Başbakan Erdoğan'ın başlattığı Diyarbakır Yaklaşımı'na adeta destek yağıyor! Ülkenin en değerli(!) kalemleri, siyasileri, sivil toplum kuruluşları ve hatta şehit aileleri bile Erdoğan'ın başlattığı "teröristle diyalog" yöntemini hararetle savunuyor. Herkes, bu önemli sürecin zarar görmemesi için dikkatli davranmalıymış, en ufak bir eleştiride bütün hassas dengeler yerle bir olabilirmiş! Dün Erdoğan'ın Diyarbakır'da verdiği mesajların ve başlattığı bu tehlikeli sürecin PKK için, DEHAP için, Zanagiller için, Cumartesi anneleri için, İHD için, Barzani için, İsrail için, ABD için, Avrupa için ve peşinden sürüklediği şakşakçıları için bir anlamı olabilir ama Türkiye için, Türk halkı için, vatanının bölünmez bütünlüğünü savunanlar için ve özellikle 20 yaşında evlatlarını vatan uğruna şehit vermiş şehit aileleri için hiçbir anlamı yoktur. Aksine bu tehlikeli politika bu kesimi derinden yaralamakta ve yaralarına tuz basmaktadır. ***Erdoğancı medyanın dünkü manşetleri kaydadeğerdi: "Şehit aileleri Erdoğan'a tam destek verdi", "Şehit ailelerinden çözüme tam destek". Erdoğan sözde aydınlarla yaptığı görüşmenin hemen ardından soluğu İzmir Şehit Aileleri Yardımlaşma Derneği'nde aldı. Önceden ayarlanan bu görüşme sonrasında dernek başkanı Yavuz Alphan'ın Yeni Şafak ve Zaman gazetelerine yaptığı özel açıklamalar gerçekten dikkat çekici. Alphan, Erdoğan'ın aydınlarla görüşmesine ve Diyarbakır ziyaretine hararetle destek veriyor. Alphan'ın verdiği desteği tüm şehit ailelerine maletmemiz mümkün değil, çünkü aşırı politize olmuş kişilerin yaptıkları yandaş yorumlar, Türkiye'nin terör konusundaki en hassas kesimi olan şehit ailelerin görüşü olarak algılanamaz. Teröristbaşının İmralı hükümranlığı ve PKK'ya şehit ailelerinin hangi nazarla baktıklarını ve bugüne kadar Öcalan'ın asılmamış olmasından duyulan memnuniyetsizlik hepimizin malumu. Bu yüzden Alphan'ın söyledikleri, kendisini bağlamanın ötesinde hiçbir anlam ifade etmez. Başbakanın başlattığı bu tehlikeli girişimlere destek veren kasıtlı kasıtsız herkesin şunu çok iyi bilmesi gerekir ki, terör bu şekilde bitirilemez. Karşınızda size silahla cevap veren, hergün birkaç askerimizi şehit eden ve kesinlikle muhatap alınmaması gereken illegal silahlı terörist bir örgüt var. Bu örgütün ve yandaşlarının tek hedefi var, Türkiye'yi bölmek. Bu kişiler Erdoğan'ın büyük bir yaygara kopartarak gittiği Diyarbakır'ı sözde Kuzey Kürdistan'ın başkenti olarak görüyor. Güney Kürdistan'ın başkenti Kerkük, Kuzey Kürdistan'ın başkenti ise Diyarbakır! Türkiye'nin güneydeki oluşuma müdahale alanı neredeyse kalmadı. Güneyde atı alan Üsküdar'ı geçti ve "de facto" durum "de jure" noktasına hızla taşınıyor. Fakat Kuzeydeki yani Türkiye'nin Güneydoğusundaki oluşumun fitili ise bizzat Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı tarafından ateşleniyor. İşin vahim tarafı da işte burası. ***Hürriyet'in yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök "o anneler bile destekliyorsa" başlıklı Erdoğan'ın girişimlerini gönülden destekleyen yazısının sonunda şöyle bir cümle kullanıyor: "Sonuçta bir galibiyet olacaksa, bu hepimizin galibiyeti olacaktır." Özkök bu cümleyle Türkiye'nin topyekün Erdoğan'ı desteklemesi gerektiğini vurgulamaya çalışıyor. Ama Özkök'ün atladığı önemli bir ayrıntı var? Erdoğan'ın başlattığı bu sürecin galibiyetle sonuçlanma ihtimali bulunmuyor. Ve doğal olarak bu süreç sonundaki mağlubiyet hepimizin mağlubiyeti olacak, Türkiye'nin bölünmesi, birliğimizin ve dirliğimizin son bulması sonucunu doğuracaktır. ***Son olarak, Başbakan Erdoğan Diyarbakır'da verdiği mesajda "daha fazla demokrasi" diyor. Biz daha fazlasını istemiyoruz, birazcık vatanseverlik lütfen! Azıcık vatanseverlik!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Alperen Polat / diğer yazıları
- Sadaka sosyalizmi / 17.04.2013
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012
- Namusumuza dokunan yanar / 14.04.2013
- MHP'nin misyonu / 26.03.2013
- Tarihe şahitlik ettim / 04.03.2013
- Teröre teslim olduk / 15.01.2013
- Atatürk’e sahip çıkana sahip çıkmak / 12.01.2013
- Talabani miadını doldurdu, sıradaki gelsin! / 21.12.2012
- Arınç misyonu / 20.12.2012
- 1962’den 2012’ye ‘satılık müttefik’ Türkiye! / 19.12.2012
- ‘NATO toprağı Türkiye’den dünya savaşının fitilini ateşlemek / 18.12.2012