sis Pazarı'nı yukarıda tasvire çalıştığım rengarenk canlı çiçekler doldurdu. Bunların hiçbirisi yapmacık bir eda içinde değildi. Herkes bir şeyleri görmeye değil, sanki bir tiyatro eserindeki rolünü kusursuz oynamak için sahneye çıkan artist ciddiyetinde idi. Her yeri kusursuz bir otantizm kaplamıştı.
Saat onbire kadar herkes alışverişini yapıp karnını doyurdu. Yaylada ne yenir? Elbette ki et. Pazarın bir köşesi kasaplara ayrılmış, hemencecik kesip yüzüp çengele takıveriyorlar. Çengelde beğendiğin eti zevkine göre kasaba parçalatıyorsun. Pişirme işi ise kavurucuların. Teneke sobaların üzerindeki irili ufaklı tencerelerde kavrulan et, kısa sürede dumanı tüterken size teslim ediliyor.
Burada tüketilen et miktarı ise tam 40 ton.
Büyük horon otantik bir yayla geleneği. Erkekler tepede el ele tutuştular. Davul zurna çalmaya, ayaklar oynamaya, kollar hep birlikte inip kalkmaya başladı. Otantik giysili kadın ve kızlar aralara serpişip horona katılırken, kadınların büyük bölümü ise horon grubunu üç-beş adım geriden izlemeye başladı. On binlerce göz, horon ekibinden başka bir şeyi görmüyor, Sis Dağı'nda herkesin nutku tutulmuş, çıt çıkmıyordu.
Burada Otçu Göçü horonunun bir edebi, bir kuralı, bir geleneği var. Herkes buna uymak zorundadır. Uyamaz isen horon da işin yoktur. Bir kere oyun sırasında çok sessiz olacaksın. Sessiz olacaksın ki davul zurnanın sesini, ritmini herkes rahatlıkla duyacak, temposunu ona uyduracak. Başladığın horonu sonuna kadar götüreceksin, zırt pırt girip çıkmayacaksın. Sırayı bozmayacaksın, inişte ileri geçmeyecek geride de kalmayacaksın. Oynamıyorsan horon ekibini arkadan takip edecek, ön taraflarda dolaşmayacaksın. Horon çavuşuna ve onun vereceği "Şırık, şırık" komutuna kulak vereceksin. Bu komutu duyar duymaz alkışla tempo tutacaksın.
Horon ekibi büyük bir ciddiyet, ancak büyük bir samimiyet ve neş'e içinde Camışdüzü'nden ağır ağır inmeye başladı. Herkes onları izliyor, hedef pazar yeri.
Ortada oluşan horon halkası Guiness Rekorlar Kitabı'na girecek cinsten.
Başkan Ahmet Gülay "keşke bir noter getirseydik. Bu tablo hiçbir yerde yok" dedi.
Sis Dağı'nın yolları diğer yaylalara göre nispeten daha güzel. Şıhkıranı'na kadar yollar bu yıl asfaltlanmış. Araç sayısının bu kadar fazla oluşu biraz da bundandı.
Umarım önümüzdeki sene asfalt Sis'e kadar ulaşır. Bir de Pazar yerinin ortasından geçen yolun değiştirilmesi şart. Bu yıl protokol konuşmalarının olmaması çok iyi oldu. Herkes memnundu.
Şimdi bize düşen bir yıl daha sabretmek...
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.