SIK sık "Vahşî Batı"nın canavarlıklarını yazıyoruz ya... Birileri "yırtıklık yolunca" fırlayıp, "Batı vahşî değil, yahşîdir" diyorlar. Bir kısım satılmışlar ve bunların tesirindeki aldatılmışlar da "Batı melektir, kurtarıcımızdır" diyecek kadar ileri gidiyorlar.Madem ki "vahşî" hatta "canavar" teşhisimiz kâr etmiyor; öyleyse bu "gidi"lere, bizzat Batı'da doğup büyümüş, Batı mekteplerinde tahsil görmüş, lise ve üniversitelerinde dersler vermiş, hatta milletvekili ve senatör olmuş bir "Batılı"yı şahit göstereyim... Dünyanın en seçkin fikir ve eylem adamlarından biri olan Roger (Recai) Garaudy'den bahsediyorum. Garaudy, Jean-Paul Sartre gibi bir filozofu ve Nobel ödülü almış Jacques Monod gibi bir profesörü, toplum önünde yaptığı açık tartışmada yenmiş olan dev bir fikir adamı... Garaudy'nin "Yüzyılımızda Yalnız Yolculuğum(*)" başlığını taşıyan hatıraları, dikkatle ve ibretle okunmaya değer, her satırı belge niteliğinde bir eser...Soykırımının ağababası!..HER şeyden önce şu Batı'nın ve bazı Batıcılarımızın "soykırımı, soykırımı" deyip durdukları şeyin ağababasını kimlerin yaptığını, "Vahşî Batı"nın ciğerini bilen Roger Garaudy'den okuyalım..."Uzay perspektifinde olduğu gibi, tarihte de en yakında olan daha iri görünür. Meselâ, Nürnberg davasının ardından, Auschwitz'te tarihin en büyük soykırımından söz edildi. Bu soykırımı ne kadar dehşet verici olursa olsun, ne yazık ki, ondan çok daha beterleri olmuştur. Amerika'nın keşfi, bu geniş kıtanın nüfusunun yüzde sekseninin imhasıyla sonuçlandı ve Afrikalı siyahî köle ticareti (köle başına 10 kayıp verilmek suretiyle Amerika'ya 10 ilâ 20 milyon zenci köle taşınmıştır) bu, 100 ilâ 200 milyon insanın mahvedilişi demektir. Ne var ki geçmişin bu soykırımlarını unutturmak herkesin işine geliyor."Garaudy, Batılılar tarafından keşfedildikten sonra istilâ ve işgal edilen Amerika Kıtası'nda yapılan katliâmı, hatıralarının bir başka yerinde bir kere daha dillendirirken şöyle diyor:"Tarihin en büyük soykırımıdır o. Çünkü o, zor kullanarak çalıştırma, salgın hastalıklar, Colomblar, Cortezler, Pizarrolar ile Mayalar'ın ve İnkalar'ın kültür yüzyıllarını, karanlığa gömmek için, yakıp kül eden yangılarla bir kıtanın nüfusunun yüzde 80'inin imha edilişidir."Ve bakınız İslâm'ı seçmesinin bir sebebinin de işte bu Batı barbarlığı olduğunu söylüyor:"İslâm'ı seçişim, Batı medeniyetinden veya daha ziyade Batı barbarlığından, şu en büyük soykırımların barbarlığından kopmam demekti. Amerika'nın Kızılderili ve Zenci ticaretinin, iki dünya savaşının, Hiroşima'nın ve terör dengelerinin barbarlığından..."Efendi köle münasebeti...GARAUDY, artık Batı'nın insanlığa verecek bir şeyinin olmadığını da açıkça ifade ediyor. Onun şu tespitlerini çok dikkatlice okumak ve üzerinde derin derin düşünmek zorundayız..."Batı'nın tarihî iflâsı, kültürünün iflâsıdır. Yâni tabiatla, başka insanlarla ve ilâhî olanla münasebetlerini düzenleme ve yaşama anlayışının iflâsı.Bizim Batı medeniyetimiz, beş yüzyıldır, insanla tabiat arasında mülkiyet ilişkilerini, o mülkiyeti sadece kullanma, hem de onu yok edecek kadar kötüye kullanma şeklinde düzenliyor.Bu medeniyet, ister paranın gizli kanunları aracılığıyla, isterse hiçbir geçerliliği olmayan milletlerin arkaik iddiaları yoluyla olsun, insanla insan arasında sadece efendi köle münasebeti tesis ediyor.Batı medeniyetinde, insanla Allah arasında yalnızca kayıtsızlık var, hem de mutlak değerlerin inkârına ve dünyayı azgın iştahların kaba kuvvetine teslim etmeye götürecek kadar büyük bir kayıtsızlık." Servet Kabaklı / Tercüman
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.