Durduk yerde yapay bir gündem icat edildi! Neymiş efendim Atatürk diktatör imiş! Güler misiniz, ağlar mısınız! Hayır hadise münferit bir münevver fantezisi olarak kalsa sözüm olmaz da, bu olayın televizyon tartışmaları ile çok sayıda yandaş kalemin sütunlarına malzeme olması bende Mustafa Kemal ismine ve imajına taarruz şüphelerini uyandırdı. Kuşkusuz her beşer gibi Atatürk'ün de yanlışları olmuştur lakin son tahlilde Mustafa Kemal tarihe gömülen imparatorluk enkazından milli bir devlet inşa eden gerçek bir önder ve de kahramandır. Eğer bu ülkenin 90 bin camiinde her gün 5 vakit Ezan-ı Muhammediye okunabiliyorsa herhalde Haçlı Emperyalizmine meydan okuyan ve onları def eden Mustafa Kemal ile arkadaşlarının bunda büyük bir payı olsa gerektir...Ama diktatoryal uygulamaları mı dediniz? Yahu Mustafa Kemal'ın dönemi Führer ile Duçe'lerin ya da Hitler ile Mussolini gibilerin geniş yığınlarca kucaklandığı ve de kutsandığı günlerdi. Dolayısı ile o yılları bugünün zaviyeleri ile değerlendirmek objektif kıstaslara uyar mı? Ayrıca Mustafa Kemal çoğulcu rejime geçmek için önce Terakki Perver, 6 yıl sonrasında da Serbest Fırka'nın kurulmasına bizzat öncülük etmiştir. Ne var ki o günün iç ve dış konjonktürü buna izin vermemiştir. Arşivler ortada Mustafa Kemal onlarca yıl dindarlar değil ama dinci çevreler ile sol cenahın boy hedefi idi! Dinciler Atatürk'ü dinsiz gibi sunup güya rövanş almaya, solcular da gardrop devrimcisi diye lanse edip burjuva yaftasını yapıştırmaya çalıştılar. Bu çevrelere karşı etki-tepki realitesinden hareketle sözde Atatürkçüler türedi ki aslında Mustafa Kemal'e en büyük kötülüğü o şekilci yani kavram tüccarı olan kesim yaptı. Atatürkçülüğü, onun bağımsızlık şiarını yeni dimağların beyinlerine yerleştirmek yerine sadece cadde ve sokaklara büst dikme gibi basitlikler yaptılar. Bu çevrelere son dönemde bir güruh daha ilave oldu ki en tehlikeli olan bu kesimdir! Mustafa Kemal'ın Üniterlik ve Milli Devlet olgusunu yere sermek isteyen bu yeni tayfa aslında emperyalizmin sivil lejyonerleridir... Arap baharı(!), BOP, Suriye, İran ve Kürdistan hikâyelerinin yoğunluk kazandığı bir süreçte Milliğin sembolü olan Atatürk'ün apansız olarak hedefe oturtulması tesadüf olabilir mi?Abdullah Gül'ün Dersim gafletiAdı: Hüseyin Aygün. Görevi: CHP Tunceli milletvekilliği. Hüseyin Bey, Dersim dernek temsilcileri ve Seyid Rıza'nın torunu Rüstem Polatlı ile beraber hareket ederek Çankaya Köşküne müracaat ediyor ve devletteki gizli Dersim arşivlerinin açılmasını istiyor. Cumhurbaşkanı Gül bu isteme evet diyor ve heyete randevü veriyor! Açık söyliyeyim bu tablo asgariden gaflettir. Öyle ya ülkenin ve devletin birliğini temsil eden bir makam ve orada oturan zat, ayrıştırmayı amaç edindiği ortada olan böyle bir teşebbüse nasıl omuz verir? Tamam bu ülkede geçmişte şartlar gereği hoş olmayan şeyler elbette olmuştur da bunu bugünlere taşımak ve yeni husumet iklimlerini oluşturmak Cumhurbaşkanının işi mi olmalıydı? Yazıklar olsun!İşte susturulanların listesiKamer Genç'in TBMM kürsüsünde saldırıya uğraması sonrasında Meclis Kürsüsü de artık susturulanlar listesine girmiştir.Peki AKP ile beraber diğer susturulanlar mı? 1) Medyanın yüzde 95'i! 2) Türk Silahlı Kuvvetleri 3)Türk yargı sistemi. 4)TÜSİAD, TOBB, sendikalar gibi sivil toplum kurumları ve örgütler. 5 )TBMM 6) Her çevreden aydınlar! 7) Üniversiteler! 8) Muhalefet zeminini kaybeden muhalif siyasi partiler! 9) Vergi cezası sopası ile sindirilen müteşebbisler! 10) Telefonlarım dinleniyor, bizi de içeri atarlar korkusuna kapılan halk ekseriyeti! NOT: Böyle bir rejime ancak "Tramvay demokrasisi" denilebilir ki bu kavram; "Demokrasi benim için tramvaydır, gideceğim yere onunla gider ve sonra ondan inerim" diyen Sayın Tayyip Erdoğan'ındır.Sorumlu bakanınızdır Sayın Başbakan!Tayyip Bey hesap soracağız dedi! Kimlerden mi? Van'da yaşanan son rezalet yani hasarlı evlere oturulabilir fetvasını verenlerden! Aman ne güzel demeyin Başbakan kendi Bakanını değil, alt düzeydeki memurları ve üniversite mensuplarını kastediyor ki bunu açıktan dillendirdi. İyi de sorumlu olan onlar değil bizzat Şehircilik Bakanı olan Erdoğan Bayraktar değil mi? Sayın Bayraktar; "Bakan ve inşaat mühendisi olarak söylüyorum bundan sonra deprem olmaz girin evlerinize" dedi mi demedi mi? Dediği kamera kayıtları ile tescilli olduğuna göre soruyorum birinci sorumlu Erdoğan Bey değil mi? Hükümetin şehirleşmeden sorumlu ismi böyle bir açıklama yaptıktan sonra hangi memur tam tersi davranabilir ve bakanı yalancı çıkarabilir? Kuşkusuz bütün bunları Tayyip Bey de biliyor ama onun derdi üzüm yemek değil milletin gazını almaktır!
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Sabahattin Önkibar / diğer yazıları
- Genelkurmay'da 40 Gülen taraftarı? / 30.06.2014
- Erdoğan IŞİDden korkuyor, çünkü? / 26.06.2014
- Jandarma, Ege ordusu ve Özel Kuvvetler! / 25.06.2014
- AKP'den Kuran'a sansür! / 23.06.2014
- IŞİD Türkiye'yi vuracak! / 19.06.2014
- Üç alçaklık ve dinsel ırkçılık! / 18.06.2014
- Avrasyacılık ve Prof. Dr. Haydar Baş / 16.06.2014
- Bayrak ve ölü Kürt! / 12.06.2014
- İşte Başbakan'ın uçağındaki casus! / 11.06.2014
- Başbakan belden aşağı kaset mi bekliyor? / 09.06.2014
- Erdoğan IŞİDden korkuyor, çünkü? / 26.06.2014
- Jandarma, Ege ordusu ve Özel Kuvvetler! / 25.06.2014
- AKP'den Kuran'a sansür! / 23.06.2014
- IŞİD Türkiye'yi vuracak! / 19.06.2014
- Üç alçaklık ve dinsel ırkçılık! / 18.06.2014
- Avrasyacılık ve Prof. Dr. Haydar Baş / 16.06.2014
- Bayrak ve ölü Kürt! / 12.06.2014
- İşte Başbakan'ın uçağındaki casus! / 11.06.2014
- Başbakan belden aşağı kaset mi bekliyor? / 09.06.2014