Her seçim öncesinde üç aşağı beş yukarı başörtüsü kullanıldı. İslamcı veya muhafazakar kılığıyla ortaya çıkanlar, halka başörtüsünü salladılar. M. Emin Koç'un yazısı...
Yıllardan beri başörtüsü meselesi istismar edildi.Devlet ve milletin arasının açılması için kullanıldı.Milletin devleti ve kurumlarıyla arası açıldı. Millet evlatlarının, en temel insan haklarını ancak kendi devletinin kendisine sağlayabileceğine, doya doya bu haklarını yaşayabileceğine dair umutları tüketildi.Her seçim öncesinde üç aşağı beş yukarı başörtüsü kullanıldı.İslamcı veya muhafazakar kılığıyla ortaya çıkanlar, halka başörtüsünü salladılar. Sosyal demokrat ve Atatürkçü geçinenler, devlet sopasını gösterdiler, laiklik vaveylası koparttılar.Sonunda ne oldu?! Milleti, AB kapılarına sürüklediler.ABD'nin eşiğine çektiler.Başbakan R. T. Erdoğan gibi "değişimden önceki" geçmiş zamanların "meydan mücahitleri" diye nam salmış insanları, çocuklarını ABD'ye yolladılar, oralarda okuttular. Avrupa'ya gönderdiler, oralarda iş tuttular? Bir de ne görelim, cümlesi AB'ci olup çıktı, Amerika'nın stratejik ortakçısı oluverdi.70 milyon vatandaş çocuğunu Amerika'ya veya Avrupa'ya gönderemedi elbette? Lakin vatandaşlarımızı da "manda güdümlü" enformasyon ve kara propaganda ile üç aşağı-beş yukarı yine Amerika'nın, Avrupa'nın gücüne inandırdılar? Milli kudretimiz yok oldu, yüreklerdeki kuvvet kayboldu. AB'ye girersek, temel hak ve hürriyetlerde açılım yaşanır diye propaganda ettiler.En muhafazakar çevreler, AB ve AİHM kapılarından medet beklediler. Oralara gittiler.Halbuki bu sahne, danışıklı döğüş sahnesiydi.Halkımızı AB kapılarına gönderen muhafazakar ve İslamcı görünümlü yerliler de AB ve ABD değirmenine su taşıyorlardı; AB ve AİHM namına halkımız hakkında hüküm verenler de, aynı değirmeninin bizzat başında bulunun insanlardı?Değirmen ise, Türk milletinin yüreğini öğüttü, öğütüyor, devlet-millet arasında "olmazsa olmaz" olan bağları harcadı, harcıyor.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu yaranın kapatılması; hem devletin hem de milletin bu dertten kurtarılmasına dikkat çekti; Laikliği ihlal etmeden milletin başörtüsü meselesinin nasıl halledilmesi gerektiğinin yollarını gösterdi. Yıllar öncesinden bu çok önemli gerçeklere parmak bastı; açılım sundu, çözüm getirdi. Prof. Dr. Baş'ın tespitlerine göre; öğrenci veya vatandaş, devletten hizmet alan ve başörtüsünü en temel hak olarak kullanan insandır. Ne öğrencinin öğrenciliği devlet işidir, ne de öğrencinin başını örtmesi kamu gücünü kullanarak veya kamu gücünü dayatarak yapılan bir iştir. Çünkü öğrenci, kamu gücüne sahip biri değil, bilakis kamudan hizmet alan biridir. Devlet ise kendisine hizmet sunduğu vatandaşının temel haklarını kısıtlamak değil, bilakis hizmetlerinden herkesi eşit biçimde yararlandırmakla mükelleftir. Başörtüsü bahane edilerek en temel eğitim ve sair temel haklardan vatandaşı veya öğrenciyi mahkum etmek, mesela başörtülü bir hastayı devlet hastanelerine sokmamak kadar abes bir iştir, devlet adına laikliğin ihlal edilmesidir.Bugün, bu temel çerçeve içinde başörtüsü meselesinin halledilmesi gereken gündür.Başka yollara sapmak, işi tartışmalara boğmak; yine çift taraflı istismara düşmek olur. Dün karşılıklı olarak bu işin istismarını yapan muhafazakar ve devletçi görünümlü bürokrasi, şimdi yine ortaklaşa bir başka açıdan benzer istismarı kabartıp, başörtüsü meselesi, BOP eksenindeki vahim gelişmelerin üstüne şal yapılmamalıdır.AKP de, MHP de, CHP de başörtüsü sınavı vermektedirler? Halk olan-biteni böyle görmektedir.Devlet ve milletimizin arasını açan bu tip basit problemleri halledelim ki, devlet ve millet, başımıza örülen BOP ve Sevr çoraplarını fark edebilsin.
Mehmet Emin KOÇ / meminkoc@yenimesaj.com.tr
Yıllardan beri başörtüsü meselesi istismar edildi.Devlet ve milletin arasının açılması için kullanıldı.Milletin devleti ve kurumlarıyla arası açıldı. Millet evlatlarının, en temel insan haklarını ancak kendi devletinin kendisine sağlayabileceğine, doya doya bu haklarını yaşayabileceğine dair umutları tüketildi.Her seçim öncesinde üç aşağı beş yukarı başörtüsü kullanıldı.İslamcı veya muhafazakar kılığıyla ortaya çıkanlar, halka başörtüsünü salladılar. Sosyal demokrat ve Atatürkçü geçinenler, devlet sopasını gösterdiler, laiklik vaveylası koparttılar.Sonunda ne oldu?! Milleti, AB kapılarına sürüklediler.ABD'nin eşiğine çektiler.Başbakan R. T. Erdoğan gibi "değişimden önceki" geçmiş zamanların "meydan mücahitleri" diye nam salmış insanları, çocuklarını ABD'ye yolladılar, oralarda okuttular. Avrupa'ya gönderdiler, oralarda iş tuttular? Bir de ne görelim, cümlesi AB'ci olup çıktı, Amerika'nın stratejik ortakçısı oluverdi.70 milyon vatandaş çocuğunu Amerika'ya veya Avrupa'ya gönderemedi elbette? Lakin vatandaşlarımızı da "manda güdümlü" enformasyon ve kara propaganda ile üç aşağı-beş yukarı yine Amerika'nın, Avrupa'nın gücüne inandırdılar? Milli kudretimiz yok oldu, yüreklerdeki kuvvet kayboldu. AB'ye girersek, temel hak ve hürriyetlerde açılım yaşanır diye propaganda ettiler.En muhafazakar çevreler, AB ve AİHM kapılarından medet beklediler. Oralara gittiler.Halbuki bu sahne, danışıklı döğüş sahnesiydi.Halkımızı AB kapılarına gönderen muhafazakar ve İslamcı görünümlü yerliler de AB ve ABD değirmenine su taşıyorlardı; AB ve AİHM namına halkımız hakkında hüküm verenler de, aynı değirmeninin bizzat başında bulunun insanlardı?Değirmen ise, Türk milletinin yüreğini öğüttü, öğütüyor, devlet-millet arasında "olmazsa olmaz" olan bağları harcadı, harcıyor.BTP Genel Başkanı Prof. Dr. Haydar Baş, bu yaranın kapatılması; hem devletin hem de milletin bu dertten kurtarılmasına dikkat çekti; Laikliği ihlal etmeden milletin başörtüsü meselesinin nasıl halledilmesi gerektiğinin yollarını gösterdi. Yıllar öncesinden bu çok önemli gerçeklere parmak bastı; açılım sundu, çözüm getirdi. Prof. Dr. Baş'ın tespitlerine göre; öğrenci veya vatandaş, devletten hizmet alan ve başörtüsünü en temel hak olarak kullanan insandır. Ne öğrencinin öğrenciliği devlet işidir, ne de öğrencinin başını örtmesi kamu gücünü kullanarak veya kamu gücünü dayatarak yapılan bir iştir. Çünkü öğrenci, kamu gücüne sahip biri değil, bilakis kamudan hizmet alan biridir. Devlet ise kendisine hizmet sunduğu vatandaşının temel haklarını kısıtlamak değil, bilakis hizmetlerinden herkesi eşit biçimde yararlandırmakla mükelleftir. Başörtüsü bahane edilerek en temel eğitim ve sair temel haklardan vatandaşı veya öğrenciyi mahkum etmek, mesela başörtülü bir hastayı devlet hastanelerine sokmamak kadar abes bir iştir, devlet adına laikliğin ihlal edilmesidir.Bugün, bu temel çerçeve içinde başörtüsü meselesinin halledilmesi gereken gündür.Başka yollara sapmak, işi tartışmalara boğmak; yine çift taraflı istismara düşmek olur. Dün karşılıklı olarak bu işin istismarını yapan muhafazakar ve devletçi görünümlü bürokrasi, şimdi yine ortaklaşa bir başka açıdan benzer istismarı kabartıp, başörtüsü meselesi, BOP eksenindeki vahim gelişmelerin üstüne şal yapılmamalıdır.AKP de, MHP de, CHP de başörtüsü sınavı vermektedirler? Halk olan-biteni böyle görmektedir.Devlet ve milletimizin arasını açan bu tip basit problemleri halledelim ki, devlet ve millet, başımıza örülen BOP ve Sevr çoraplarını fark edebilsin.
Mehmet Emin KOÇ / meminkoc@yenimesaj.com.tr
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.