Portekizliler 16.yy'da İslam'ın Hicri I. Asrın başlarından itibaren yayılmaya başladığı Doğu Afrika sahilleri ve batıda Kongo ve Angola'nın kıyı bölgeleri ile Batı Afrika'nın bazı noktalarına misyonlar kurarak Hıristiyanlığı yaymaya çalıştılar.
17. ve 18.yy'da ise Hollandalı göçmenler Hıristiyanlığın değişik bir yorumu olan Kalvinizmi Güney Afrika'ya soktular.19.yy'nın ortasından itibaren gerek protestan gerekse katolik misyonerler batı, doğu ve merkezi Afrika'nın muhtelif kısımlarında çalışmalara başlamışlardır.Misyonerlik faaliyetleri 1860'tan sonra çok genişlemiş ve bugün artık Büyük Sahra'nın güneyindeki sahalarda Hıristiyan misyonu bulunmayan pek az yer kalmıştır. Bununla beraber Hıristiyanlık, İslam dininin uzun zamandan beri hakim olduğu bölgelerde fazla sayıda insanı dinlerinden döndürmeye muvaffak olamamıştır. Bugün ise İslamiyetin Hıristiyanlıktan daha çok yayıldığı görülmektedir. Bölgelere göre yer yer oranlarda farklılıklar olmakla birlikte genel olarak Büyük Sahra'nın güneyindeki ülkelerde nüfusun yüzde 25'ten biraz fazlası Müslümandır. Hıristiyanların oranı yüzde 25'ten az olup kalan yüzde 50'si geleneksel kabile dinlerine bağlıdır. Afrika nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si Müslüman olmakla beraber Gine Körfezi'nin kuzey kıyıları boyunca sıralanan ülkelerde nüfusun yüzde 80'den fazlası Kuzey Afrika ülkeleriyle doğuda Somali'nin tamamı Müslümandır. Özellikle iki dünya savaşının ardından misyonerlerin gerçek yüzünü tanıyan ve ihtida eden Afrikalıların bağımsızlıklarını kazanmasında İslam'ın rolü büyük olmuştur. Aslında 1965 İkinci Vatikan Konsili'nde diyalog kararının alınmasında bu hezimetin rolü büyüktür. Kenya ve Tanzanya'da Müslümanların çoğu kıyı bölgelerinde, Batı Afrika ülkelerinde ise, daha çok kuzey bölgelerinde toplanmışlardır. Kongo Halk Cumhuriyeti ile Zambiya'da ise Müslümanz azdır.
İncil İle Zenginliğin TakasıMisyonerlerin Afrika'yı sömürgeleştirmesi konusunda Mazrui'nin değerlendirmeleri ilginçtir. Afrika'da misyonerlerin açtığı Hıristiyan okulları bir taraftan batı Hıristiyanlığına öbür taraftan batı sekülerizmine bağımlı olmuşlar. Müslüman okulları ise sadece İslama bağlı kalmışlardır.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
17. ve 18.yy'da ise Hollandalı göçmenler Hıristiyanlığın değişik bir yorumu olan Kalvinizmi Güney Afrika'ya soktular.19.yy'nın ortasından itibaren gerek protestan gerekse katolik misyonerler batı, doğu ve merkezi Afrika'nın muhtelif kısımlarında çalışmalara başlamışlardır.Misyonerlik faaliyetleri 1860'tan sonra çok genişlemiş ve bugün artık Büyük Sahra'nın güneyindeki sahalarda Hıristiyan misyonu bulunmayan pek az yer kalmıştır. Bununla beraber Hıristiyanlık, İslam dininin uzun zamandan beri hakim olduğu bölgelerde fazla sayıda insanı dinlerinden döndürmeye muvaffak olamamıştır. Bugün ise İslamiyetin Hıristiyanlıktan daha çok yayıldığı görülmektedir. Bölgelere göre yer yer oranlarda farklılıklar olmakla birlikte genel olarak Büyük Sahra'nın güneyindeki ülkelerde nüfusun yüzde 25'ten biraz fazlası Müslümandır. Hıristiyanların oranı yüzde 25'ten az olup kalan yüzde 50'si geleneksel kabile dinlerine bağlıdır. Afrika nüfusunun yaklaşık yüzde 50'si Müslüman olmakla beraber Gine Körfezi'nin kuzey kıyıları boyunca sıralanan ülkelerde nüfusun yüzde 80'den fazlası Kuzey Afrika ülkeleriyle doğuda Somali'nin tamamı Müslümandır. Özellikle iki dünya savaşının ardından misyonerlerin gerçek yüzünü tanıyan ve ihtida eden Afrikalıların bağımsızlıklarını kazanmasında İslam'ın rolü büyük olmuştur. Aslında 1965 İkinci Vatikan Konsili'nde diyalog kararının alınmasında bu hezimetin rolü büyüktür. Kenya ve Tanzanya'da Müslümanların çoğu kıyı bölgelerinde, Batı Afrika ülkelerinde ise, daha çok kuzey bölgelerinde toplanmışlardır. Kongo Halk Cumhuriyeti ile Zambiya'da ise Müslümanz azdır.
İncil İle Zenginliğin TakasıMisyonerlerin Afrika'yı sömürgeleştirmesi konusunda Mazrui'nin değerlendirmeleri ilginçtir. Afrika'da misyonerlerin açtığı Hıristiyan okulları bir taraftan batı Hıristiyanlığına öbür taraftan batı sekülerizmine bağımlı olmuşlar. Müslüman okulları ise sadece İslama bağlı kalmışlardır.
Dini ve Milli Bütünlüğümüze Yönelik Tehditler / Prof. Dr. Haydar Baş'ın kaleminden
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.