Başbakan'dan o iddiaya yalanlama
Başbakan Binali Yıldırım, Wall Street Journal gazetesinin Türkiye'nin Fetullah Gülen'i İmralı'ya kaçırmak için eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ile pazarlık yaptığı ve 15 milyon dolar teklif ettiği iddiasını reddetti. Yıldırım, 'Muhatabımız ABD Hükümeti' dedi.
12.11.2017 00:00:00
Başbakan Binali Yıldırım, Amerikan CNN televizyonunda yayınlanan GPS programında Fareed Zakaria'nın konuğu oldu ve gündeme ilişkin soruları cevapladı.
Yıldırım, Fethullah Gülen'in kaçırılarak Türkiye'ye teslim edilmesi için ABD'nin eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ile pazarlık yaptıkları iddiasını reddetti. Yıldırım, "Flynn ya da başka biri bize Fetullah Gülen'in iadesi için güvence vermedi. Muhatabımız ABD hükümetidir" dedi.
Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Türkiye'nin darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen'i İmralı'ya kaçırmak için Flynn ile pazarlık yaptığını ve 15 milyon dolar teklif ettiğini öne sürmüştü.
Türkiye kanıt bile sormadı
Yıldırım, Fethullah Gülen'in ABD'den sınır dışı edilerek Türkiye'ye iade edilmesi için yürütülen süreçte Washington'a ilettikleri dosyalardaki kanıtların 'yeterince güçlü bulunmadığı' iddiasına ise şöyle cevap verdi: "15 Temmuz'da biz bir darbe girişimi yaşadık. Bir benzeri 11 Eylül'de ABD'de yaşandı. ABD saldırıya uğradığında Türkiye ilk yardım öneren ülkeler arasındaydı, Afganistan'a asker yolladı. ABD 'Bu saldırının arkasında El Kaide var' dediğinde, kimse 'Bu konuda elinizde kanıt var mı?' diye sormadı."
Türkiye'nin beklentileri azalıyor
Gülen'in sınırdışı edileceğine ilişkin 'hiçbir sinyal almadıkları' için Trump'la ilgili beklentilerinin zamanla azaldığını söyleyen Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: "Flynn ya da başka biri bize Gülen'in iadesi için güvence vermedi. Bizim muhatabımız Flynn değil ABD hükümetidir. İki ülkenin Adalet Bakanlıkları bu konuda iletişim halindeydi ve hâlâ öyleler."
Bu arada Türkiye'nin Washington Büyükelçiliğinden yapılan yazılı açıklamada ise "Gülen'in iadesi için hukukun üstünlüğünden başka yollara başvurulacağı iddiaları tamamen yalan, gülünç ve temelsizdir" ifadeleri kullanıldı.
ABD terör örgütleriyle yan yana
Başbakan Binali Yıldırım, Suriye ve Irak'taki iç savaşa, bölgesel sorunlara ve DEAŞ'la mücadeleye dikkati çekerek, "PKK, YPG ve PYD var. Bunlar Kürt, Marksist-Leninist gruplar. Türkiye için sıkıntı oluşturuyorlar. Ayrıca ABD, DEAŞ'ı yenmek için bu örgütlerle birlikte çalışıyor. ABD'nin içinde bulunduğu tarzda bir iş birliğinin bölgede barış ve istikrarı inşa etmeye katkı sağlayacağını düşünmüyorum" dedi.
ABD'nin İran politikasına ilişkin bir soru zerine Yıldırım, geçen 500 yıl boyunca İran ve Türkiye arasında hiç savaş yaşanmadığını ve Türkiye'nin bölgesel konulara ilişkin tutumunun net olduğunu kaydetti. Yıldırım, "Biz, herhangi bir mezhebin yayılmaya çalışılmasının istikrar, güvenlik ve bölgesel barış için iyi olmadığını söylüyoruz. Bu yüzden, Şii mezhebinin bölgede dağılması bölge için büyük tehlikedir. Dini bir savaş başladığında bunun ne zaman biteceğini ya da ne boyutlara erişeceğini kimse bilemez. Bu yüzden komşumuz İran'ı zaman zaman bu aktiviteleri cesaretlendirmemesi için dostça bilgilendiriyor ve uyarıyoruz" diye konuştu.
ABD medyasından iddia bombardımanı
WSJ'nin haberine göre, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) ajanları geçen yıl Aralık ayı ortalarında New York'ta '21' adlı bir kulüpte, Flynn ve Türkiye hükümetini temsil eden kişiler arasında Fethullah Gülen konusunun görüşüldüğü bir toplantıyla ilgili olarak en az 4 kişinin ifadesini aldı.
Gazete, Flynn ve aynı ismi taşıyan oğlu Michael Flynn'e, Gülen'in kaçırılarak Türkiye hükümetine teslim edilmesi karşılığında ödenebilecek ücretin 15 milyon doları bulabileceğini iddia etti.
FBI'ın görüştüğü kişilerden biri, bu toplantıda Gülen'in kaçırılıp özel bir uçakla Türkiye'de, şu anda PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kalmakta olduğu İmralı adasındaki özel cezaevine nakledilmesi teklifinin tartışıldığını öne sürdü. ABD'nin önde gelen yayın kuruluşlarından NBC de, WSJ'deki iddiaları destekleyen bir habere yer verdi.
NBC'deki haberde ek olarak, pazarlıklarda ABD'de İran'a yönelik yaptırımları deldiği suçlamasıyla yargılanmak üzeri tutuklu bulunan "İran asıllı altın tüccarı Reza Zarrab'ın nasıl serbest bırakılabileceğinin" de konuşulduğu iddia edildi.
Robert Müller söz konusu soruşturmayı, ABD'de geçen yıl yapılan başkanlık seçimleri öncesi Donald Trump'ın kampanya danışmanları ile Rusya arasındaki ilişkiler hakkındaki incelemelerinin bir parçası olarak yürütüyor.
Yıldırım, Fethullah Gülen'in kaçırılarak Türkiye'ye teslim edilmesi için ABD'nin eski Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn ile pazarlık yaptıkları iddiasını reddetti. Yıldırım, "Flynn ya da başka biri bize Fetullah Gülen'in iadesi için güvence vermedi. Muhatabımız ABD hükümetidir" dedi.
Amerikan Wall Street Journal (WSJ) gazetesi, Türkiye'nin darbe girişiminden sorumlu tuttuğu Gülen'i İmralı'ya kaçırmak için Flynn ile pazarlık yaptığını ve 15 milyon dolar teklif ettiğini öne sürmüştü.
Türkiye kanıt bile sormadı
Yıldırım, Fethullah Gülen'in ABD'den sınır dışı edilerek Türkiye'ye iade edilmesi için yürütülen süreçte Washington'a ilettikleri dosyalardaki kanıtların 'yeterince güçlü bulunmadığı' iddiasına ise şöyle cevap verdi: "15 Temmuz'da biz bir darbe girişimi yaşadık. Bir benzeri 11 Eylül'de ABD'de yaşandı. ABD saldırıya uğradığında Türkiye ilk yardım öneren ülkeler arasındaydı, Afganistan'a asker yolladı. ABD 'Bu saldırının arkasında El Kaide var' dediğinde, kimse 'Bu konuda elinizde kanıt var mı?' diye sormadı."
Türkiye'nin beklentileri azalıyor
Gülen'in sınırdışı edileceğine ilişkin 'hiçbir sinyal almadıkları' için Trump'la ilgili beklentilerinin zamanla azaldığını söyleyen Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü: "Flynn ya da başka biri bize Gülen'in iadesi için güvence vermedi. Bizim muhatabımız Flynn değil ABD hükümetidir. İki ülkenin Adalet Bakanlıkları bu konuda iletişim halindeydi ve hâlâ öyleler."
Bu arada Türkiye'nin Washington Büyükelçiliğinden yapılan yazılı açıklamada ise "Gülen'in iadesi için hukukun üstünlüğünden başka yollara başvurulacağı iddiaları tamamen yalan, gülünç ve temelsizdir" ifadeleri kullanıldı.
ABD terör örgütleriyle yan yana
Başbakan Binali Yıldırım, Suriye ve Irak'taki iç savaşa, bölgesel sorunlara ve DEAŞ'la mücadeleye dikkati çekerek, "PKK, YPG ve PYD var. Bunlar Kürt, Marksist-Leninist gruplar. Türkiye için sıkıntı oluşturuyorlar. Ayrıca ABD, DEAŞ'ı yenmek için bu örgütlerle birlikte çalışıyor. ABD'nin içinde bulunduğu tarzda bir iş birliğinin bölgede barış ve istikrarı inşa etmeye katkı sağlayacağını düşünmüyorum" dedi.
ABD'nin İran politikasına ilişkin bir soru zerine Yıldırım, geçen 500 yıl boyunca İran ve Türkiye arasında hiç savaş yaşanmadığını ve Türkiye'nin bölgesel konulara ilişkin tutumunun net olduğunu kaydetti. Yıldırım, "Biz, herhangi bir mezhebin yayılmaya çalışılmasının istikrar, güvenlik ve bölgesel barış için iyi olmadığını söylüyoruz. Bu yüzden, Şii mezhebinin bölgede dağılması bölge için büyük tehlikedir. Dini bir savaş başladığında bunun ne zaman biteceğini ya da ne boyutlara erişeceğini kimse bilemez. Bu yüzden komşumuz İran'ı zaman zaman bu aktiviteleri cesaretlendirmemesi için dostça bilgilendiriyor ve uyarıyoruz" diye konuştu.
ABD medyasından iddia bombardımanı
WSJ'nin haberine göre, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu'nun (FBI) ajanları geçen yıl Aralık ayı ortalarında New York'ta '21' adlı bir kulüpte, Flynn ve Türkiye hükümetini temsil eden kişiler arasında Fethullah Gülen konusunun görüşüldüğü bir toplantıyla ilgili olarak en az 4 kişinin ifadesini aldı.
Gazete, Flynn ve aynı ismi taşıyan oğlu Michael Flynn'e, Gülen'in kaçırılarak Türkiye hükümetine teslim edilmesi karşılığında ödenebilecek ücretin 15 milyon doları bulabileceğini iddia etti.
FBI'ın görüştüğü kişilerden biri, bu toplantıda Gülen'in kaçırılıp özel bir uçakla Türkiye'de, şu anda PKK lideri Abdullah Öcalan'ın kalmakta olduğu İmralı adasındaki özel cezaevine nakledilmesi teklifinin tartışıldığını öne sürdü. ABD'nin önde gelen yayın kuruluşlarından NBC de, WSJ'deki iddiaları destekleyen bir habere yer verdi.
NBC'deki haberde ek olarak, pazarlıklarda ABD'de İran'a yönelik yaptırımları deldiği suçlamasıyla yargılanmak üzeri tutuklu bulunan "İran asıllı altın tüccarı Reza Zarrab'ın nasıl serbest bırakılabileceğinin" de konuşulduğu iddia edildi.
Robert Müller söz konusu soruşturmayı, ABD'de geçen yıl yapılan başkanlık seçimleri öncesi Donald Trump'ın kampanya danışmanları ile Rusya arasındaki ilişkiler hakkındaki incelemelerinin bir parçası olarak yürütüyor.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.