Ecdadına iftira ettiren ve bu iftiraları sineye çeken bir millet, ilerlese ne olur, ilerlemese ne olur? Aziz Karaca yazıyor...
AT İZİNİ İT İZİNE KARIŞTIRANLAR HIZLA ÇO?ALIYOR / AZİZ KARACA'nın yazısı...
Koca koca adamlar, okumuş üniversite bitirmişler, Bakan, Başbakan, Meclis Başkanı olmuşlar, fakat at izini it izinden ayıramadıklarını belgeleyen açıklamalar yapıyorlar, davranışlar sergiliyorlar.
Memleketin ilerlemesi, demokrasinin gelişmesi ile, memleketin harici ve dahili düşmanlarıyla işbirliği yapmayı, aynı şeyler olarak anlıyor ve anlatıyorlar. Basiretin buharlaştığı, ferasetin firar ettiği, teyakkuzun gafletle yer değiştirdiği bir dönemden geçiyoruz.Bu cennet vatanımızı binbir çile ve meşakkatle, binlerce gencini toprağın karabağrına gömerek, haçlıların saldırılarından, emperyalist emellerinden kurtaran, koruyan ve vatan toprağı olarak bizlere emanet eden Aziz ecdadımız ağza alınmayacak iftiralarla karşı karşıya. Toprağın altında oldukları için kendilerini savunma imkanları da yok. Ama bıraktıkları tarih, bıraktıkları miras ortada ve geride bıraktıkları yetmiş milyon torun da ortada.
Şimdi 70 milyonun büyük çoğunluğu dedelerinin şanına, şerefine, şahsiyetine sahip çıkıyor ve bu topraklar iftiracıların iftiralarına zemin olmasın, buna izin vermeyelim diyorlar. Hınçak ve Taşnak uzantılarından, iftiracı çevrelerden önce bu memleketin Başbakan'ından, Meclis Başkanımızdan sert açıklamalar geliyor. Ecdadın şerefine şahsiyetine sahip çıkmaya çalışan milyonları, demokrasinin, özgürlüklerin, ilerlemenin önündeki büyük engel olarak ilan ediyorlar.
Aklıbaşında, düşünen, tefekkür eden, vatan, bayrak, bağımsızlık derdi çeken nice milyonlar, yöneticilerin bu garip, bu acayip açıklamaları karşısında donup kalıyorlar. Bir avuç iftiracının iftira etme hakkı var fakat, milyonlarca vatan evladının iftiralara cevap verme, tepki koyma hakkı yok. Bu nasıl anlayıştır, algılayıştır, bu nasıl yöneticiliktir?
Bir avuç kendini bilmez, nankör, yemek yediği kaba pisleyen iftiracının önünü açarak, meydanı onlara teslim ederek neyin ilerlemesini, nasıl sağlayacaksınız? Ecdadına iftira ettiren ve bu iftiraları sineye çeken bir millet, ilerlese ne olur, ilerlemese ne olur? Ecdadının hakkına, hatırasına sahip çıkmayan bir millet yarınına, yarın ki nesillerine nasıl sahip çıkacaktır?
At izi it izine o kadar karıştı, karıştırdılar ki boyunlarına at nalı kadar haç takıp ecnebilere gelin olan kızlarımızı da ilerlemenin, kalkınmanın ve demokrasinin sembolü olarak takdim ediyorlar şimdilerde.
AT İZİNİ İT İZİNE KARIŞTIRANLAR HIZLA ÇO?ALIYOR / AZİZ KARACA'nın yazısı...
Koca koca adamlar, okumuş üniversite bitirmişler, Bakan, Başbakan, Meclis Başkanı olmuşlar, fakat at izini it izinden ayıramadıklarını belgeleyen açıklamalar yapıyorlar, davranışlar sergiliyorlar.
Memleketin ilerlemesi, demokrasinin gelişmesi ile, memleketin harici ve dahili düşmanlarıyla işbirliği yapmayı, aynı şeyler olarak anlıyor ve anlatıyorlar. Basiretin buharlaştığı, ferasetin firar ettiği, teyakkuzun gafletle yer değiştirdiği bir dönemden geçiyoruz.Bu cennet vatanımızı binbir çile ve meşakkatle, binlerce gencini toprağın karabağrına gömerek, haçlıların saldırılarından, emperyalist emellerinden kurtaran, koruyan ve vatan toprağı olarak bizlere emanet eden Aziz ecdadımız ağza alınmayacak iftiralarla karşı karşıya. Toprağın altında oldukları için kendilerini savunma imkanları da yok. Ama bıraktıkları tarih, bıraktıkları miras ortada ve geride bıraktıkları yetmiş milyon torun da ortada.
Şimdi 70 milyonun büyük çoğunluğu dedelerinin şanına, şerefine, şahsiyetine sahip çıkıyor ve bu topraklar iftiracıların iftiralarına zemin olmasın, buna izin vermeyelim diyorlar. Hınçak ve Taşnak uzantılarından, iftiracı çevrelerden önce bu memleketin Başbakan'ından, Meclis Başkanımızdan sert açıklamalar geliyor. Ecdadın şerefine şahsiyetine sahip çıkmaya çalışan milyonları, demokrasinin, özgürlüklerin, ilerlemenin önündeki büyük engel olarak ilan ediyorlar.
Aklıbaşında, düşünen, tefekkür eden, vatan, bayrak, bağımsızlık derdi çeken nice milyonlar, yöneticilerin bu garip, bu acayip açıklamaları karşısında donup kalıyorlar. Bir avuç iftiracının iftira etme hakkı var fakat, milyonlarca vatan evladının iftiralara cevap verme, tepki koyma hakkı yok. Bu nasıl anlayıştır, algılayıştır, bu nasıl yöneticiliktir?
Bir avuç kendini bilmez, nankör, yemek yediği kaba pisleyen iftiracının önünü açarak, meydanı onlara teslim ederek neyin ilerlemesini, nasıl sağlayacaksınız? Ecdadına iftira ettiren ve bu iftiraları sineye çeken bir millet, ilerlese ne olur, ilerlemese ne olur? Ecdadının hakkına, hatırasına sahip çıkmayan bir millet yarınına, yarın ki nesillerine nasıl sahip çıkacaktır?
At izi it izine o kadar karıştı, karıştırdılar ki boyunlarına at nalı kadar haç takıp ecnebilere gelin olan kızlarımızı da ilerlemenin, kalkınmanın ve demokrasinin sembolü olarak takdim ediyorlar şimdilerde.
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.