Efsanenin aktardığına göre, 5000 yıl önce Babil kentinde birbiriyle anlaşan, uyumlu yaşayan insanlar yaşıyordu. Ancak bir zaman sonra bu insanlar, Allah'ın koyduğu kurallara uymaz oldular. İnsanlararası iyi ilişkileri düzenleyen toplumsal ahlak kuralları çiğnendi, toplumun düzeni bozuldu. Toplum çürüdü. Allah, onlara büyük bir ceza verdi: O zamana kadar aynı dili konuşmakta olan insanların dillerini karıştırarak birbirlerini anlamalarını engelledi. Babil kelimesinin anlamı "karışıklık ve kargaşa" demektir. Ondan sonra Babil isimli kulede her biri birbirinden farklı diller konuştular, kimse kimseyi anlamadı ve derdini anlatamadı, kargaşa çıktı ve perişan olup gittiler ve Babil kulesi yıkıldı. Şimdi bu efsaneyi günümüz Türkiye'sine uyarlayalım. En eski zamanlardan beri kendi içimizde uyumlu, ahenkli, birbirimizin dilinden, halinden anlayan, aynı dili konuşan bir Müslüman Türk millet yapımız vardı. Aynı lisanı, aynı beden dilini, aynı duygu, düşünce ve hayal dilini, aynı hukuk, gelenek görenek, âdet, edebiyat, kültür dilini, aynı gelecek tasavvuru dilini konuşuyorduk. Müslümanlık ve Türklük değerlerine sımsıkı bağlı kaldıkça yani kendi içimizde uyumlu millet yapımızı koruduğumuz sürece çok büyük işler başardık, büyük bir tarih yazdık, büyük devletler ve medeniyetler kurduk, Ortaa Asya'dan çıkıp Anadolu'ya, oradan Avrupa içlerine kadar hem maddi hem de manevi varlığımızı yaydık. Dünya insanlığına nefes aldıran büyük bir Türkİslam medeniyeti inşa ettik. Ancak, özellikle Tanzimat'tan bu yana bizi ahenkli millet yapan Müslümanlık ve Türklük değerlerimizi bıraktık. Allah'ın evrensel yasalarına uymaz olduk. Millet olarak birbirimize bağlılığımızı, yardımlaşmamızı, dayanışmamızı, kardeşlik, birlik ve bütünlük ruhumuzu, millî ve dinî kimliğimizi yok ettik. Toplumumuzun düzeni bozuldu. Allah da bize kimsenin kimseyi anlamadığı, bölünmüşlük, parçalanmışlık ve kargaşa Babil kulesine hapsetti. "Farklı diller" bir semboldür. Aykırı fikirler, çarpık çurpuk yaşama biçimleri, abuk sabuk felsefeler, saçma sapan düşünceler, Türk milletine ve devletine ihanet içinde emperyalizmin hizmetinde olan hain siyasetler, sapıkça davranışlar, ahlaksızca insan ilişkileri hepsi "farklı dil"dir. Biz bugün Türk milleti olarak farklı dil, farklı tavır, farklı gruplara ayrılıp bölünme ve parçalanma cezasına çarptırıldık. Şu anda Türkiye birçok farklı dilin konuşulduğu, bir sürü kimsenin kimseyi anlamadığı, anlamak istemediği karmakarışık topluluklara, kompartımanlara, katlara, dairelere bölündüğü bir Babil kulesine dönmüştür. Bu fitne fesat, kaos ve karmaşa Babil kulesi yıkılmalıdır. Bunun yerine Türk beyi Oğuz Han'ın bayrağı güneş, çadırı gök olan büyük Türk çadırı kurulmalıdır. Türkiye'nin ve bölgemizin istikrarı, dirliği, düzenliği, huzuru ve sükûnu ancak o zaman sağlanır. Dünyaya nizam verme davasının torunu olan Türkler, Türkiye içindeki ve dışındaki Türk düşmanlarına kendi elleriyle teslim ettikleri idarelerini tekrar ellerine alıp, yeniden tarih yapmaya kalkarak varlıklarına ve hayatlarına anlam katmalıdır. Ey Türk! Önünde iki seçenek var: Ya zillet, ya izzet. Ya esaret ya özgürlük. Ya kölelik ya efendilik. Ya böcek olacaksın ya gökçek.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Prof. Dr. Nurullah Çetin / diğer yazıları
- Dayatılan kapitalist stil / 26.12.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015
- "Karıştır barıştır"a karşı "birleştir savuştur" / 30.11.2015
- Öğretmenler Günü'nü kutlamak / 26.11.2015
- İşin sırrı dengede / 20.11.2015
- IŞİD terörist peki Fransa nedir? / 18.11.2015
- Anaları ağlamasın diye Fransa'ya çözüm süreci desteği / 17.11.2015
- Bir 10 Kasım yazısı / 12.11.2015
- Ölmek ve köle olmak dışında üçüncü bir seçenek / 11.11.2015
- Türk sosyalistlerini marabalıktan kurtulmaya davet / 09.11.2015
- Yandakların istilası / 05.11.2015